DHEA-s

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

DHEA sülfat böbrek üstü bezi tarafından üretilen zayıf bir erkeklik hormonudur ( androjen ). DHEA- sülfat hem kadın hem erkeklerde üretilir. Kadınlarda erkeklik hormonu üretiminin ana kaynağı böbrek üstü bezleridir.
Kandaki miktarı böbrek üstü bezlerinin ( adrenal gland lar) çalışması hakkında bilgi verir. DHEA sülfat testi özellikle erkek tipi kilo alan kadınlarda (virilizm), kadın kısırlığının araştırılmasında, adet düzensizliklerinin araştırılmasında ve aşırı kıllanma olan kadınlarda (hirzutizm) istenen bir testtir. Ayrıca çocuklarda erken cinsel gelişim araştırılmasında DEHA sülfat testi de yapılmalıdır.

DHEA sülfat normal değeri nedir?

Normal değer yaş ve cinse göre değişir

Kadınlarda DEHA sülfat normal değeri:
  •  Yaş 18 – 19: 145 – 395 ug/dL
  •  Yaş 20 – 29: 65 – 380 ug/dL
  •  Yaş 30 – 39: 45 – 270 ug/dL
  •  Yaş 40 – 49: 32 – 240 ug/dL
  •  Yaş 50 – 59: 26 – 200 ug/dL
  •  Yaş 60 – 69: 13 – 130 ug/dL
  •  Yaş 69 ve üstü: 17 – 90 ug/dL dir.
Erkeklerde DEHA sülfat normal değerleri:
  •  Yaş 18 – 19: 108 – 441 ug/dL
  •  Yaş 20 – 29: 280 – 640 ug/dL
  •  Yaş 30 – 39: 120 – 520 ug/dL
  •  Yaş 40 – 49: 95 – 530 ug/dL
  •  Yaş 50 – 59: 70 – 310 ug/dL
  •  Yaş 60 – 69: 42 – 290 ug/dL
  •  Yaş 69 ve üstü: 28 – 175 ug/dL dir.

Not: DEHA sülfat testi için normal değerler laboratuarlar arası değişiklik gösterebilir.

DEHA sülfat miktarının artması ne anlama gelir?

Kan da Dehidroepiandrosteron- sülfat miktarının artması birçok sebebe bağlı olabilir.

  •  Doğumsal adrenal hiperplazi ( nadir bir kalıtımsal hastalık ),
  •  Böbrek üstü bezinin tümörleri,
  •  Polikistik over sendromu ( kadınlarda sık görülen kıllanma ve kilo alma sebebidir).

Referanslar:

Guber HA, Farag AF, Lo J, Sharp J. Evaluation of endocrine function. In: McPherson RA, Pincus MR. Henry’s Clinical Diagnosis and Management by Laboratory Methods. 21st ed. Philadelphia, Pa: W.B. Saunders Company; 2006:chap 24.




YÜKSEK KOLESTEROL

 Hiperkolesterolemi;

Kolesterol ve kolesterole bağlı kalp damar hastalıklar en büyük ölüm sebebidir.
Hiperkolesterolemi kan yağlarından biri olan kolesterolün yüksek olmasıdır. Kan yağları kolesteroller ve trigliseridlerdir:

  •  Kolesteroller:
    •  LDL kolesterol: ( Low Density Lipoproteinler ) kötü kolesterol olarak da bilinir. Kolesterolü damar duvarına yapıştırır. Damarlarda kolesterol plakları birikmesine, tıkanmaya, damar sertleşmesine, koroner arter hastalıklarına, hipertansiyona yol açar.
    •  HDL kolesterol: (High Density Lipoproteinler) iyi kolesterol olarak da bilinir. Kolesterolü damar duvarından alarak karaciğere taşır. Yüksek olması damar hastalıklarından korur.
    •  VLDL kolesterol: ( Very Low Density Lipoporteinler) kan kolesterolünün küçük bir kısmını oluşturur.
  •  Trigliseridler: kanda bulunan yağların büyük kısmını oluşturur. Diyabet ve genetik meyilli kişilerde yüksektir.

Yüksek kolesterol sebepleri nelerdir?

  •  Kan kolesterolü yaş ile artar,
  •  Erkeklerde kadınlardan daha yüksektir ancak menopozdan sonra kadınlarda da kolesterol artar,
  •  Genetik yapı: kolesterolü yükselten en önemli sebeplerden bir i genetik yatkınlıktır. Kolesterol hem vücutta yapılan hem de dışarıdan alınan bir maddedir. Genetik meyilli kişilerde vücutta kolesterol üretimi fazladır.
  •  Yüksek yağlı gıdalar: özellikle hayvansal yağların yüksek olması kolesterolü arttıran en önemli sebeplerdendir. Kolesterol % 100 e varan oranlarda barsaktan emilir. Özellikle hayvansal kolesterol kırmızı ette, yoğurt, süt, peynir gibi hayvansal gıdada fazlaca vardır.
  •  Aşırı kilo,
  •  Hareketsiz yaşam, düzenli egzersiz yapmamak, HDL kolesterolü arttırmanın tek yolu düzenli egzersiz yapmaktır.
  •  Karaciğer ve böbrek hastalıkları: kolesterol ve kan yağları artar.
  •  Anoreksiya nevroza: iştahsızlıkla kendini belli eden bir nevroz dur. Kan kolesterolü tipik olarak yüksektir.
  •  Hipotiroidi: tiroid vücudun gaz pedalıdır. Az çalışırsa tüm organlar az çalışır. Tiroid az çalışırsa kolesterol artar.

