KUŞ GRİBİ

Kuş Gribi; Avian İnfluenza; H5N1virüsü; Tavuk vebası;

Dr. Aydoğan Lermi

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı

Grip virüsü nedir ?

Kuş gribi insanlarda da hastalık yapabilen grip virüsüdür. Genellikle kuşlardaki grip insanlara bulaşmaz ancak nadiren insanlara bulaşacak kadar tehlikeli olabiliyor. Grip hastalığının etkeni İnfluenza virüsüdür. İnfluenza virüsünün üç çeşidi vardır (İnfluenza A, B ve C ). Grip hastalığı sadece insanoğluna özgü bir hastalık değildir, insanlar dışında domuzlar, inekler, köpekler, kuşlar, atlar, denizde yaşayan memeli hayvanlar da da aynı virüse bağlı grip hastalığı görülür.
İnfluenza C virüsü hafif gribal şikayetlere sebep olurken influenza A ve B virüsleri grip salgınlarına neden olurlar.

Kuş gribinin normal gripten farkı ne?

İnfluenza A virüsü dünya çapında grip salgınlarına ve milyonlarca insanın ölmesine neden olan virüstür. İnfluenza A virüsü üzerinde taşıdığı Hemaglütinin ( H ) ve Nöraminidaz ( N ) proteinlerine göre tellendirilir. İnfluenza A nın bilinen 15 H ve 9 N tipinden hepsi kuşlarda hastalık yaparken sadece H 1, H2 ve H3 tipi insanda hastalık yapar, diğerlerinin insanda hastalık ve salgın yaptığı görülmemişti.
İnsan bağışıklık sistemi grip virüsünü H ve N proteinlerini tanır ise virüse karşı savaşır ve virüsü yok eder H ve N proteinlerini tanımıyorsa virüsü yenmek için geçen hazırlık süresinde virüs insana çok hızlı ve çok ağır zararlar verebilir.

Grip virüsü genetik yapısı ve özellikleri sayesinde H ve N proteinlerinde her yıl küçük değişiklikler yaparak insan bağışıklık sistemini atlatır ve grip salgınlarına neden olur.
İnfluenza A virüsü her 25 – 30 yılda bir H ve N proteinlerinde çok büyük değişiklikler yaparak hiç tanınmaz hale gelir ve tüm dünyayı etkileyen ( pandemi ) grip salgınlarına yol açar. 20. Yüzyılda 1918, 1957, 1968 ve 1977 yıllarında bu şekilde 4 salgın olmuş 1918 grip salgınında yaklaşık 50 milyon kişi hayatını kaybetmiştir.

Kuş gribi neden tehlikelidir?

Özet: İnfluenza virüsü kendisini değiştirebilen ve insanlar dahil birçok canlıda salgınlar şeklinde hastalık yaparak hayatını devam ettiren bir virüstür. Bu virüs milyonlarca yılda evrim geçirerek gelebileceği en iyi şekle gelmiştir. Hayat tecrübesi insanoğlundan çok daha fazladır. Sağlıklı insanlarda çok ölümcül olmasa da kalp akciğer böbrek hastalıkları vb şikayetleri olanlarda hızla ölümcül seyreder. Normal insan grip virüsleri 10 000 de 1 –3 ölümcüldür buna rağmen dünya çapındaki salgınlarda milyonlarca kişiyi öldürebilir. İşte bu yüzden yani insanoğlu için oluşturduğu tehlike yüzünden dünya sağlık örgütü bu virüsü takibe aldı birinci dünya savaşından sonra yaşanan salgın ve toplu ölümler savaştan kat kat zararlıydı. Dünyanın yedi ülkesinde ana laboratuarlar ve tün dünyaya yayılmış toplam 120 laboratuvar ile tüm şüpheli hastalardan elde edilen örnekler incelenmeye başlandı ve virüsün nasıl değiştiği tehlikeli değişimler içinde olup olmadığı, bir salgın hazırlığı yapıp yapmadığı takip edilmeye başlandı. Bu takibin en önemli sonucu dolaşımda olan virüslerin tespiti ve bunlara karşı aşı üretilebilmesi olmuştur.
Dünya sağlık örgütü her hafta influenza vakalarının incelenmesi ve virüs hareketlerini bildiren bir rapor yayınlar

Avian influenza A H5 N1 ise ( eğer bulaşabilirse ) insanlarda % 58 ölümcül seyrediyor ve sağlıklı hastalıklı ayrımı yapmadan ciddi ve ölümcül komplikasyonlara neden olabiliyor.

