Mic 12a-STAFİLOKOKLARIN İDENTİFİKASYONU:

STAFİLOKOKLARIN İDENTİFİKASYONU:

  1. STAF KAT+
  2. GRAM + KOK ( eski kültürlerde – boyanabilir),
  3. Pigment identifikasyonda önemli değil en iyi 25 C de pigment yapar.
  4. Katalaz  + ise aureus   – ise sapr / epid.
  5. Glikozu fermentasyon – stafilokoklar fermentatif mikrokoklar oxidatif.
  6. Koagülaz: aureus Koag + koagülaz tüpte yada lamda yapılabilir.
    1. Tüp koagülaz: tüpe 1 ml SF + 4 ml sitratlı tavşan plazması eklenir üzerine 1 öze S. Aureus eklenir 1 – 2 – 4 – 8 – 24 .saatlerde pıhtılaşmaya bakılır. Burada sureus ların salgıladıkları bağımsız koagülaz aranır, bu madde plazmadaki Coagulaz Reactingg Factor ( CRF) ile ilişkili kurar ve fibrinojeni fibrine çevirir. Bunun için Ca+ gerekmez. S. Aureus, Pseudomonas aerugenosa, Serratia marcesscens, Streptococcus fecalis te tüp koag + dir. Pseudomonas, cerratia ve strep CRF aktive ettikleri için değil sitratı metabolize ettiklerinden koagülaz + dirler. Citratlı tavşan plazması yerine EDTA lı tavşan plazması kullanılırsa koag negatif olur.
    1. Lam koagülaz: lama 2 bakteri süspansiyonu hazırlanır , birine sf diğerine 1 damla tavşan plazması damlatılır , karıştırılır koagülaza bakılır. Lam koagülaz bağlı koagülaza bakar ( clumping factor) bu salınmaz ve aktive olması için CFR gerekmez. Lam koag – ise tüp te de bakılmalı. Özellikle MRSA lar lam koag – olabilir, tüp bakılırsa + bulunur.

    1. Fibrinojen kaplı lateks parçaları ile de koag bakılabilir, bu yolla clumping faktör bakılır.

  7. Termostabil nükleaz:
    1. S. Aureus ısıya dayanıklı nükleaz yapar (DNAz)

    1. S. Epidermidis ısıya dayanıksız nükleaz yapar.

      1. Bu ayrım için termonükleaz agar kullanılır buna DNAz agar denir ortamda termostabil nükleaz varsa (yani s. Aureus varsa ) oluşan oligonükleotidler tolidin mavisi ile pembeye döner + .

  8. Lizostafin: stafilokoklar ve mikrokoklar lisozstafin ve furazolidon direncine göre ayrılırlar.
  9. Stafilokokların peptidoglikan tabakasındaki glisin bağları lizostafin ( lizozim) ile çözünür. Mikrokoklarda bu bağ yoktur. Lizostafin BY  ortasına damlatılır hassas ise zon oluşur.
  10. Slime test: patojen S. Epidermisler epitele yapışmak için glikokalix oluşturur, slime patojenitede önemlidir. Triptikoz soy buyyona ekim yapılıp 1 gece bekletilir sonra BY dökülür tüp yüzeyinde tabaka oluşup oluşmadığına bakılır. İç yüzeyde yapışma varsa slime + denir.
  11. Endotoksin: stafilokokal gıda zehirlenmelerinden sorumludur. Elisa ve ifa ile bakılabilir.
  12. Stafilokokların antibiyotik duyarlılıkları ile ayrımı:
    1. POLİMİKSİN DUYARLILIĞI >>>DİRENÇLİ İSE S. AUREUS

    1. POLİMİKSİNE HASSAS İSE S. EPİDERMİDİS YADA SAPROFİTİKUS TUR DENİR.
      1. NOVOBİOCİN HASSAS İSE>>>> S. EPİDERMİDİS

      1. NOVOBİOCİN DİRENÇLİ İSE >>>S. SAPROFİTİCUS TUR.

  13. Fibrinojen:
    1. Plazma kaplı latex >>clumping faktör bakar >> + ise aureus

    1. IgGkaplı latex >>prot A bakar>>+ ise aureus

    POLİMİKSİN KAT KOAG NOVOBİOCİN NEOMİSİN BACİTRACİN
STAFİLOKOK           HASSAS DİRENÇLİ
  S. AUREUS DİRENÇLİ + +      
  S. EPİDERMİDİS HASSAS + HASSAS    
  S. SAPROFİTİCUS HASSAS + DİRENÇLİ    
STREPTOKOK         DİRENÇLİ  
MİKROKOK     +       HASSAS

  1. Stafilokokların faj tiplendirmesi : s. Aureus birgurup bakteriofaja karşı duyarlıdır. Faj tiplendirmesi hastane enfeksiyonlarında epidemiyolojik analizlerde kullanılır.
  2. S. Aureus antibiyotik direnci: s. Aureus Beta laktamazlar nedeniyle %80 – 90 penisiline dirençlidir. Penisilin direnci plazmide bağlıdır. Ayrıca penisilinaza diençli penisilinlere ( metisilin ozasilin nafcilin) karşı direnç artmaktadır. Metisilin direnci kromozomaldir (PBP ler değişir).



Mic 12-GRAM POZİTİF KOKLAR

GRAM POZİTİF KOKLAR

  STAFİLOKOK MİKROKOK STREPTOKOK
KATALAZ + +
GLUKOZ FERMENTATİF OXİDATİF FERMENTATİF
LİZOSTAFİN DİRENÇLİ HASSAS  
FUROZOLİDON HASSAS DİRENÇLİ  
MODİFİYE OXİDAZ   +  
BACİTRACİN DİRENÇLİ HASSAS  

Stafilokoklar ve streptokoklar glikozu fermente eder.