Kolesterol yüksekliği ne şikayete neden olur?

Kolesterol yükselmesi hissedilen bir şikayete yol açmaz ancak damarlarda biriken kolesterol damar sertleşmesine ( ateroskleroz) ve damarlarda tıkanmaya yol açar bu durum birçok hastalığın temel sebebidir damarlarda tıkanma:

  •  Koroner kalp hastalıklarına,
  •  Hipertansiyona,
  •  Anginal kalp ağrılarına,
  •  Kalp krizlerine,
  •  İnme ve felçlere,
  •  Beyin kanamalarına,
  •  Göz dibi kanamalarına,
  •  Ani körlüklere,
  •  Böbrek yetmezliklerine yol açar.

Yüksek kolesterol teşhisi nasıl konur?

Hiperkolesterolemi teşhisi kan testleri ile konur. Aile hikayesi önemlidir. Basit kan testi ile kolesterol ve trigliserid ölçülür:

  •  Total kolesterol,
  •  HDL kolesterol,
  •  LDL kolesterol,
  •  Trigliserid ölçümü hiperkolesterolemi teşhisi için yeterlidir.

Kolesterol ölçümleri aç karnına yapılmalıdır.

Yüksek kolesterol tedavisi:

Yüksek kolesterol tedavisi sadece kolesterolü değil kolesterolün sebebi olduğu kalp hastalıkları, inme, felç ve diğer hastalık risklerini de azaltır. Kolesterolü kontrol altına almak için üç çeşit mücadele yapılır:

Hayat tarzı değişiklikleri:

  •  Düşük yağlı düşük kolesterollü beslenme, yüksek lifli gıda,
  •  Düzenli egzersiz,
  •  Sigarayı bırakmak,
  •  Kilo kontrolü,
  •  Rafine şeker ve nişastalı gıdalardan uzak durmak ( şeker, patates, pirinç, un vb.),
  •  Aşırı alkol almamak,
  •  Diyabet ve tiroid gibi hastalıkların kontrolü.

Kolesterol düşüren ilaçlar:
Kolesterol düşüren ilaçlar kolesterol metabolizmasını değiştirerek LDL kolesterolü düşürürler, kalp damar hastalıkları riskini azaltırlar, bu ilaçlar kullanılırken mutlaka diyet yapılmalıdır. Var olan damar sertliğini geri çevirmezler. İlerlemesini engellerler.

  •  Statinler:
    •  Lovastatin,
    •  Pravastatin,
    •  Atorvastatin,
    •  Simvastatin,
    •  Rosuvastatin,
  •  Gemfibrozil,
  •  Kolestiramin,
  •  Kolestipol,
  •  Niacin,
  •  Ezeltimibe.

Statinlerin düzenli kullanımı kolesterol ve damar sertliğine bağlı ölüm oranını, kalp krizi oranını ve felç geçirme oranını düşürmektedir.

Egzersiz:
HDL kolesterolü arttırmanın tek yolu egzersiz yapmaktır. HDL kolesterol damarlardaki kolesterolü karaciğere taşıyan tek kolesteroldür.
Başarılı bir kolesterol kontrolü bu üç önlemin dengeli şekilde kullanılması ile mümkündür.

Kolesterol yüksekliği ve kalp damar hastalıkların en büyük sebebi kolesterol yüksekliğidir. Kolesterolü düşürmek ömrü uzatmanın en bilinen yoludur. Kolesterolü düşürmek ciddi ve yaşam tarzı değişikliği gerektiren bir durumdur.

Kolesterol yüksekliği basit kan testleri ile kısa sürede tespit edilir. Kolesterolünüz yüksek ise bir doktora danışınız.

Referanslar:
1. American Heart Association
http://www.americanheart.org/
2. National Heart, Lung, and Blood Institute
http://www.nhlbi.nih.gov/
3. Canadian Cardiovascular Society
http://www.ccs.ca/
4. Heart and Stroke Foundation of Canada
http://ww2.heartandstroke.ca/
5. Goroll AH, Mulley AG. Primary Care Medicine . 4th ed. Philadelphia, PA: Lippincott Williams & Wilkins; 2000.
6. Heart disease and stroke statistics update. American Heart Association website. Available at: http://www.americanheart.org/presenter.jhtml?identifier=1928 . Updated 2008.
7. How can I lower high cholesterol? American Heart Association website. Available at: http://www.americanheart.org . Published October 2007.
8. Lipid-lowering pharmacotherapy overview. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated September 2008.
9. Third report of the expert panel on detection, evaluation, and treatment of high blood cholesterol in adults (Adult Treatment Panel III). National Cholesterol Education Program website. Available at: http://www.nhlbi.nih.gov/guidelines/cholesterol/index.htm .
10. What is cholesterol? National Heart, Lung, and Blood Institute website. Available at: http://www.nhlbi.nih.gov/health/dci/Diseases/Hbc/HBC_WhatIs.html . Updated February 2006.
11. 12/14/2009 D




TİROİD HASTALIKLARI

Çocuklarda büyüme, gelişme, zeka ve okul başarısını etkileyen en önemli hormon tiroid hormonlarıdır. Büyüklerde kilo problemleri, saç ve deri hastalıkları, psikiatrik bozukluklar, açıklanamayan kalp hastalıkları, cinsel güçsüzlük, uyku problemlerinin çoğundan tiroid hastalıkları sorumludur. Tiroid hastalıkları laboratuar testleriyle kolayca teşhis edilebilir.