Kuş gribi virüsü nedir ?

İnfluenza A virüslerinin bilinen 15 çeşidinin hepsi kuşlarda grip yapar fakat bunlardan özellikle iki tanesi H5 ve H7 tipleri kuşlar arasında çok hızlı yayılır ve çok ölümcül seyreder bunlara yüksek düzeyde patojen Kuş gribi virüsü ( HPAI ) denir ve kümes hayvanları gibi evcil kuşlara bulaşırsa % 100 ölümcül seyreder. Diğer influenza virüsleri de kuşlarda hastalık yapar fakat çok ölümcül seyretmez ör: influenza A H9, H 11 vb.
Kuş gribi ilk kez 1800 lü yılların sonunda İtalya’da tespit edildi ( yani insan oğlu tarafından anlaşıldı ) fakat hep arada bir tür barajı olmuştu.
Yaban kuşları grip virüslerine daha dirençlidir, ölüm oranı daha azdır.
İnfluenza A H5 N1 virüsü genellikle kuşlarda hastalık yapan bir virüstür ve kuşlarda grip yapan 15 influenza virüsün den sadece biridir.
Genellikle kuş gribi virüsleri insanlarda hastalık yapmazlardı yani arada bir tür barajı vardı. 1997 de Hong Kong da kuş gribi salgını sırasında hasta olan 3 kişide aynı virüs ortaya çıkınca ( bunlardan 2 si öldü) bu İnfluenza A: H5 N1 in niyetinin iyi olmadığı tür barajını kırarak insanoğlu için çok tehlikeli bir salgına hazırlandığı anlaşıldı. Bir hafta içinde Hong Kong’daki tüm kanatlı kümes hayvanları itlaf edildi ve insanlar bir oh çekip kurtulduk dediler ?
O tarihten sonra H5N1 dışında kuş gribi vakaları tatbikî oldu fakat influenza A H5 N1 ile değil.
Tam kurtulduk derken 2002 sonlarında tam 6 ülkede birden İnfluenza A H5 N1 tekrar ortaya çıktı. Tüm karantina önlemlerine ve itlaflara rağmen önü alınamadı.

Kuş gribi nasıl yayılır?

Göçmen kuşlar özellikle balıkçıllar ve yeşilbaşlı ördekler hem virüsü çok uzaklara taşıyabilir ve dışkılarıyla bulaştırır hem de sadece çok hafif ve kısa süreli bir hastalık geçirirler. Bu kuşlar gribe daha dayanıklıdırlar ve virüsün doğada canlı kalmasını sağlarlar. Virüs kuş dışkısıyla etrafa ( suya ve toprağa ) yayılır. Dışkıyla bulaşan gübre, toz, toprak, alet, edevat, traktör, donanım, yem, yemlik, giysi, kafes, ayakkabı vb. aracılığıyla bir çiftlikten diğerine, göçmen kuşlar aracılığıyla da şehirler, ülkeler hatta kıtalar arası yayılması mümkün olmaktadır.
Virüs yaban kuşlarının dışkılarıyla kümes hayvanlarına bulaşır. Kuş dışkısının 1 gramında 1 milyon kuşu hasta edecek kadar virüs bulunur. İnfluenza A virüsü düşük sıcaklıkta uzun süre canlı kalır. Virüs gübrede soğukta 3 ay, suda 22 derecede 4 gün ve 0 derecede 30 günden fazla canlı kalır.

Kuş gribinin etkileri ne?

Kümes hayvanları ( tavuk, hindi, ördek, kaz vb. ) influenza A H5 N1 virüsüne karşı son derece hassastır. Virüsün kümes hayvanları gibi evcil kuşlara yayılması son derece tehlikeli sonuçlar doğurur. İnfluenza A H5N1 gribi kümes hayvanları arasında %100 ölümcül seyreder. Kuşlar genellikle hastalığın başladığı gün içinde hızla ölmeye başlarlar.
İnfluenza A H5 N1 virüsü özellikle gelişmekte olan ülkelerde kümes hayvancılığı endüstrisi ve çiftlik sahipleri üzerinde son derece yıkıcı etkiye sahiptir. Virüs çok hızlı yayılır ve kontrol atına alınması çok güç olabilir.