STAFİLOKOKLAR

Gram pozitif salkım şeklinde hareketsiz, kapsülsüz, katalaz +,

  KATALAZ KOAGÜLAZ MANNitol NOVOBİOCİN POLİMİKSİN
S. AUREUS + + + HASSAS DİRENÇLİ
S. EPİDERMİDİS + HASSAS HASSAS
S. SAPROFİTİCUS + DİRENÇLİ HASSAS

En tipik kanlı agarda ürer. S. Aureus beta hemoliz yapar,  sarı pigmentli S tipi koloni yapar.  S. Epidermidis ve S. Saprofiticus ise bazıları sarı turuncu pigment yapar, hazıları hemoliz yapar. Stafilokoklar glikozu fermente ederek parçalar ve laktik asit üretirler. Stafilokoklar deri florasında, barsak florasında bulunur. normal insanların % 10 – 40 ında burun florasında S. Aureus, % 80-90 ında staf epidermidis var. S. Saprofiticus un ürogenital mukozaya yapışma özelliği vardır.  Daha çok ürogenital bölgede kolonize olur, nadiren üriner enfeksiyona yol açar.

STAFİLOKOKLAR :

  • deride
    • Fronkül,
    • Karbonkül,
    • Pararis,
    • Derialtı apse,
    • Hidradenit,
    • Blefarit,
    • Flegmon,
    • Büllöz sellülit,
    • İmpedigo yapar.

    • Stafilokokal enfeksiyonlar sırasıdna epidermolitik toksine bağlı olarak citte yaygın makülopapüler döküntü, görülebilir özellikle stafilokokal skalded skin sendrom da ve stafilokokal toksik şok sendromunda sık görülür.

  • Mukozada
    • Tonsillit,
    • farenjit,
    • peritonsiller apse
    • üriner enfeksiyon yaparlar.
    • Stafilokoklar Sepsis ve endokardit yapabilirler.
    • Organ tutulumu
      • Pnemoni,
      • Enterit,
      • Akciğer apsesi,
      • Periostit,
      • Tromboflebit,
      • Otitis media,
      • Menenjit,
      • Sinüzit,
      • Otit,
      • Üriner sistem enfeksiyonu yapar.

    • Gıda enfeksiyonu

      • Stafilokokal gdıa zehirlenmesi. Enterotoksin yapan stafilokus aureus A-F suşlarının neden olduğu gastroenterittir. Past asüt ve kremada kolay ürerler.

Stafilokok kültürü

  • Kanlı agar,
  • Kalp infüzyon buyyon,
  • Triptik soy buyyon da iyi ürer,
  • Dışkıdan stafilokok identifikasyonu için mannitollü tuzlu ağara ekilir.
  • Osteomyelit gibi kronik enfeksiyonlarda ve Antibiyotik kullanan hastalarda örnekte koklar olduğu halde kültürde üreme olmayabilir yada cüce koloniler oluşur. Besiyerine menadion – tiamin eklenirse normal koloni oluşur.
  • Stafilokoklar kanlı besi yerinde yada mannitollü tuzlu agarda gayet iyi ürerler, 24/48 saatlik inkübasyondan sonra kolonileri görünür hale gelir. Koloniler genellikle yuvarlak, opak, kremsi veya sarı renkte görünebilir (özellikle S. aureus için).
  • Staphylococcus aureus‘u diğer koagülaz negatif stafilokoklardan ayırt etmek için koagülaz testi yapılır. S. aureus, koagülaz pozitifken, diğerleri genellikle koagülaz negatiftir.
  • Mannitol Tuzlu Agar: S. aureus mannitolü fermente ederek agarın rengini sarıya çevirir. Diğer stafilokok türleri bu özelliği göstermez.
  • Katalaz Testi: Stafilokoklar, hidrojen peroksidi oksidize ederek oksijen ve su üretirler. koloni lam üstüne alınıp %5 oksijen peroksit dökülürse köpürür KATALAZ + DENİR, BÜTÜN STAFİLOKOKLAR KATALAZ POZİTİFTİR.
  • Ayrıca DNaz, lipaz ve ureaz testleri de yapılabilir.
  • Koagülaz Testi, Staphylococcus aureus’u diğer Staphylococcus türlerinden ayırt etmek için kullanılan bir laboratuvar testidir. Bu test, S. aureus’un koagülaz adı verilen bir enzim üretme yeteneğine dayanmaktadır. Koagülaz testi pozitif olan bakteriler genellikle hastalık yapma potansiyeline sahipken, koagülaz negatif olanlar genellikle daha az patojeniktir. BU AMAÇLA O+ insan kanı serumu kullanılabilir. lama 1 damla serum damlatılır üzerine öze ile koloni örneği alınarak karıştırılır kümeleşme agglutinasyon olursa KOAGÜLAZ POSİTİF DENİR ÖRNEK S. AUREUSTUR.
  • Katalaz + Koagülaz + ise Staf aureus
  • Katalaz + Koagülaz – ise Staf epidermidis veya Staf saprofiticus tur. novobiocin hassasiyetine bakılır: novobiocin dirençliyse S. saprofiticus, novobiocin hassas ise S. epidermidis tir.

Koagülaz negatif stafilokoklar ( S. Epidermidis ve S. Saprofiticus) imm. Sist. Düşük kişilerde enfeksiyon yaparlar. Koagülaz negatif stafilokokların hastalık nedeni olarak kabul edilebilmesi için :

  1. İmmün sistemin baskılanmış olması,
  2. Örneğe flora karışmadığından emin olunması,
  3. Örnekte PNL görülmesi,
  4. Steril şartlarda alınan BOS, Kan ve diğer sıvılarda koagülaz negatif stafilokokların üremiş olması gerekir.

S. EPİDERMİDİS  immün sistemi baskılanmış kişilerde deri –ve yumuşak doku enfeksiyonu, pnemoni, menenjit, normal kapak endokarditi, penetran kafa yaralanmalarından sonra MSS enfeksiyonu, şant enfeksiyonu, protez enfeksiyonu, katater sepsisi, periton diyalizi sonrası peritonit yapabilir.

S. SAPROFİTİCUS: bayanlarda üriner enfeksiyon, yapabilir.

STAF İDENTİFİKASYON KÜME ÜZÜM ŞEKLİNDE GRAM POZİTİF KOKLAR

KATALAZ + KOAG +POZ >S. AUREUS

KATALAZ + KOAG – NEG > S. EPİD / S. SAPR NOVOBİOCİN 5 mg  DİRENÇLİYSE S. SAPROFİTCUS / HASSAS İSE S. EPİDERMİDİS DİR.