TİROİD HASTALIKLARI

Hipertiroidi nedir? 

Hipertiroidi, tiroid bezinin normalden fazla çalışması sonucu kanda fazla miktarda tiroid hormonu bulunması anlamına gelir. Belirtileri çarpıntı, sinirlilik, terleme, kas zayıflığı, ellerde titreme, zayıflama, saç dökülmesi, kaşıntı, kısırlık, sık dışkılama, adet düzensizliği dir. Bu belirtilerin hepsi birden bir hastada olmaz, ancak biri veya birkaçı bir kişide mevcutsa hipertiroidi den şüphelenilebilir.

Hipotiroidi nedir?

Kanda normalden çok az miktarda tiroid hormonu bulunması durumudur. Bebeklerde de görülür ve erken tanınıp tedavi edilmezse fiziksel ve zihinsel geriliğe yol açar. Bu nedenle tüm bebeklere tarama testi uygulanmaktadır.
Hipotiroidinin belirtileri yorgunluk hissi, üşüme, kendini sürekli uykulu hissetme, kalp hızında yavaşlama, hafıza zayıflaması, konsantrasyon güçlüğü, kas krampları, kilo alma, ses kısıklığı, saçlarda incelme ve dökülme, deride kuruma ve kabalaşma, depresyon,a det düzensizliği, göğüslerden süt gelmesi, kısırlık dır.

Hipertiroidi veya hipotiroidi tanısı nasıl konur?

Troid hastalıklarının teşhisi laboratuar testleriyle kolayca konur.

TİROİD CHECK-UP I NEDİR?

Tiroid bezinin çalışmasını ve foknksiyonlarını gösteren kan testleridir.
T3, T4, TSH, Serbest T3, Serbest T4 hormonTestleri ve kronik tiroid hastalıklarının göstergeleri olan Anti-Tg, Anti-TPO ve TRAb testleri yapılarak tüm troid fonksiyonları ortaya konur




OBEZİTE

 Şişmanlık;

Şişmanlık ideal vücut kilosunun üstünde olmaktır. Fazla kilo kalp hastalıkları, kanser ve diyabet gibi hastalıklara zemin hazırlar. İdeal kilo ve obezite ayrımı Vücut Kitle İndeksi ( BMI: body Mass İndex) hesaplanarak kolayca söylenebilir. Vücut Kitle İndeksi kilonun boya oranıdır ve BMI = Ağırlık (kg) / Boy (m)2 formülü ile hesaplanır. Ağırlığın metre olarak boyun karesine oranıdır.

Bu hesaba göre obezite indeksi :

  •  İdeal vücut kilosu için BMI ortalaması = 18.5 ila 24.9 arasında,
  •  Kilolu demek için BMI ortalaması= 25.0 ila 29.9 arasında,
  •  Obez demek için BMI 3.0 ve üzerinde,
  •  Morbid Obez demek için BMI= 40 ve üzerinde olması ( yada 35 üstü olup diyabet ve hipertansiyon gibi kiloya bağlı sağlık şikayetlerinin başlamış olması) gerekir.

Örnek olarak 95 kilo ve 175 cm boyda bir kişi kendini hafif kilolu olarak görebilir hesaplarsak ;
BMI = 95/ 1.75 X 1. 75
BMI = 95 / 3.06
BMI =31 buluruz.
Yani obezite sınırını geçtiği görülür.

Obezitenin sebebi nedir?

Obezitenin sebebi gıdalarla alınan kaloridir. Kalori temel vücut fonksiyonları için ve fiziksel aktiviteler için kullanılır. Temel vücut fonksiyonları için kullanılacak olan kısım insandan insana pek değişmez, kalp kasılması, beyin fonksiyonları, nefes almak ve metabolizma için kullanılan enerjidir. Bu ihtiyaçtan fazla alınan her kalori vücutta birikir. Vücudumuzun fazla kaloriyi atmak gibi bir özelliği yoktur. Diyetle alınan kalorinin tamamı vücutta depolanacaktır. Alınan kalori ile yakılan arasındaki dengesizlik obezitenin tek sebebidir. Yani fazla kalori almak ve az kalori harcamak herzaman şişmanlığa neden olur.

Kilo almamızı etkileyen faktörler nelerdir?

  •  Genetik yapımız,
  •  Biyolojik faktörler ( hormonlarımız vb. ),
  •  İlaçlar ( kortizon, antidepresan, anti pisikotik, allerji ilaçları, vitaminler, çinko içeren ilaçlar vb. ),
  •  Tiroid bezinin az çalışması ( Hipotiroidi )
  •  Cushing hastalığı,
  •  Polikistik Over Sendromu,
  •  Bazı genetik hastalıklar. Kilo almamıza neden olabilir.

Kilo almayı kolaylaştıran risk faktörleri nelerdir?

  •  Hareketsiz yaşam tarzı: özellikle çocuk obezitelerinin en büyük sebebidir. TV, bilgisayar başında uzun süre harcamak, oyun parklarından uzak olmak, aktivite imkanının az olması obeziteyi kolaylaştırır,
  •  Değişik mesai saatleri ile çalışmak,
  •  Orta yaş ve üzeri,
  •  Kalori alımı ve aktivite arasında dengesizlik,
  •  Hazır gıda ve fast food ile beslenme,
  •  Alkol kullanımı,
  •  Rafine gıdalar ve yüksek kalorili gıdalar,
  •  Hızlı yemek, çok yemek,
  •  Yeteri kadar uyumamak özellikle çocuk obezitelerinde önemli bir risk faktörüdür.