İnsanda kuş gribi nasıl hastalık yapıyor?

Kuş gribi virüsü genellikle insanları doğrudan hasta edemez ve insandan insana bulaşamaz. İnsanlardaki vakalar sınırlı sayıdadır ve kuş gribi salgınları sırasına hasta kuşlar ile çok yakın temas sonucu ortaya çıkmışlardır. İnsanlarda kuş gribi tipik grip bulgularıyla seyretmekte ( ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, öksürük vb. ), bununla beraber zatürre, organ yetmezlikleri, göz enfeksiyonu, pıhtılaşma bozuklukları daha sık görülmektedir. İnsanlarda kuş gribi normal gribe oranla çok daha ölümcül seyretmektedir. Bugüne kadar tespit edilen 100 civarında vaka vardır ve bunların %73 ü ölümle sonuçlanmıştır. Vaka sayısının bu kadar az olması virüsün henüz insandan insana bulaşma kabiliyetinin olmamasındandır. İnfluenza virüsleri genetik olarak hızla değişebilen virüslerdir ve kuş gribi virüsü H5 N1 bir şekilde bu özelliği kazanabilir.
2003 aralık ayından itibaren güney Kore’den başlayarak doğu Asya ülkeleri, Asya ülkeleri Ortadoğu, Rusya ve Avrupa da salgınlar şeklinde hızla yayılan kuş gribi şu ana dek hiç rastlanmamış bir durumdur.
Hem çok hızlı yayılabilen hem de insanlarda % 73 ölüm oranıyla hastalık yapabilen bir virüsün insandan insana geçme özelliği kazanması tüm dünyada yüz milyonlarca insanın ölmesine neden olacağı açıktır. İşte tüm dünya da sağlık örgütlerini alarma geçiren tehlikede budur.
Bir virüsün salgın yapabilmesi için neler lazım:
a- bu virüsün iyi bir deposu olması lazım: göçmen kuşlar hem çok büyük hem de çok yaygın bir depo görevi görüyor bu depoyu temizlemek de neredeyse mümkün değil
b- Bu virüsün çok iyi bir yayılma ağı olması lazım: göçmen kuşlarda hasta oluyor fakat onlarda hastalık %100 ölümcül değil sağ kalanlarda uzun süre dışkılarıyla virüsü bulaştırıyor. Ayrıca ülkeler, kıtalar arası hızlı bir taşıma ağı oluşturuyorlar.
c- Kolay bulaşabilmesi lazım: kuşlar ve kanatlılar arsında hızla yayılabiliyor. Doğada uzun süre canlı kalabiliyor.
Virüs insandan insana nasıl bulaşıyor? Virüs üzerinde proteinler var. Bu proteinler virüsün genleri tarafından kodlanıyor. Herhangi bir şekilde ağız- burun- göz mukozasına bulaşan virüs mukoza hücre yüzeyine bu proteinle yapışıp hücre içine giriyor ve çoğalmaya başlıyor.
İnsan grip virüsleri bu şekilde bulaşıyor. İnsan grip virüsünde yüzey proteini var kuş gribi virüsünde yok. Eğer virüsün yüzey proteini yoksa hücre içine girmesi zordur. Çok fazla virüs yoğun şekilde alınırsa (hasta kuşlarla yoğun temas vb) mukoza hücresi virüsü içine alır ve hastalık başlar. Eğer kuş gribi virüsü insan gribi virüsünden bu proteinin genini alırsa (ki virüsler arasında gen alışverişi çok sık ve çok kolay olur) işte o zaman insandan insana hızla yayılabilecek çok ölümcül bir virüsle karşı karşıya kalırız. İşte tüm dünyanın korktuğu ve önlem almaya çalıştığı şeyde budur.