SEFALOSPORİNLER

Sefalosporinler geniş spekturumlu Beta Laktam antibiyotik gurubudur. Bakteri hücre duvarının sentezini bozarak bakterisidal etki gösterirler.

I. JENERASYON SEFALOSPORINLER

  •  SEFAZOLIN- İV
  • SEFALOTİN-İV
  • SEFAPRİN-İV
  • SEFALEKSIN-PO
  • SEFADROKSİL-PO
  • SEFRADİN-PO

SPEKTRUM

  • S. aureus
  • Streptokoklar ( Grup A, B, Viridans, bazı Pneumokoklar )
  • E. coli
  • Klebsiella pneumoniae
  • Proteus mirabilis
  • aşagıdakilere bakterilere etkisizdir:
  • Enterokoklar
  • Listeria
  • MRSA

KLİNİK KULLANIM:

S. Aureus ve Grup A strep. ın neden olduğu deri ve yumuşak doku enfeksiyonları. Birçok cerrahi girişim öncesi profılakside kullanılır.

II- JENERASYON SEFALOSPORINLER

GRUP A

  • SEFAMANDOL- İV
  • SEFONİSİD-İV
  • SEFUROKSİM-İV
  • SEFORANİD-İV
  • SEFAKLOR-PO
  • SEFUROKSİM AKSETİL-PO
  • SEFPROZİL-PO
  • LORAKARBEF-PO
  • SEFPODOKSİM-PO

GRUP B (SEFEMİSİNLER)

  • SEFOKSİTİN
  • SEFOTETAN
  • SEFMETAZOL

SPEKTRUM:

GRUP A: 1. Jenerasyon sefalosporinlere benzer fakat beta laktamaz pozitif H.Influenza ve Moraksellaya da etkilidir.

GRUP B: Gram (+) etkisi 1. Jenerasyondan azdır fakat anaerob etkileri en yüksek sefalosporinlerdir (B. fragilis dahil ).

KLİNİK KULLANIM:

GRUP A: Sefuroksim ve sefuroksim aksetil toplumdan kazanılmış pnemoniler, bronşit, sinüzit, otit tedavisinde.

GRUP B: sefoksitin, sefotetan ve sefmetazol orta ağırlıkta intra abdominal ve pelvik enfeksiyonların monoterapisinde, diyabetik ayak ve dekübit ülserleri gibi mikst enfeksiyonların tedavisinde kullanılır.

III- JENERASYON SEFALOSPORINLER

  • SEFOPERAZON-İV
  • SEFTAZİDİM-İV
  • SEFTRİAKSON-İV
  • SEFOTAKSİM-İV
  • SEFTİZOKSİM-İV
  • SEFİKSİM-PO

SPEKTRUM:

GRAM – BASİLLER (E. Coli, Proteus spp., Klebsiella spp., Providencia, Serratia spp.)

Streptokoklar: S. Pneumonia ( orta dereceli penisilin direnci olanlar dahil)  ve diğer streptokoklar.

Stafılokoklar: S. Aureus (MRSA hariç) ve diğer stafılokoklar.

H. influenza, N. menengitidis, Moraksella cataırtıalis ve N. gonorea. Bu gurupta Sefoperazon ve Seftazidim anti-pseudomonaldir.

Anaerob etkileri zayıftır fakat Seftizoksim B. Fragilise etkilidir.

Aşağıdaki bakterilere etkisizdir:

  • Enterokoklar
  • M RSA
  • Listeria
  • S. pneumonia ( yüksek penisilin direnci olanlar )

KLİNİK KULLANIM:

  • Seftriakson: toplumdan kazanılmış pnemoni, Lyme ve S. Viridans endokarditinde kullanılır.
  • Nosokomial pnemonilerde
  • Nosokomial enfeksiyonlar ( komplike uriner sistem enfeksiyonları, gram negatif bakterilerle gelişen yara enfeksiyonları )
  • Menenjitler: H. Influenza, N. menenjitidis ve S. Pneumonia ile meydana gelen menenjitlerde Seftriakson veya Sefotaksim.
  • Febril nötropeni tedavisinde: Sefoperazon veya Seftazidim bir aminoglikozidle kombine edilerek kullanılır.
  • Anogenital gonorede Seftriakson veya Sefıksim kullanılır.
  • En uzun yarı ömrü olan Seftriakson dur ve günde tek doz verilir.
  • Böbrek yetmezliği olan hastalarda Seftriakson ve Sefoperazon için doz ayarlamaya gerek yoktur.

 SEFALOSPORİNLERİN YAN ETKİLERİ

  • Diare ( özellikle Seftriakson )
  • Safra çamuru oluşumu ( Seftriakson )
  • Psedomembranöz enterokolit
  • Hipersensitivite reaksiyonları
  • penisilin allerjisi olanların % 5-10 unda sefalosporinlere karşı çapraz reaksiyon görülebilir.
  • Hipoprotrombinemi: Methythiotetrazol ( MTT) yan zinciri olanlar hipoprotrombinemi yapabilirler; Sefamandol, Sefoperazon, Sefotetan.

SEFALOSPORİNLERE DİRENÇ

  • PBP ( Penisilin Bağlayıcı Protein )değişimi
  • Betalaktamaz oluşumu
  • Permeabilite de azalma

IV- JENERASYON SEFALOSPORINLER

SEFEPİM-IV, IM

SPEKTRUM:

GENİŞ GRAM + VE GRAM – AKTİVİTE

Streptokoklar: S.pneumonia dahil

Stafılokoklar : S. Aureus dahil ( MRSA hariç )

Pseudomonas aureginosa ( seftazidime dirençli suşlar dahil )

Gram – basiller : E. Coli, Enterobakter, Providencia, Proteus, H.influenza, Serratia.

Aşağıdaki bakterilere etkisizdir.

  • Enterokoklar
  • MRSA
  • Anaeroblar
  • Xantomonas maltophilia

KLINIK KULLANIM:

  • Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları.
  • Pseudomonas aureginosa enfeksiyonları.
  • Nosocomial pneumonia.
  • komplike üriner sistem enfeksiyonları.

Sefepimin Gram negatiflere penetrasyonu diğer sefalosporinlerden daha hızlıdır, Betalaktamazlara daha dirençlidir, birçok PBP e yüksek affınite gösterir.