Obezitenin tehlikeleri nelerdir?

Obezite tedavi edilmez ise kalp hastalıkları başta olmak üzere ciddi sağlık problemlerine sebep olur.
Özellikle dış görünüşün bozulması depresyona ve içe kapanmaya yol açar. Bu durum adolesan ve cocuk yaşta başlayan obezitelerde ileride çok ciddi pisikolojik bozukluklara neden olmaktadır. Obeziteye bağlı olarak en sık görüken tehlikeler şunlardır:

  •  Tip 2 diyabet,
  •  Depresyon, kendine güvensizlik, kendini beğenmeme, sosyal uyumsuzluk, içe kapanma,
  •  Okul başarısında düşme,
  •  Enerji azalması, isteksizlik, fiziksel aktivitede düşüklük,
  •  Kalp ve damar hastalıkları, enfaktüs, inme ve felçler,
  •  Kan pıhtılaşması ve emboli hastalıkları,
  •  Kolesterol ve trigliserid yüksekliğine bağlı hipertansiyon,
  •  Gebelikte hipertansiyon, diyabet ve kiloya bağlı problemler, çocukta malformasyon,
  •  Karaciğer yağlanması,
  •  Pankreas iltihabı,
  •  Migren,
  •  Reflü,
  •  Katarakt,
  •  Artrit,
  •  Düz tabanlık,
  •  Koşamama,
  •  Eklem ve kas problemleri,
  •  Kanser risknde artma,
  •  Gut,
  •  Kısırlık,
  •  Horlama ve uyku apnesi,
  •  İdrar tutmakta zorluk ve idrar kaçırma,

Adolesan dönemde obez olmak ileride ani ölüm riski taşır. Bu insanlarda kardiyo vasküler sebeplerden dolayı ani ölüm sık görülür. Bu risk 65 yaş üstü obez kişlerdede yüksektir. Kabaca obez insanlar topluma oranla daha çok ani ölüm ve kanser riski taşırlar.
Obezite teşhisi için bir laboratuar testine gerek yoktur. Çok basitçe boy ve kilo ölçülerek BMI hesaplanabilir. Obezitenin tedavisi zordur. Kültürel yapı, alışkanlıklar, yaşam tarzı ve genetik faktörler kilo vermeyi zorlaştırır. Kilo vermekten çok verilen kiloyu geri almadan hayatı aynı şekilde idame etmek daha zordur. Dolayısı ile kilo ile kişinin tek başına mücadelesi genellikle başarısız olacaktır. Bu konuda bir doktor gözetiminde uzman kişiler ile çalışmak başarıyı arttırır. Herkeze uygun bir reçete bulmak çok zordur. Her obezite vakası bir hasta olarak değerlendirilmeli ve herkez için ayrı bir strateji belirlenmeli, bir plan oluşturulmalı ve izlenmelidir. Obeite tedavisi günümüzde en çok suistimal edilen sağlık konularının başında gelmektedir. Hem yüksek kalorili hem çok iştah açıcı ve hemde çok ucuz hazır gıdaların arasında vücudunuzu ve sağlığınızı korumak; temel dürtülerinizin aksine hareket edip yememenize bağlıdır. Bunca koşuşturmanın arasında aktivite fırsatı yaratmak gerekmektedir.
Obezite tedavisi tıbbi bir problemdir. Bu problemle tek başınıza mücadele etmeye kalkmak başarı şansınızı düşürür. Medikal yardım alın: diyet, egzersiz, ilaç ve gerekirse cerrahi müdahale imkanlarının olduğu bir planınız olmalıdır.

Obezite tedavisinde size sunulan plan içinde şunlar olmalıdır:

  1. Diyet:
    • Satüre yağlardan fakir,
    • Rafine karbonhidratlardan fakir,
    • Bol lifli
    • Yağ miktarı günlük kalori ihtiyacınızın % 35 inden fazla olmayan bir diyet listeniz olmaldır.
  2. Kilo vermenin ana noktası aldığınız kalorinin yaktığınızdan az olmasısır. Bu basit bir toplama çıkarma hesabından başka birşey değildir. Kilo vermek uzun bir süreye yayılırsa daha başarılı olunur. Kısa sürede verilen kilo genellikle kısa sürede geri kazanılır. Bu konuda diyetisyen yardımı gerekir. Kilonız ve nedadar sürede hangi kiloya geleceğiniz hesaplanarak bir plan hazırlanmalıdır.
  3. Diyet günlüğü tutmak sizin ve ekibin işini çok kolaylaştırır.
  4. Egzersiz programı hem kilo vermeyi kolaylaştırır hemde geri almamanızı sağlar. Aktivite gün içine yayılmalıdır. Spor salonuyla sınırlı kalmamalıdır. Uzağa park etmek, evden televizyon ve bilgisayarı uzaklaştırmak ( özellikle çocuklar için ) yapılacak ilk iştir.
  5. Davranış terapisi: bir diyet programının en öneli parçasıdır. Neden kilo vermesi gerektiğini kavrayamamış bir kişiye kilo verdiremezsiniz.
    • Kişi obezite ve komplikasyonlarını bilmelidir,
    • Nasıl kilo verileceğini kavramalıdır,
    • Neden kilo vermesi gerektiğini anlamalıdır,
    • Neden ve nezaman yediğini açıklayabilmeli nasıl savaşacağını kendi belirleyebilmelidir.
  6. Bir partner veya bir gurup içinde diyet programları daha başarılı olabilir.
  7. İlaçlar:
    • Obeziteye neden olabilecek tedaviler var ise bunlar gözden geçirilmelidir.
    • Kilo vermeyi kolaylaştıran ilaçlar programa eklenebilir. Bu ilaçlarınbirkısmı yağların vücuda emilimini azaltırken birkısmı beyne etki ederek iştahı azaltmaktadır ki bunların yan etkileri fazla olduğundan tavsiye edilmemektedir.
    • İlaç desteği ile kilo vermek belli bir süreden sonra geri teper. Verilen kilo ilacı kesince genellikle geri alınır.
  8.  Cerrahi müdahaleler:
    • Mideye balon yerleştirmek: kısa süreli hızlı kilo kaybını sağlar ancak etkisine alıştıktan sonra kilo geri alınabilmektedir. Kısa süreli etkili bir yöntemdir. Birçok program başarısız olursa denenicek yöntemdir.
    • Bariatrik cerrahi : mideyi küçülten cerrahi işlemdir. Mide dikilerek küçültülür hasta yiyemez ve kilo verir. Morbid obez hastalarda en son başvurulan tedavi yöntemidir. Risk taşır ancak başarılı sonuçlar alınan bir yöntemdir.
    • Gastrik Bypass : mideyi barsağa dikmektir. Besinleri emecek olan barsak bölümü kısaltılır besin emilemez ve kilo verilir. Diğer yöntemleri denemiş ve başarılı olamamış morbid obez hastalarda bir tedavi yöntemidir. Risk taşır ancak başarılı sonuçlar da alınır.