Kuş gribinden Korunma ve kontrol

Kuş gribinin yayılmasını durdurmak ve hastalığı kontrol altına almak için hastalıklı ve teması olan kuşların hızla imhası ve uygun şekilde ortadan kaldırılması, çiftliklerin dezenfeksiyonu ve karantinaya alınması gerekir. Maalesef bildiğimiz klasik karantina önlemleri ve hasta kuşların itlafı dışında alınabilecek daha etkili bir önlem hâlihazırda yoktur. Virüs 56 C de 3 saatte, 60 C de 30 dakikada ölür. Yaygın olarak kullanılan dezenfektanlar virüsü öldürmeye yeterlidir. İnsanların virüsle temasını azaltacak tüm karantina önlemleri sıkı şekilde uygulanmalı, canlı kümes hayvanlarının nakli kısıtlanmalıdır. Kümes hayvancılığı, et ve paketleme işlemlerinde hijyenik kurallara uyulmalı, çiğ ete dokunduktan sonra eller yıkanmalı, kümes hayvanlarının et ve yumurtası en az 70 derece ve üzerinde pişirilmelidir. Tüm mikrobik hastalıklarda olduğu gibi kuş gribi içinde kişisel temizlik, el yıkama ve hijyenik kurallara uymak hastalığın bulaşmasını engellemek için önemlidir.
Şu anda kullanımda olan grip aşıları insan gribi virüslerinden hazırlanmıştır ve kuş gribine karşı koruyucu değildir. Yinede kuş gribiyle karşılaşma ihtimali yüksek olan kişilere ( kümes hayvancılığı, et üretimi, paketleme, sağlık çalışanları, kuş gribi görülen bölge halkı, vb) grip aşısı yaptırmaları önerilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü Global İnfluenza Surveillance Network Laboratuvarlarıyla birlikte aşı çalışmalarına başlamıştır. Hastalık laboratuvar yöntemleriyle teşhis edilebilmektedir. Anti viral olarak kullanımda olan ilaçlar virüsün üremesini ve hastalığı durdurabilmektedir. Ayrıca bir önlem olarak kuş gribi vakalarının görüldüğü bölge halkına bu ilaç verilerek hastalık kapılması da engellenmeye çalışılmaktadır.
Sonuç olarak kuş gribi insan sağlığı için önemli bir tehdit olarak varlığını devam ettirmektedir.




TİFO

Tifo; Paratifo; Enterik Ateş;

Tifo ve paratifo hastalığı Salmonella bakterisi ile meydana gelen sistemik enfeksiyon hastalıklarıdır. Tifoya Salmonella typhi paratifoya ise Salmonella paratyphi neden olur.
Tifo az gelişmiş ülkelerde alt yapı kanalizasyon sistemlerinin, temiz içme sularının olmadığı ülkelerde, sanitasyon temizlik ve hijyen koşullarına uyulmayan yerlerde salgınlar şeklinde görülür.
Tifo tedavi edilmez ise ölüme neden olabilir. Hastalık gıdalar ve sular ile ağızdan bulaşır:

  •  Kanalizasyon suları ile kirlenmiş içme ve kullanma suları,
  •  Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri,
  •  Tifo hastası yada tifo taşıyan kişilerin hazırladığı gıda ve içecekler,
  •  Uygun şeklide saklanmamış gıdalar,
  •  Temizlik, sanitasyon ve hijyen koşullarına uyulmaması tifo bulaşmasına yol açar.

Bakteri gıdalar ve sular ile ağızdan girdikten sonra barsaklarda yerleşerek çoğalmaya başlar daha sonra kan yoluyla diğer organlara giderek tüm vücutta sistemik enfeksiyona neden olur.

  •  Kirli suları kullanmak,
  •  İyi bir kanalizasyon ve içme – kullanma suyu sisteminin olmaması,
  •  Çiğ gıda yemek,
  •  Kirli sular ile yıkanmış meyve, sebze ve salata yemek,
  •  Kirli sulardan yapılmış buzları kullanmak,
  •  Sanitasyon şartlarının kötü olduğu yerlerde yaşamak veya buralara seyahate gitmek tifo hastalığı kapma şansını arttırır.

Tifo belirtileri nelerdir?