PENİSİLİNLER

Penisilinler 1928 Yılında İngiliz bilim adamı Alexander Fleming tarafından Penicillium Notatum küf mantarından elde edilen antibiyotiktir. Penisilinin klinik kullanımı 1945 yılından itibaren başlamıştır.

A- DOĞAL PENISILINLER

PENİSİLİN G -IV
PENİSİLİN V -PO
BENZATİN PENİSİLİN -IM

SPEKTRUM :

GRAM +

Strep. pyogenes
Grup B Strep
S. Viridans
S. Bovis
S.Pneumonia ( bazıları
Enterokoklar ( bazıları
Listeria
B. anthracis
Erisipelotrix rhusiopathiae

GRAM

N. Meningitidis
Strep. Moniliformis ve Spirillum minus ( fare ısırığı hastalığı)
Pastorella Multicoda

ANAEROBLAR

Peptostreptokoklar
Actinomyces israeli
Fusobakterium
Clostridia

SPİROKETLER :

T. Pallidum
Leptospira
Borrelia spp.

KLİNİK KULLANIM:

Streptokokal enfeksiyonlar ( boğaz, deri vs.)
Sifıliz
Oral anaerobik enfeksiyonlar
Meningokokkal enfeksiyonlar
Aktinomikozlar
Leptospiroz
Antrax
Fare ısırığı hastalığı
( Sprillum minus, Streptobasillus moniliformis )

B – PENISILINAZA DIRENCLI PENISILINLER

OKSASİLİN – IV
NAFSİLİN – IV
METİSİLİN – IV
KLOKSASİLİN – PO
DİKLOKSASİLİN – PO

SPEKTRUM:

Staf. aureus ( MRSA hariç )
Staf. epidermidis ( dirençli suşlar hariç )
Grup A Streptokoklar
aşağıdaki bakterilere etkisizdir:
Enterokoklar
Meningokoklar
Anaeroblar

KLİNİK KULLANIM:

Stafılokokal enfeksiyonlar

C – AMlNOPENISILINLER

AMPİSİLİN – IV, PO
AMOKSİSİLİN – PO
BAKAMPİSİLİN – PO

SPEKTRUM:

DOĞAL PENİSİLİNLERE BENZER + ek olarak

H. Influenza (Betal laktamaz negatif olanlar)
Salmonella spp.
Shigella
Enterokoklar ( bir aminoglikozidle beraber )
E. coli
Proteus mirabilis
Listeria monositogenes e de etkilidir

KLİNİK KULLANIM;

Enterokokal enfeksiyonlar
Listeriosis
Akut sinüzit, otit, bronşit,
Endokardit profılaksisinde (Amoksisilin) kullanılırlar.

D – KARBOKSI PENISILINLER (Antipseudomonal Penisilinler)

KARBENİSİLİN -IV
TİKARSİLİN – IV
MEZLOSİLİN -IV
PİPERASİLİN -IV

SPEKTRUM:

Pseudomonas aeruginosa
Enterobakteriaceae
( Proteus, Enterobakter, Morganella, Providencia )
Bakteroides spp

KLİNİK KULLANIM:

Pseudomonas enfeksiyonlarında kullanılırdı fakat karboksipenisilinlerin yerini üreidopenisilinler almıştır.

E – UREIDOPENISILINLER

MEZLOSİLİN
PİPERASİLİN

SPEKTRUM:

GENİŞ SPEKTRUMLU GRAM (-) AKTİVİTE:
(P. aureginosa ve Enterobakteria dahil)
ANAEROBLAR
B. fragilis
Fusobakterium
Clostridia
STREPTOKOKLAR VE ENTEROKOKLAR

aşağıdaki bakterilere etkisizdir:

Stafılokoklar
Klebsiella ( %50 )

KLİNİK KULLANIM:

Pseudomonas enfeksiyonları
Diğer gram (-) basiler enfeksiyonlar
Nosocomial enfeksiyonlar
dirençli Pseudomonas gelişimini önlemek için genellikle aminoglikozidlerle kombine edilirler.

PENİSİLİNLERİN YAN ETKİLERİ

1- HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI: Anafılaksi, ürtiker, wheezing, bronkospazm.
2- HEPATİT: Oksasilin, Nafsilin
3- INTERSTISYEL NEFRİT.
4- MYOKLONİK EPİLEPTİK ATAKLAR: Böbrek yetmezliği olan hastalara yüksek doz verilirse.
5- DİARE.
6- DÖKÜNTÜ: Infeksiyoz mononükleozisli hastaya Ampisilin verilirse ortaya çıkar.

PENİSİLİNLERE KARŞI DİRENÇ MEKANİZMALARI

1- BETALAKTAMAZ YAPIMI: Özellikle H. Influenza ve N. gonorea da
2- PENİSİLİN BAĞLAYICI PROTEİNDE ( PBP ) DEĞİŞİM : PBP nin
penisilin afınitesi azalır özellikle Pnemokoklarda görülür.
3- HÜCRE ZARININ ANTİBİYOTİKLERE GEÇİRGENLİĞİNİN AZALMASI: Özellikle Gram (-) lerde görülür.




SEPSİS VE SEPTİK ŞOK

Septik şok vazojenik şokların bir türüdür.

Vazojenik şok: Distribütif şok.

Vasküler tonus ve permeabilitenin bozulması sonucu intravasküler volümün dağılımı bozulmuştur, etiyolojik sebeplerine göre kardiyak volüm artmış, azalmış yada normal olabilir. Septik şok, anafilaktik şok, nörojenik şok, ilaç veya toksisitelere bağlı olarak ortaya çıkan şok tabloları vazojenik şok örnekleridir.

Sepsis ve septik şok:

kan dolaşımında bakterilerin bulunmasına bakteremi, bu durumun tetiklediği iltihabi – inflamatuar cevaba sepsis, sepsis tablosunun ilerleyerek dolaşımı ve solunumu bozması ile gelişen şok tablosuna septik şok denir.

Septik şok genellikle kan dolaşımının gram negatif bakterilerle invazyonu sonucu ortaya çıkan bakteriyeminin bir sonucudur. ( endotoksik şok). Bakteremi, sepsis ve septik şok birbirini takip eden patolojik süreçlerdir (Septik kaskad).