Obeziteden korunma:

Obezite sosyal bir hastalıktır. Yaşam tarzı, anane ve gelenekler obezite gelişiminde çok etkilidir, bu nedenle obeziteden korunmak zor olabilir. Yinede aşağıdaki önlemler alınabilir:

  •  Hazır gıdadan uzak durmak,
  •  Bol lifli, az yağlı ve az kalorili beslenmek,
  •  Aktiviteyi arttırmak, Egzersiz yapmak,
  •  Evde TV ve bilgisayarı kısıtlamak ( özellikle çocuklar için ),
  •  Dengeli beslenmek gerekirse bunun için diyetisyed desteği istemek,
  •  Küçük porsiyonlara alışmak bunun için gerekirse tabakları ve kaşıkları değiştirmek,genetik,
  •  Yemek pişirirken ölçüyü kaçırmamak, gerektiği kadar pişirmeyi öğrenmek,
  •  Tencereyi sofraya getirmemek,
  •  Yüksek kalorili gıda ve içeceklerden uzak durmak.

OBEZİTE ÇAĞIN EN ÖNEMLİ SAĞLIK PROBLEMİDİR. OBEZİTE İLE MÜCADELE EDİN, DESTEK ALIN, DOKTORUNUZA DANIŞIN.

 

Referanslar: 
1- American Dietetic Association
http://www.eatright.org/
2- The Obesity Society
http://www.obesity.org/
3- Canadas Food Guide
Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/
4- Dietitians of Canada
http://www.dietitians.ca/
5- Cecil R, Goldman L, Bennett J. Cecil Textbook of Medicine. 21st ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Co; 2000.
6- Dietary guidelines for Americans. National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases website. Available at: http://www.health.gov/dietaryguidelines/dga2005/document/default.htm. Accessed June 8, 2008.
7- Glycemic index—a new way of looking at carbs. Canadian Diabetes Association website. Available at: http://www.diabetes.ca/Section_About/glycemic.asp. Updated June 2005. Accessed January 23, 2008.
8- Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Textbook of Internal Medicine. 23rd ed. Philadelphia, PA: Saunders, 2008.
9- Goroll AH, Mulley AG, Mulley AG Jr. Primary Care Medicine. 4th ed. Philadelphia, PA: Lippincott Williams & Wilkins; 2000.
10- Kronenberg HM, Melmed S, Polonsy KS, Larsen PR. Williams Textbook of Endocrinology. 11th ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2008.
11- Obesity in adults. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php. Updated March 7, 2011. Accessed March 10, 2011.
12- Obesity, bias, and stigmatization. The Obesity Society website. Available at: http://www.obesity.org/information/weight_bias.asp. Accessed June 8, 2008.
13- Thompson WG, Cook DA, Clark MM, Bardia A, Levine JA. Treatment of obesity. Mayo Clin Proc. 2007;82:93-101.
14- 8/21/2007 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Pedersen SD, Kang J, Kline GA. Portion control plate for weight loss in obese patients with type 2 diabetes mellitus: a controlled clinical trial. Arch Intern Med. 2007;167:1277-1283.
15- 7/22/2008 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Shai I, Schwarzfuchs D, Henkin Y, et al. Weight loss with a low-carbohydrate, Mediterranean, or low-fat diet. N Engl J Med. 2008;359:229-241.
16- 9/30/2008 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Samuels-Kalow ME, Funai EF, Buhimschi C, et al. Pre-pregnancy body mass index, hypertensive disorders of pregnancy, and long-term maternal mortality. Am J Obstet Gynecol. 2007;197:490.e1-6. Epub 2007 Aug 21.
17- 12/2/2008 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Maruyama K, Ohira T, Maeda K, et al. The joint impact on being overweight of self reported behaviours of eating quickly and eating until full: cross sectional survey. BMJ. 2008;337.
18- 12/2/2008 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Pischon T, Boeing H, Hoffmann K, et al. General and abdominal adiposity and risk of death in Europe. N Engl J Med. 2008;359:2105-2120.
19- 2/5/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php: Subak L, Wing R, Smith West D, et al. Weight loss to treat urinary incontinence in overweight and obese women. N Engl J Med. 2009;360:481-490.
20- 4/14/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php: Sacks FM, Bray GA, Carey VJ, et al. Comparison of weight-loss diets with different compositions of fat, protein, and carbohydrates. N Engl J Med. 2009;360:859-873.
21- 4/16/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php: Neovius M, Sundström J, Rasmussen F. Combined effects of overweight and smoking in late adolescence on subsequent mortality: nationwide cohort study. BMJ. 2009 Feb 24;338:b496.