Hastalık mikrop vücuda girdikten 6 ila30 gün içinde başlar. En sık görülen şikayetler:

  •  Hastalık aşırı yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı ve ateş ile başlar,
  •  Ateş ilk 3 -4 gün içinde giderek artar,
  •  Ateş, ateş özellikle sabahları normal öğleden sonra yükselmeye başlayan ve akşamları 39 dereceyi bulan ateşler şeklinde görülür,
  •  Üşüme, titreme,
  •  Şiddetli baş ağrısı,
  •  Kabızlık yada ishal,
  •  Kramp tarzında karın ağrıları,
  •  Halsizlik, bitkinlik hali,
  •  İştahsızlık,
  •  Vücutta pembe döküntü ( özellikle gövdede ),
  •  Baş dönmesi,
  •  Kas ağrıları,
  •  Ense ve boyunda lenf bezlerinin şişmesi,
  •  Karaciğer ve dalağın büyümesi en sık görülen şikayetlerdir.

Tifo teşhisi nasıl konur?

Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Tifo teşhisi laboratuvar testleri ile konur.

  •  Kan sayımı ( Hemogram),
  •  CRP,
  •  Sedimantasyon,
  •  Tam idrar tahlili,
  •  Gruber Widal serolojik testi,
  •  Kan kültürü,
  •  Dışkı kültürü testler ile konur.

Tifo tedavisi :

Tifo tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Tifo tedavi edilmeden önce oldukça bulaştırıcıdır. Hastaların bir kısmında şikayetler geçse de hasta taşıyıcı olur ve hastalığı bulaştırmaya devam eder. Tifo taşıyıcı hastalar hiçbir şikayetleri olmadan hastalığı dışkı ve idrarları ile yayarlar. Hastalığın tek kaynağı insandır. Tifo doğada başka canlıda bulunmaz. Taşıyıcılar antibiyotik ile tedavi edilmelidirler. Safra kesesinde taş olan taşıyıcılarda ise antibiyotik yetersiz kalır ise ameliyat ile safra kesesinin alınması gerekir.
Tedavi edilmeyen hastalarda tifo barsak delinmesi ve ölüme neden olur.

Tifo dan korunma:

Tifodan korunmanın en önemli yolu iyi bir alt yapı ve kanalizasyon sistemidir. Tifo alt yapısı olmayan kanalizasyon sistemi olmayan veya iyi çalışmayan bölgelerde görülür. İçme ve kullanma suyunun kanalizasyon sitemi ile bulaştığı yerlerde salgınlar yapar. Böyle bölgelerde tifodan korunmanın iki yolu vardır:

  • 1- Aşılanma: tifo aşısı tifonun yoğun olduğu bölgelere seyahat edenler için önerilmektedir. Aşı çok koruyucu değildir ve aşı olmaya rağmen gıdalara dikkat etmek gerekir.
  • 2- Gıdalara karşı dikkatli olmak: tifonun görüldüğü bölgelerde aşağıdaki önlemlere dikkat etmek hastalığın bulaşmasını önleyebilir:
    •  Sadece şişe suyu ve şişedeki içecekleri tüketmek,
    •  Kaynamamış suları kullanmamak,
    •  Buz kullanmamak,
    •  Çiğ gıda yememek,
    •  Gıdaların iyi piştiğinden emin olmak,
    •  Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri kullanmak,
    •  Çiğ sebze ve meyve tüketmemek, meyveleri mutlaka soyarak yemek, çiğ debze ve salata yememek,
    •  Çiğ deniz ürünleri yememek tifodan korunmayı sağlayabilir.

Referanslar:
1- Centers for Disease Control and Prevention (CDC)
http://www.cdc.gov/
2- World Health Organization (WHO)
http://www.who.int/
3- Public Health Agency of Canada
http://www.phac-aspc.gc.ca/
4- Bhan MK, Bahl R, Bhatnagar S. Typhoid and paratyphoid fever. Lancet . 2005 Aug 27-Sep 2;366(9487):749-62.
5- Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/typhoidfever_g.htm#Getting%20vaccinated . Accessed November 18, 2009




ŞARBON

Antrax;

Şarbon inek, keçi, koyun, manda gibi otçul hayvanların hastalığıdır. Hastalık hayvanlardan insanlara temas ve hayvan ürünleri ile bulaşır. Şarbon hastalığının mikrobu Bacillus antracis denen bir bakteridir.

Şarbon insana nasıl bulaşır?