Bakteremi—-( %20-40)—> Sepsis —–( %25-40)—-> Septik şok

Gram negatif bakteriler dışında gram pozitif bakteriler, virüsler, mantarlar da septik şok tablosu meydana getirebilir. İntra abdominal enfeksiyonlar gibi ağır lokal enfeksiyonların varlığında bakteremi olmadan septik şok tablosu gelişebilir. Toksik şok sendromu gibi herhangi bir enfeksiyon oplmadan lokal bir bölgeden toksinlerin vücuda girmesi sonucunda da septik şok tablosu ortaya çıkabilir. Vücudun immün sistemini bozan yada vücuda mikropların girişini kolaylaştıran her türlü faktör septik şoka zemin hazırlar. Etkili antibiyotikler ve yoğun bakım desteğine rağmen septik şok tabloları % 45 gibi yüksek bir oranda ölümle sonuçlanır.  Gram negatif bakteremilerin % 40 ında gram pozitif bakteremilerin %20 sinde sepsis tablosu gelişir. Vakaların çoğunda bu tablo bakteremiyi takiben 12 saat içinde ortaya çıkar. Sepsisli hastaların ise % 25- 40 ında septik şok gelişir. Predispozan hastalıkların varlığında septik şok riski artar. Septik şok gelişme riski baktereminin yoğunluğundan, endotoksin miktarından ve bakterinin cinsinden bağımsızdır.

Sepsis tablolarının:

  • %40 ından gram negatif bakteriler ,
  • %32 sinden gram pozitif bakteriler sorumludur,
  • %16 sı polimikrobiyaldir,
  • %6 sı fungaldir,
  • %5i non klasifiye mikroorganizmalar ile meydana gelir,
  • %2 si intraabdominal anaeroblar ile meydana gelir.

Sepsis vakalarının %25 inde septik şok tablosu ortaya çıkar.

Gram negatif bakteremilerin en sık görülen sebepleri nelerdir ?

  • Üriner sistem toplumdan kazanılmış ve nasokomial gram negatif bakteremilerin en sık görülen kaynağıdır. Bakteremi genellikle üriner kataterizasyon veya cerrahi girişimi takiben ortaya çıkar.
  • Hepatobilier sistem: kolesistit, kolanjit,
  • Abdominal kavite: apse, perforasyon, peritonit,
  • Deri: dekubit yaraları, cerrahi yara enfeksiyonları, yanık,
  • Ürogenital sistem: özellikle kadınlarda PİD,
  • Hospitalize hastalarda her türlü kateterizasyon ve invaziv girişim,
  • Üst GİS endoskopisi,
  • Granülositopenik hastalarda aşikar bir enfeksiyon odağı olmadan ortaya çıkan gram negatif bakteremi ve sepsisler genellikle alt GİS kaynaklıdır.

Bakteremi ve sepsiste sık rastlanan predispozan faktörler nelerdir?

  • Hospitalizasyon, kateterizasyon ( özellikle İCU yatışı),
  • Travma,
  • Cerrahi girişimler, özellikle kirli cerrahi girişimler, kolorektal, ürogenital,
  • Diyabet, özellikle kontrolsüz diyabet,
  • Lösemi, granülositopeni,
  • Genitoüriner sistem enfeksiyonları,
  • Radyoterapi, kemoterapi,
  • Kortikosteroid ve immün süpressif ilaç kullanımı,

Bunlar içinde granülositopeni ( WBC<1000/mm3)gram negatif bakteremiye zemin hazırlayan en önemli faktördür. Gram negatif bakteremi riski granülositopeni nin ağırlığı ve süresi ile doğru orantılıdır. Hücre sayısı 1000 in altında ise 3 hafta içinde gram negatif bakteremi şansı %50, hücre sayısı 100 ün altında ise şans %100 dür.

Toplumdan kazanılmış ve nasokomial bakteremilerde etkenler

TOPLUMDAN KAZANILMIŞ BAKTEREMİLERDE EN SIK ETKENLER NOSOKOMİAL BAKTEREMİLERDE EN SIK ETKENLER
E. coli E. coli
Klebsiella spp. Klebsiella spp.
Proteus spp. Enterobacter spp.
Haemophilus influenza tip b Serratia spp.
Bakteroides spp. Pseudomonas spp.

Septik kaskad: sepsis basamakları.

  • Enfeksiyon: mikroorganizmaların normalde bulunmamaları gereken yerde bulunmaları veya bulundukları yerde inflamasyona neden olmalarıdır.
  • Bakteremi: bakterilerin kan dolaşımına katılmaları ( hemokültür ile tespit edilir).
  • Sepsis ( septisemi)-SIRS (Septic İnflamatory Response Syndrome) bakteri yada bakteri ürünlerinin kan dolaşımına katılmaları sonucu ortaya çıkan septik inflamatuar cevaptır. Kanıtlanmış bir enfeksiyon varsa bu tabloya SEPSİS; kanıtlanmış bir enfeksiyon yoksa bu tabloya SIRS denir. SEPSİS  ve SİRS tanısı için aşağıdakilerden en az ikisi bulunmalıdır:
    1. Ateşin >38 C veya <36 C olması,
    2. Nabzın >90/dk olması,
    3. Solunum sayısının >20 / dk olması veya PaCO2 <32 mmHg olması,
    4. Beyaz küre sayısının >12000/mm3 yada <4000 /mm3 olması.
  • Ciddi sepsis: Sepsis sonucu hipotansiyon, perfüzyon bozuklukları ve organ disfonksiyonlarının ortaya çıkması ile karakterizedir. Sepsis bulgularına ilaveten aşağıdakilerden en az birinin varlığı ciddi sepsis tanısıkoydurur:
    1. Laktik asidoz,
    2. Oligüri,
    3. Bilinç bulanıklığı,
  • Septik şok: sepsis sırasında yeterli sıvı replasmanına rağmen sistolik tansiyon un 90 mmHg nin altına düşmesi veya tansiyonun normal değerinden 40 mmHg düşmesi haline septik şok denir.
  • Refrakter septik şok: 1 saat boyunca yapılan sıvı replasmanına ve farmakolojik müdahalelere rağmen septik şok halinin devam etmesidir.
  • MSOF: Sepsis tablosu sırasında en az iki organ sistemde ortaya çıkan yetmezlik tablosudur. Hiperdinamik ve hipermetabolik bir tablodur ve mortalitesi %60 dır.