22- 5/11/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php: Luttikhuis HO, Baur L, Jansen H, et al. Interventions for treating obesity in children. Cochrane Database Syst Rev. 2009;(1):CD001872.
23- 7/6/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php: Seo DC, Sa J. A meta-analysis of psycho-behavioral obesity interventions among US multiethnic and minority adults. Prev Med. 2008;47:573-582. Epub 2008 Jan 16.
24- 9/25/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php: Garipağaoğlu M, Sahip Y, Darendeliler F, Akdikmen O, Kopuz S, Sut N. Family-based group treatment versus individual treatment in the management of childhood obesity: randomized, prospective clinical trial. Eur J Pediatr. 2009;168:1091-1099.
25- 10/16/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php: Krul M, van der Wouden JC, Schellevis FG, van Suijlekom-Smit LW, Koes BW. Musculoskeletal problems in overweight and obese children. Ann Fam Med. 2009;7:352-356.
26- 11/10/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php: Laurson KR, Eisenmann JC, Welk GJ, Wickel EE, Gentile Da, Walsh DA. Combined influence of physical activity and screen time recommendations on childhood overweight. J Pediatr. 2008;153(2):209-214.
27- 1/15/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Shiri R, Karppinen J, Leino-Arjas P, Solovieva S, Viikari-Juntura E. The association between obesity and low back pain: a meta-analysis. Am J Epidemiol. 2010;171(2):135-54.
28- 1/29/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Kuk JL, Ardern CI. Influence of age on the association between various measures of obesity and all-cause mortality. J Am Geriatr Soc. 2009 Sep 15.
29- 1/29/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Berkey CS, Rockett HR, Colditz GA. Weight gain in older adolescent females: the internet, sleep, coffee, and alcohol. J Pediatr. 2008;153(5):635-639.
30- 2/19/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: Picot J, Jones J, Colquitt JL, et al. The clinical effectiveness and cost-effectiveness of bariatric (weight loss) surgery for obesity: a systematic review and economic evaluation. Health Technol Assess. 2009;13:1-190, 215-357, iii-iv.
31- 2/19/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance: OBrien PE, Sawyer SM, Laurie C, et al. Laparoscopic adjustable gastric banding in severely obese adolescents: a randomized trial. JAMA. 2010;303(6):519-526.
32- 10/15/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php: US Food and Drug Administration. Meridia (sibutramine): market withdrawal due to risk of serious cardiovascular events. US Food and Drug Administration website. Available at: http://www.fda.gov/Safety/MedWatch/SafetyInformation/
SafetyAlertsforHumanMedicalProducts/ucm228830.htm. Published October 8, 2010. Accessed October 15, 2010.
33- 12/17/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php: US Food and Drug Administration. FDA: Tainted products marketed as dietary supplements potentially dangerous. US Food and Drug Administration website. Available at: http://www.fda.gov/NewsEvents/Newsroom/PressAnnouncements/ucm236967.htm. Updated December 15, 2010. Accessed December 17, 2010

 




METABOLİK SENDROM

 Sendrom X; İnsülin Rezistans Sendromu; Dismetabolik Sendrom;

Metabolik Sendrom Nedir?

Metabolik sendrom 20 yıl öncesine kadar görülmeyen ancak son 20 yılda hazır gıda tüketiminin artması, rafine yiyeceklerin, hayvansal gıdaların aşırı tüketimi sonucunda her 6 kişiden birini ilgilendiren metabolizma bozukluğudur.

Çocuklarda giderek daha sık görülmektedir.

Metabolizma, vücudun çalışma sistemidir. Gıdaların alınması, işlenmesi ve enerjiye çevrilmesi ile vücudun düzgün çalışmasını sağlayan sistemdir.
Metabolik sendrom bir hastalık değildir, vücut metabolizmasını bozan aksaklıklar topluluğudur.

Metabolik sendrom tablosunu oluşturan aksaklıklar:

  •  Gizli şeker( glikoz intoleransı),
  •  Obezite,
  •  Yüksek tansiyon ve
  •  Yüksek trigliserid ve
  •  Düşük HDL kolesterol ( iyi kolesterol) dür.

Metabolik sendrom tanısı nasıl konur?

Metabolik sendrom tanı kriterleri

Metabolik sendrom tanı kriterleri

Metabolik sendromun sebebi tam olarak bilinmemektedir, ancak yüksek şekerli gıdalar, rafine yiyeceklerin metabolik sendroma neden oldukları bilinmektedir. Genetik faktörler ve yaşam tarzı metabolik sendromun ortaya çıkışını etkileyen önemli faktörlerdir.