Hastalık hayvandan insana 3 şekilde bulaşır

  • Deriden bulaşma: Hastalığı taşıyan hayvan ile temas ile bulaşma. Bu hasta hayvanın bakımı, temizliği, kesimi vb. sırasında temas hastalığı bulaştırır. Buna deri şarbonu denir.
  • Yemek ile bulaşma: Şarbonlu hayvanın etinden sütünden yemek ile bulaşma. Buna bağırsak şarbonu denir.
  • Nefesle bulaşma: Şarbon mikrobunun bulunduğu ortamda toz ile havadan nefesle bulaşma olursa buna akciğer şarbonu denir. Hastalık insandan insana bulaşmaz.

Şarbon Kimlerde Görülür.

Hastalık en çok hayvancılıkla uğraşan çiftçilerde, çobanlarda, kasaplarda, mezhaba çalışanlarında, veteriner hekimlerde, laboratuar çalışanlarında, dericilikle uğraşanlarda görülür.

Şarbonun Belirtileri Nelerdir?

  • Deri şarbonu : mikrop deriye bulaştıktan sonra 2 ila 7 gün içinde deride böcek ısırığı şeklinde kızarıklık kabarıklık olur. Birkaç gün içinde bu yaranın ortasında 1 ila 3 cm çapında siyahlık oluşur. Buna kara çıban yada çoban çıbanı da denir. Bu yara ağrısızdır. Etrafı tahta gibi sert ve şiştir. Tedavi edilmez ise hastalık ilerler ve ölümle sonuçlanabilir.
  • Bağırsak şarbonu: mikroplarla bulaşmış et süt vb gıda ürünlerinin yenmesi ile bulaşır. Mikrobun vücuda girmesinden 2 ila 7 gün sonra bulantı, kusma, ateş başlar daha sonra kanlı ishal, kanlı kusma gelişir. Hastalık çok hızlı ve ağır seyreder. Hastayı kısa sürede şoka sokar, erken tedavi edilse dahi hastaların çoğunu kurtarmak mümkün olmaz.
  • Akciğer şarbonu. Tozla bulaşan mikrop birkaç gün sonra grip benzeri şikayetlere sebep olur, ateş çıkar ancak hastalık birkaç gün içinde hızla ilerleyerek ölümle sonuçlanır. Erken tedavi edilse dahi akciğer şarbonu hastalarının çoğu ölümle sonuçlanır.

Şarbonun Tedavisi nasıldır?

Şarbon hastalığı erken dönemde yakalanır ise tedavi ile iyileşme şansı vardır. Şarbon hastalığı tedavisinde etkili antibiyotik ilaçlar vardır ancak hastalık çok hızlı seyrettiği için bağırsak ve akciğer şarbonu hastalarına antibiyotik verilse dahi tedavi imkanı zayıftır. Şarbon tedavisinde en önemli etken zamanında doktora müracaat etmektir. Ciltte yara yada gripal şikayetler yada ishal şarbon belirtisi olabilir. Her türlü şüphede ve şikayette doktora başvurun.

Şarbondan Korunmak İçin Neler yapılmalıdır?

  •  Şarbon temelde bir hayvan hastalığıdır ve hayvanların bakımı iyi ise şarbonda o oranda az olacaktır.
  •  Hayvanlarınıza şarbon aşısı yaptırınız.
  •  İnsanlar için şarbon aşısı yoktur.
  •  Hayvanlarınızda gördüğünüz her türlü şikayeti zamanında veterinere iletiniz.
  •  Kendinizde gördüğünüz her türlü şikayette de doktora başvurunuz.
  •  Şarbonlu olduğundan şüphelenilen veya şarbondan ölen hayvanlar asla kesilmemeli ve yüzülmemeli ve yenmemelidir.
  •  Böyle bir şüphede derhal bölge veterinerliği çağırılmalıdır.
  •  Şarbondan ölen hayvanlar 2 metre derinliğinde çukurlar açılarak üzerine sönmemiş kireç dökülüp gömülmelidir. Bu hayvanların vahşi hayvanlar tarafından yenmesi parçalanması hastalığı yayacaktır.
  •  Şarbonlu hayvanların barınakları ahırları boşaltılıp dikkatlice temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.
  •  Hasta hayvanların barınak ve ahırlarında bulunan gübre yem ve diğer bulaşık malzeme derin çukurlara kireç ile gömülerek imha edilmelidir.
  •  Hastalık şüphesiyle yetkili birimler tarafından konulan müşahede ve karantina süresi sona ermeden hayvanlar kesilmemeli ve etleri tüketilmemelidir.