Sepsisin en önemli komplikasyonları nelerdir ?

  • Lökopeni,
  • Trombositopeni,
  • Septik şok,
  • Akut Tübüler Nekroz,
  • Dissemine İntravasculer Coagulopati (DİC),
  • Akut Respiratuvar Distress Sendromu ( ARDS),
  • Multi Sysyteme Organ Failure (MSOF ) yada (MODS).

Sepsis fizyopatolojisi:

Gram negatif bakteri duvarındaki Lipo Poli Sakkarit (LPS) kısmı veya diğer bakteri ürünlerinin ( Peptidoglikan, TSST, piyojenik toksin A, süperantijenler) kan dolaşımına katılması immün hücreler aracılığıyla bir inflamatuar cevabın gelişmesini tetikler. Bu maddelere eksojen mediatörler denir.

SEPSİSİ BAŞLATAN BAKTERİYEL KOMPONENTLER
EKSOJEN MEDİATÖRLER KAYNAK ÖRNEK
Endotoksin ( LPS-Lipid A) Tüm gram negatif bakterilerin hücre duvarında bulunur E. coli sepsisis, meningokoksemi.
Peptidoglikan Tüm bakterilerin hücre duvarında vardır.
Lipoteikolik asit Tüm gram pozitif bakterilerin hücre duvarında vardır. Stafilokokal, Streptokokal septik şok.
Delici exotoksinler ( pore forming exotoksins) S. aureus, S. Pygoenes, E. Coli, Aeromonas spp. Alfa hemolizin, Streptolizin-O, E. Coli hemolizin, Aerolizin.
Süperantijenler S. aureus,S. pyogenes TSST-1, Entero A-F, piyojenik exotoksin A+C,
enzimler S. pyogenes,C. perfringens IL-1 beta convertaz, Fosfolipaz C

Eksojen mediatörler makrofaj, nötrofil, endotel hücreleri ve lenfositlerden ağır bir inflamatuar reaksiyonun tetiğini çekecek olan endojen mediatörlerin salınımını başlatır. Endojen mediatörler de ( prostaglandinler, lökotrienler, kinin interlökin, tümör nekroz faktör ve platelet aktive edici faktör ) diğer immün hücreleri uyararak yaygın ve sistemik bir inflamatuar cevaba neden olur. Sistemik inflamatuar yanıt sonucu ortaya çıkan reaktif oksijen radikalleri ve proteolitik enzimler yaygın doku hasarına, vazodilatasyon ve hipotansiyona, myokardial depresyona, nötrofil akümilasyonuna, dolaşımın aksamasına, intravasküler volümün dağılımında bozulmaya ve şoka yol açarlar. Sonuçta septik şokta hızla ilerleyen hipoperfüzyon ve dokur hasarıyla karşılaşırız ( ARDS, DİC, ATN, MODS vb).

Bilinen en önemli endojen mediatörler ( sitokinler):

  • TNF – alfa,
  • İL-1,2,6,8 ve
  • PAF dır.

TNF-alfa ve İL-1 inflamasyonu başlatan en önemli sitokinlerdir.  Endojen mediatörler hücre metabolizmasını ve oksijen ihtiyacını arttırır, kapiller permeabiliteyi arttırır, vazodilatasyon yaparlar.  Myokard kontraktilitesini ve sistemik vasküler rezistansı düşürerek intravasküler volümün redistribüsyonuna, dokularda hipoksiye, yani sonuçta vazojenik şoka yol açarlar.

SEPTİK KASKAD

SEPTİK ŞOK EPİDEMİYOLOJİSİ

Sepsis hastane başvurularının %2 sini oluşturur ancak vakaların 2/3 ü hastanede gelişir. Sepsis mortalitesi yüksektir;

  • Sepsiste %6
  • SIRS %7
  • Ciddi Sepsis %20
  • Septik şok %46
    • Gram negatif septik şokta %25
  • MSOF %60 mortalite vardır.

Septik şokta mortaliteyi arttıran sebepler nelerdir?

  • Erken ölüm
    • Ciddi asidoz,
    • Hipoperfüzyon,
    • 2 veya daha fazla organ yetmezliği,
  • Geç ölüm
    • Var olan predispozan hastalıklar,
    • Hipotermi,
    • Trombositopeni,
    • Multipl enfeksiyon odaklarının varlığı.

SEPTİK ŞOK ETİYOLOJİSİ

Septik şokun en sık sebebi gram negatif bakteri enfeksiyonlarıdır, daha az sıklıkla gram pozitif bakteriler, virüs ve mantar enfeksiyonları görülür.

  • GRAM NEGATİF BAKTERİLER
    1. Coli ( en sık),
    2. Klebsiella pneumoniae,
    3. Enterobacteriaceae,
    4. Proteus,
    5. Pseudomonas ( özellikle nosokomial),
    6. Serratia,
    7. Neisseria meningitidis.

Gram negatif bakteriyel Sepsis için predispozan faktörler:

  • Yenidoğan dönemi,
  • Üsriner disfonksiyon ( çok büyük risk .. özellikle yaşlı hastalarda),
  • İmmün sistemi bozan hastalıklar;
    1. Diyabet,
    2. Siroz,
    3. Alkolizm,
    4. Kanser,
    5. İatrojenik immün süpresyon;
      1. Kemoterapi,
      2. Radyoterapi,
  • Kortizon,
  1. Sitotoksik ilaçlar ,
  1. Total parenteral beslenme,
  2. Üriner, bilier, gastrointestinal enfeksiyonlar.
  • GRAM POZİTİF BAKTERİLER ( %20 – 40)
    1. Stafilokoklar,
    2. Streptokoklar ( özellikle pnemokok)
      1. Gram pozitif Sepsis için predispozan faktörler
        1. Toplumdan kazanılmış enfeksiyonlar ( pnemoni),
        2. İV katater,
        3. Kronik enfeksiyon odakları,
        4. Fonksiyonel yada cerrahi splenektomi varlığı ( kapsüllü bakteriler: pnemokok, menengokok ve Hib sepsisi riski artar)
  • OPORTÜNİSTİK FUNGUSLAR (%2-3)

    Fungal sepsisler için predispozan faktörler:

    • İmmün süpresyon,
    • Post op dönem,
    • Total parenteral beslenme,
    • Uzun süre yüksek doz antibiyotik kullanımı,
    • Uzun süre kalmış kataterler.
  • VİRÜSLER, MYCOBAKTERİLER, PROTOZOOLAR
    1. Özellikle falciparum sıtmasında Sepsis tablosu gelişir. İmmün süpressif hastalarda grip Sepsis tablosuna yol açabilir.