Metabolik sendromun araştırılması, erken teşhisi ve tedavi edilmesi buna bağlı hastalıkların önlenmesinde çok önemlidir. Metabolik sendroma bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklar:

  •  Tip 2 diyabet ( şeker hastalığı ),
  •  Kalp hastalıkları,
    •  Kalp krizi,
  •  Kardiyovasküler hastalıklar ;
    •  Beyin kanaması,
    •  İnme,
    •  Felç dir.

Metabolik sendrom riskini arttıran sebepler nelerdir?

Metabolik sendrom gelişmesini etkileyen en önemli faktör yaşam tarzı ve genetik meyil dir. Yaşam tarzı içinde alınan kalori miktarı ve egzersiz arasındaki denge önemlidir. Özellikle yüksek kalorili gıdalar, rafine yiyecekler ( şeker, un ve yağ) metabolik sendrom gelişmesine neden olan en önemli faktörlerdir.

 

  •  Yaş: Çocuklarda giderek artmaktadır. Batı toplumlarında 60 yaş üstü insanların neredeyse % 40 ında metabolik sendrom görülmektedir.
  •  Irk: metabolik sendrom kadınlarda daha sık ortaya çıkmaktadır,
  •  Sosyoekonomik durum: alt gelir guruplarında daha sık ortaya çıkar,
  •  Obezite: şişmanlık metabolik sendroma zemin hazırlayan en önemli faktördür. Özellikle göbek etrafında yer alan kilolar çok tehlikelidir.
  •  Genetik yapı: ailede metabolik sendrom olması sizde de ortaya çıkma şansını çok arttırır. Ailede yada sizde :
    •  Tip 2 diyabet,
    •  Yüksek tansiyon,
    •  Yüksek kolesterol,
    •  Koroner kalp hastalıkları,
    •  Polikistik over sendromu varlığı  metabolik sendrom gelişme riskini arttırır.
  •  Az fiziksel aktivite,
  •  Kötü beslenme:
    •  Yüksek kalorili,
    • o Çok şekerli,
    •  Doymuş yağ içeren,
    •  Unlu,
    •  Az lifli gıdalar
  •  Gazlı içecekler,
  •  Sigara içmek metabolik sendrom gelişme riskini çok arttırır,

Metabolik sendrom belirtileri nelerdir?

Metabolik sendrom bir hastalık değil vücut metabolizmasını bozan aksaklıklar topluluğudur. Bu nedenle altta yatan aksaklıklara bağlı birçok şikayete neden olabilir. Altta yatan bulguların çoğu testler ile ortaya çıkarılabildiği için düzenli aralıklarla CHECK – UP yapılması çok önemlidir.

  •  Obezite: özellikle karın etrafı ve göğüste aşırı yağlanma sonucu ortaya çıkan en sık şikayet horlamadır, ayrıca:
    •  Horlama,
    •  Uyku apnesi,
    •  Eklem ve sırta ağrıları,
    •  Reflu ve buna bağlı yanma,
    •  Çabuk yorulma,
    •  Nefes darlığı,
    •  Egzersiz kapasitesinde azalma,
    •  Göğüs ağrısı,
  •  Diyabet ve buna bağlı şikayetler:
    •  Sık idrara çıkma,
    •  Sık susama,
    •  Kilo alma yada kilo kaybı,
    •  Görme bozuklukları,
  •  Yüksek kolesterole bağlı şikayetler:
    •  Hipertansiyon,
    •  Kardiyovasküler olaylar;
      •  Kalp krizi,
    •  Serebro vasküler olaylar
      •  İnme,
      •  Beyin kanaması,

Metabolik sendrom nasıl teşhis edilir?

Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları metabolik sendrom teşhisinde yardımcı olur. Teşhisi destekleyecek metabolik bulgular ise laboratuar testleri ile gösterilir.

Metabolik sendrom teşhis kriterleri:

Aşağıda sıralanan 5 kriterden 3ü nün bulunması metabolik sendrom teşhisi koydurur.

1- Obezite özellikle karın çevresinde yağ birikimi ( Santral Obezite ):
a. Göbek etrafında yağ brikimi ile karakterize şişmanlıktır. İç organlarda yağlanma olduğunu gösterir. Metabolizmanın aksadığını gösterir.
b. Kadınlarda göbek çevresinin 89 cm
c. Erkeklerde göbek çevresinin 102 cm den fazla olması santral obezitedir.

2- Glikoz intoleransı veya İnsülin direnci:
Açlık kan şekerinin 100 mg/dL nin üzerinde olmasıdır.
Vücudun besinlerden alınan şekeri hızlı şekilde yerine yerleştiremediğini, İnsülin miktarında azlık yada direnç gelişmeye başladığını gösterir.
(Avrupa ve Amerika da kan şekeri sınır değeri 100 mg/dL, ülkemizde kan şekeri sınır değeri 110 mg / dL dir).

3- Yüksek Tansiyon:
Tansiyonun 130 / 85 in üstünde olmasıdır.

4- Yüksek Trigliserid :
Trigliserid kan yağlarının bir çeşididir. Açık trigliserid değerinin 150mg/dL olması metabolik sendrom için 5 kriterden biridir.

5- İyi kolesterol ün düşük olması ( düşük HDL kolesterol ):
HDL ( High Density Lipoprotein : HDL) bir kan kolesterolüdür ve vücudu korur. Vücuttaki kolesterolü sökerek karaciğere götürür. Koruyucu kolesterol, iyi kolesterol de denir. Düşük olması tansiyon, kalp ve damar hastalıklarına meyili arttırır.
a- Erkeklerde 40 mg / dL
b- Kadınlarda 50 mg/ dL altında olması metabolik sendromun 5 kriterinden birisidir.