Dikkat şarbon ölüm oranı çok yüksek olan ve bölgesel salgınlara sebep olabilecek bir hayvan hastalığıdır. Yukarıdaki şikayetlerden herhangi biri var ise derhal doktora başvurunuz. Hayvanlardaki en küçük şikayetleri dahi veteriner hekime bildiriniz.




SICAK ÇARPMASI

Heat Stroke;

Sıcak çarpması sıcak ortama uzun süre maruz kalmak veya sıcak ortamda aşırı aktivite sonucu ortaya çıkan bitkinlik ve koma halidir. Sıcak çarpması çok tehlikeli, ölümcül ve hızlı ilerleyen bir durumdur.

Sıcak çarpması neden olur?

Sıcak çarpması sıcak ortama maruz kalma veya sıcak ortamda aşırı aktivite sonucu ortaya çıkar, sıcak çarpmaları için risk faktörleri şunlardır:

  •  Sıcak ortamlar;
    •  Hamam,
    •  Güneş altında bırakılmış araba,
    •  Güneş altında kalmış çadır ve kapalı ortamlar,
    •  Plaj, kumsal,
    •  Sauna, gibi ortamlarda sıcak çarpması dakikalar içinde ortaya çıkabilir
  •  Sıcak ortamlarda aşırı aktivite
    •  Plaj oyunları,
    •  Güneş altında veya sıcak ortamda uzun süre çalışmak,
    •  Güneş altında yapılan yürüyüş, kano, kürek vb aktiviteler,
  •  Yetersiz sıvı alımı sıcak çarpmaları için önemli faktörlerdir.
  •  Yaşlı ve küçük çocuklarda sıcak çarpması dakikalar içinde ortaya çıkar.
  •  Felçli ve hareket edemeyen kişiler sıcaktan kaçamaz, kendilerini koruyamazlar, bu kişilerin sıcak ortamda yalnız bırakılmaması gerekir.
  •  Bazı ilaçlar ve maddeler sıcağa karşı vücut savunmasını bozarak sıcak çarpmasını çok hızlandırırlar özellikle:
    •  Tansiyon ilaçları,
    •  İdrar söktürücüler,
    •  Alerji ilaçları,
    •  Beta bloker ilaçlar,
    •  Anti depresan ilaçlar,
    •  Nöroleptik ilaçlar,
    •  Kokain ve
    •  Alkol kullanımı sıcak çarpmasını çok kolaylaştırır ve hızlandır.

Sıcak çarpması belirtileri nelerdir?

Hasta sıcak ortamda aniden fenalaşır, kendini halsiz ve yorgun hisseder, fenalaşma ve şuur bulanıklığı dakikalar içinde ortaya çıkar.

Hastalığın bu İLK dönemine sıcak bitkinliği de denir bu dönemde:

  •  Ateş çıkar ( 37,8 C ve üzerine çıkar),
  •  Tansiyon düşer,
  •  Nabız hızlanır,
  •  Terleme olur,
  •  Kas krampları ve kaslarda hassasiyet başlar,
  •  Bulantı kusma olur,
  •  Baş dönmesi ve sersemlik hali vardır,
  •  Baş ağrısı olur.

Bu şikayetler dakikalar içinde gelişir, hasta bu dönemde kendini koruyamaz ve yeterli su alamaz vücudu soğutulmaz ise hızla kötüleşir;

Hastalığın İKİNCİ dönemine sıcak koması da denir bu dönemde:

  •  Ateş 40 C derece ve üstüne çıkar,
  •  Aşırı halsizlik ve bitkinlik vardır,
  •  Görme bozulur, bulanık görür,
  •  Uykuya meyillidir,
  •  Şuur bulanıklığı, saçma konuşmalar, delice davranışlar başlar,
  •  Şuur dışı kasılmalar olur,
  •  Koma halindedir,
  •  Titrer, kasılır, Sara krizi benzeri kasılmalar görülebilir,
  •  Terleme yoktur, cilt kurudur,
  •  Cilt soluk ve kuru olmasına rağmen ateş 40 derece civarındadır,
  •  Nefes hızlı ve yüzeyseldir,
  •  Tansiyon yükselir.