SEPSİS KLİNİĞİ

Sepsis ve septik şokta klinik non spesifiktir. ( sepsise has klinik bir bulgu yoktur, etken patojenden ve primer patolojiden bağımsız bir klinik tablodur, enfeksiyon ve enfeksiyon dışı birçok sebeple aynı tablo ortaya çıkabilir ör: pankreatit, yanıklar vb.)

  • Sepsise özel bir klinik tablo yoktur en büyük özelliği akut başlangıçlı olmasıdır.
    1. Ateş,
    2. Titreme,
    3. Taşikardi,
    4. Terleme,
    5. Taşipne,
    6. Hipotansiyon,
    7. Mental konfüzyon erken dönemde görülebilir.

Predispozan faktörler varlığına veya infeksiyon odağının varlığına bu klinik bulgular  sepsis şüphesi uyandırmalıdır.

  • Yenidoğan döneminde ve ileri yaşlarda başlangıç yavaş ve bulgular belirsiz olabilir.
    1. Hipotermi,
    2. Hiperventilasyon ve respiratvuar alkaloz,
    3. Döküntü
      1. Peteşial döküntü – meningokok –
      2. Ectyma gangrenosum – pseudomonas—
    4. İshal,
    5. Bulantı,
    6. Kusma,
    7. İleus varlığı Sepsis in ön bulgusu olabilir.
  • Sepsis in en sık rastlanan bulgusu ateştir. Ateşin yüksekliği ve süresi ile enfeksiyon arasında korelasyon vardır. Ancak yenidoğan da, çocuklarda ve yaşlılarda hipotermi görülebilir.
  • Sepsis in en sık rastlanan ikinci bulgusu titremedir. Genellikle ateşin çıkışından önce görülür.
  • Sepsis in en sık rastlanan üçüncü bulgusu terlemedir ve genellikle ateşin düşüş döneminde görülür.
  • Sepsis in az görülen ancak en önemli bulgusu mental konfüzyondur. Mental bozukluk halsizlik dalgınlık şeklinde de olabilir. İleri dönemde anksiyete, ajitasyonlar, stupor ve koma görülür.
  • Hiper vantilasyon ve respiratuvar alkaloz sepisin ilk bulgularıdır. Artmış metabolik yük ve sitokinlerin solunum merkezini uyarması sonucu ortaya çıkar. Beraberinde taşikardi vardır. Sepsis in bu fazına sıcak faz da denir. Ekstremiteler sıcaktır, kapillerler dilatedir. Hasta kompansatuvar dönemdedir, daha sonra hayati organlarda hipoperfüzyon ortaya çıkar, bilinç iyice bulanıklaşır, laktik asit artar, respiratvuar alkaloz asit yükünü kompanse edemez ve metabolik asidoz başlar, periferik vazokonstrüksiyon sebebiyle perifer soğur (soğuk faz = dekompansasyon), solunum bozulur, bradikardi başlar, hasta şok tablosu içindedir, perfüzyonun daha da bozulması ile hasta kaybedilir.

SEPSİS TE LABORATUVAR

  • Kan sayımı
    1. Lökositoz + sola kayma veya lökopeni,
    2. PNL lerde toksik granülasyon yada intrastoplazmik vakuolizasyon,
    3. Trombositopeni ( DİC başladığını gösterir),
    4. Eritrosit morfolojisi normaldir DİC gelişimini takiben mikroanjiopatik hemolitik anemi gelişir.
  • Kan kültürü ( %95)
  • İnfeksiyon odaklarının kültürü
    1. İdrar,
    2. Balgam,
    3. Deri ve lokal enfeksiyon odaklarının kültürü,
    4. BOS kültürü,
    5. Kateter kültürü,
    6. Özellikle granülositopenik – immün süpressif hastalarda enfeksiyon lehine bulgu olmasa da her türlü odaktan kültür alınmalıdır.
  • TİT
    1. Erken dönemde hafif proteinüri,
    2. Şok u takiben ATN gelişimi ve oligüri görülür,
    3. Özellikle diyabetiklerde ve yaşlılarda sepsisin kaynağı genellikle üriner enfeksiyonlardır.
  • Elektrolitler ve glikoz
    1. Sepsis ve septik şok sırasında hipoglisemi nadiren görülür ancak yenidoğan sepsisi sırasında hipoglisemi sık görülür.
    2. Diyabetiklerde ise hiperglisemik ataklar görülür,
    3. Geç dönemde laktik asit ve hipoperfüzyon nedeniyle bikarbonat azalır –aniyon gap metabolik asidoz – ortaya çıkar.
  • Karaciğer fonksiyon testleri:
    1. Transaminazlarda artış ve hafif hiperbilürübinemi,
    2. Hafif hipoalbüminemi görülür.
  • Enfeksiyon odağını tespite yönelik girişimler
    1. Akciğer filmi
    2. Tüm batın us
    3. Gerekirse Lomber Ponksiyon
    4. Sintigrafi yapılmalıdır.

AYIRICI TANI

Sepsis ve septik şok tablosu hemodinamik bozukluğa sebep olacak her türlü şok tablosu ile karışır. En çok vazojenik şok ile karışır. Bunlar içinde septik şok ile en çok karışanlar

  • Toksik şok,
  • Anafilaktik şok,
  • İlaç intoksikasyonlarına bağlı şok tabloları,
  • Okült hemorajilere bağlı şok tablosu,
  • Pulmoner

SEPTİK ŞOKTA TEDAVİ

Sepsiste ve septik şokta tedavi farklıdır. Sepsisin tedavisinde birinci amaç enfeksiyon etkenini ortadan kaldırmaktır. Septik şok ta ise ilk iş şok tablosu ile mücadele etmektir.