Sıcak çarpması bu noktaya dakikalar içinde gelir. Bu tablo hayati tehlike taşır ve acil bir durumdur. Hastanın hızla acil servise götürülmesi ve tıbbi yardım alması gerekir. Basit bir örnek vermek gerekir ise yazın güneş altındaki bir arabada kalan kişi yaklaşık yarım saatte sıcak çarpmasından hayatını kaybeder.

Sıcak çarpması teşhisi nasıl konur?

Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhis koydurur. Durumun ciddiyetini ve tedaviyi yönlendirmek için acilen aşağıdaki testler yapılır:

  •  EKG: kalp ritmi ve kalbin durumunu izlemek amacıyla EKG takibi yapılır.
  •  Laboratuar testleri:
    •  Kan sayımı,
    •  Elektrolitler,
    •  Üre,
    •  Kreatinin özellikle böbrek hasarını takip için incelenir.

Sıcak çarpması nasıl tedavi edilir?

Sıcak çarpması çok acil bir durumdur. İlk belirtiler görüldüğünde yapılması gerekenler şunlardır:

  •  Hastanın derhal serin ve esintili bir alana çekilmesi,
  •  Sıvı takviyesi, sıvı ile birlikte tuz ve şeker verilmesi toparlanmayı hızlandırır,
  •  Sıvı verilemez ise damar yolundan serum verilmelidir,
  •  Hasta istirahat etmelidir.

Hasta bu dönemde kurtarılamaz ve ikinci döneme girerse ( ateş yüksek, şuur kapalı veya uykuya meyilli) durum acildir, yerinde müdahale yetersiz kalır ve mutlaka hastaneye gidilmelidir. Bu arada hastanın;

  •  Nefes yolu açık tutulmalı,
  •  Ağızdan kesinlikle hiçbir şey verilmemeli verilmeye çalışılmamalı,
  •  Soyulmalı,
  •  Soğuk bir ortama taşınmalı, soğutulmaya çalışılmalı,
  •  Soğuk su veya vantilatör ile soğutma en iyisidir,
  •  Acil servise götürülmeli;
    •  Solunum yolu açık tutulmalı,
    •  Damar yolu ile sıvı ve tuz takviyesi yapılmalı,
    •  Epileptik kasılmaları var ise ilaçlarla durdurulabilir,
    •  EKG ile kalp ritmi izlenir,
    •  Kan testleri ile hayati organların durumu takip edilir.

Sıcak çarpmasından korunma

Sıcak çarpması çok tehlikeli ve dakikalar içinde ölümcül hale gelebilecek bir durumdur. Sıcak çarpmasından korunmak için :

  •  Sıcağa uzun süre maruz kalmayınız,
  •  Kendini koruyamayacak veya yardım çağıramayacak kişileri sıcak ortamda uzun süre yalnız bırakmayınız,
  •  Eğer sıcak ortamda çalışmak zorunda iseniz sık sık ara verin ve bolca su için, su ile birlikte tuz ve şeker de almak gerekir ( sporcu içecekleri tercih edilebilir),
  •  Eğer sıcak çarpması için risk taşıyor iseniz aktivitenizi azaltın, sık sık sıcak ortamdan uzaklaşın, sık sık mola verip dinlenin,
  •  Çocuk ve yaşlıların sıcak ortamlarda yalnız bırakılmamaları, sık sık klimalı ortamlarda dinlenmeleri ve bol su içmeleri gerekir.

Referanslar:
1. American Academy of Family Physicians
http://www.aafp.org/
2. American Red Cross
http://www.redcross.org/
3. Canadian Red Cross
http://www.redcross.ca/
4. Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html/
5. Evans M. Family Practice Sourcebook . Toronto, Canada: Mosby; 2005.
6. Ferri F, ed. 2007 Ferris Clinical Advisor . 9th ed. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2007.
7. Ferri F, ed. Ferri’s Clinical Advisor 2011. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2011.
8. Onion D. The Little Black Book of Primary Care. Sudbury, MA: Blackwell Science; 2006.
9. Rakel R. Textbook of Family Medicine 2007. 7th ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2009.
10. Tierney L, McPhee S, Papadakis M. Current Medical Diagnosis and Treatment . Philadelphia, PA: Lange Medical Books; 2002