Sepsis kliniği ile uyumlu bulguların varlığına amaç Sepsis in varlığını konfirme etmek, odağı bulmak ve bir an önce tedaviye başlamaktır. İlk önce hemokültürler alınır, antibiyotik verilmeden önce alınan hemokültürlerde %95 oranında etkeni saptamak mümkün olur. Muhtemel enfeksiyon odaklarından kültürler alınır ( balgam, idrar, yara kültürü, plevral – peritoneal mailer, gerekirse BOS kültürleri alınır).

Kültürlerin alınmasını takiben antibiyogram sonuçları alınıncaya dek muhtemel odak ve patojene yönelik ampirik antibiyoterapi başlanır. Hemo kültür sonuçları okült enfeksiyon odaklarının tespitinde yol gösterici olabilir

Ör1: Yaşlı bir hastada hemokültürde Klebsiella üremiş ancak akciğerde bir bulgu yoksa intraabdominal enfeksiyon odağı aranmalıdır ( kolanjit, perforasyon, divertikülit vb).

Ör2: genç bir hastada hemokültürde Haemophilus İnfluensa üremiş ancak akciğerde enfeksiyon odağı yoksa endokarditten şüphelenilmelidir.

Ör3: YB hastasında Pseudomonas cephacia üremiş ve bir enfeksiyon odağı yoksa İV ekipmanların ve solüsyonların kontamine olduğu düşünülmelidir.

Ör4: yaşlı bir hastada salmonella colerasuis üremiş ancak odak yoksa enfekte anevrizma akla gelmelidir.

Septik şokta ise ilk yapılacak iş şok tablosu ile mücadeledir, yeterli doku perfüzyonu ve oksijenizasyonun sağlanmasına çalışılır.

  • Solunum dolaşım desteği,
  • Oksijenizasyon,
  • Sıvı replasmanı: amaç yeterli doku perfüzyonu sağlamaktır.
    • Erişkinde 0,5 – 1,5 ml/kg/saat,
    • Çocukta 30 – 60 ml/saat idrar çıkışı sağlamaktır.
  • İv bolus SF yada ringer laktat ile başlanır. Verilen sıvı miktarını bir pulmoner arter katateri ile izlemek yerinde olur. Pulmoner arter wedge basıncı 12 – 14 mmHg ye çıkana dek sıvı replasmanı yapılır. Katater yoksa boyun venleri dolana kadar replasman yapılır.
    • Erişkinde 1 – 2 saatte 1 – 1,5 litre verilir,
    • Çocukta 2 – 5 dakikada 20 ml/ kg hesabıyla verilir. Gerekirse kan transfüzyonu yapılır.
  • Pozitif inotrop ilaçlar: amaç sıvı replasmanına rağmen düzelmeyen perfüzyonu düzeltmektir. Bu amaçla dopamin ( 5-10 mikro grm /kg/dk ) veya dobutamin ( 2-20 mikro grm / kg/ dk ) verilir. Bu ilaçlar ile doku perfüzyonu hala sağlanamaz ise norepinefrin ( 2 – 12 mikro gr/ dk ) başlanabilir.
  • Solunum yetmezliği ve arteriyel oksijen basıncı 50 mmHg altında olan hastalar entübe edilmelidir.
  • Gram negatif endotoksinlere karşı monoklonal antikorlar
  • Antibiyotikler :amaç en kısa sürede dolaşımı mikroplardan ve mikrobik yan ürünlerden temizlemektir. Damar yolu açılıp kan kültürü alındıktan hemen sonra antibiyoterapi başlanmalıdır. Kültür sonuçları çıkıncaya dek ampirik tedavi başlanmalıdır.

SEPSİS VE SEPTİK ŞOK TA ANTİBİYOTERAPİ PROTOKOLLERİ

TOPLUMDAN KAZANILMIŞ ENFEKSİYON – LÖKOPENİ YOK ( PNL >1000)

Üriner sistem kaynaklı

3. j. Sefalosporin ,piperasilin, mezlosilin, tikarsilin, kinolon +/- aminoglikozid

 

Üriner sistem dışı

3. J sefalosporin+metronidazol, tikarsilin+klavulonik asit,  ampisilin+sulbaktam, piperasilin+tazobaktam. +/- aminoglikozid

 

NASOKOMİAL NÖTROPENİ YOK ( PNL >1000/mm3)
3.J Sefalosporin+metronidazol, tikarsilin+klavulonat, Ampisilin+sulbaktam, Piperasilin+tazobaktam, İmipenem. +/- aminoglikozid

 

NOSOKOMİAL NÖTROPENİK HASTA
Piperasilin+tazobaktam, Tikarsilin klavulonat+aminoglikozid, İmipenem+aminoglikozid, Seftazidim+metronidazol+aminoglikozid.

 

Katater kaynaklı enfeksiyon düşünülüyor ise + vankomisin

INTRA ABDOMİNAL ENFEKSİYON
Ampisilin+gentamisin+metronidazol, Tikarsilin+gentamisin, 3. J Sefalosporin+metronidazol.

 

BİLİNMEYEN ODAK
Vankomisin+Gentamisin+Metronidazol, Sefoksim+gentamisin.

 

 

Sepsiste ampirik antibiyotik pratik tablo

Muhtemel odak

Muhtemel organizma

Ampirik Antibiyoterapi

Ürosepsis

Gr – çomak / enterokok

Ampisilin + genta,

Vankomisin + genta,

3. J SS + / – genta

İntra abdominal enfekiyon

Polimikrobik / anaerob

Ampisilin+genta+metronidazol,

Tikarsilin+genta,

3.JSS+metronidazol

Nasokomial pnemoni

Dirençli gram negatif

AG ( Genta yada Tobra)+Antipseudomonal (Tikarsilin yada Piperasilin yada Seftazidim)

Sellülitis

Streptokok / Stafilokok

1.J SS sefazolin

İV katater

S. aureus,

S. epidermidis,

Gr – Çomaklar

Vanko+Genta

Bilinmeyen odak

Geniş spektum

Vanko+Genta+Metro,

Sefotaksim+Genta.