Yukarıda sayılan 5 kriterden 3 ünün bulunması metabolik sendrom teşhisi koydurur. Basitçe muayenehanede kilo ölçümü, kilo boy oranı ile BMI ( Body Mass İndeks hesaplanması), tansiyon ölçümü ile temel kriterler tespit edilebilir. Ayrıca basit laboratuar testleri ile kan şekeri, trigliserid ve HDL kolesterol ölçümü tanı koymak için yeterli olur.

Metabolik sendromda laboratuar testleri:

A- GLUKOZ (Kan şekeri ) TESTLERİ :
Kan şekerinin normal limitler içinde olup olmadığının kontrolü için yapılan testlerdir. Şeker metabolizmasının göstermek için basit kan tahlilleri yapılır:
a- AÇLIK KAN ŞEKERİ:
Bir gece açlıktan sonra sabah bakılan kan şekeridir. Metabolizmanın kan şekerini iyi kontrol edip edemediğini gösteren en basit testtir.
b- TOKLUK KAN ŞEKERİ:
Açlık kan şekeri ile birlikte değerlendirilir. Yemekten iki saat sonra bakılan kan şekeridir. Metabolizmanın besinlerle alınan glikozu nasıl kullandığına bakılır. Çok değerli bir testtir.
c- ŞEKER YÜKLEME TESTİ ( OGT T ):
Bir miktara şeker verilerek metabolizmanın nasıl davrandığına bakılır. Çok değerli bir testtir. Açken verilen belli miktar şekerden sonra yarım saatte bir kan alınarak kan şekerine bakılır. Metabolizmanın değerlendirilir.
B- KOLESTEROL TESTLERİ:
Lipid profili de denir. Kan yağlarının en önemli kısımlarından olan kolesterol değerlerini gösterir. Açken bakılmalıdır. Lipid profili şu testlerden oluşur:

  •  TOTAL KOLESTEROL
  •  HDL KOLESTEROL ( İYİ KOLESTEROL ) vücuttaki kolesterolü sökerek karaciğere götürüp atar,
  •  LDL KOLESTEROL ( KÖTÜ KOLESTEROL ) kolesterolü damara yapıştırır damar sertliği ve hipertansiyon yapar, damar tıkanması yapar,
  •  VLDL KOLESTEROL.

Metabolik sendromlu kişilerde en sık hangi hastalıklar görülür?

Metabolik sendrom şeker ve yağ metabolizması bozuklukları ile seyreden bozukluklar topluluğudur ve aşağıdaki hastalıklar sık görülür:

  •  Tip 2 Diyabet,
  •  Koroner kalp hastalıkları,
    •  Kalp krizi
    •  Kalp yetmezliği,
  •  Felç: Beyin damarlarında tıkanmalara bağlı olarak ortaya çıkar,
  •  Periferik arter hastalıkları:
  •  Polikistik over sendromu ( İnsülin ve kan şekeri metabolizmasını bozarak metabolik sendroma yol açar),
  •  Uyku apnesi,
  •  Akut pankreatit,
  •  Karaciğer yağlanması,
  •  Kronik böbrek hastalıkları ( diyabet, böbrek damarlarında tıkanma ve hipertansiyon nedeniyle).

Metabolik sendrom nasıl tedavi edilir?

Metabolik sendrom bir hastalık değil arızalar topluluğu olduğundan önemli olan arızaların takibi ve zamanında müdahaledir.

  •  Düzenli kilo takibi,
  •  Düzenli Check Up testleri ile kan şekeri ve kolesterol takibi,
  •  Tansiyon takibi,
  •  Göbek çevresi ölçüsünün takip edilmesi metabolik sendrom tehlikelerinden korunmanın ilk basamağıdır.

Metabolik sendromdan ancak bu koşullar düzeltilerek kaçılabilir. Bu amaçla:

  •  Hayat tarzını değiştirmek;
    •  Daha aktif yaşamak;
    •  Aktivite ve spora zaman ayırmak;
    •  Dengeli beslenmek,
    •  Doymuş yağlardan, aşırı hayvansal gıdalardan, rafine gıdalardan uzak durmak;
  •  Kilo vermek,
    •  İdeal kilonuza ulaşmak için bir programa katılın,
    •  Yavaş ve kararlı şekilde kilo verin, kısa zamanda verilen kilolar kalıcı başarı sağlamaz,
    •  Yeme alışkanlığınız değiştirin.
  •  İlaçlar ( metabolizmanın işini kolaylaştıran ilaçlar);
    •  Kan şekerini kontrol altında tutmak için metformin içeren ilaçlar;
    •  Kan yağlarını dengelemek amacıyla kolesterol düşürücü ilaçlar kullanılabilir,
  •  Cerrahi 
    •  Tıkalı damarları açmak için,
    •  Obezite tedavisinde alternatif olarak kullanılabilir.

Yeme alışkanlığını değiştirmek ve sağlıklı beslenme ipuçları:

  •  Öğünlerinizde meyve ve sebze daha fazla yer alsın,
  •  Bol lifli gıdalara yer verin,
  •  Hayvansal gıdayı azaltın,
  •  Kızartma yerine haşlama, ızgara yada fırında pişirmeyi tercih edin,
  •  Atıştırmalıkları kaldırın,
  •  Akşam yemeğinden sonra atıştırma maya dikkat edin,
  •  Rafine edilmiş gıdalardan ( un, şeker, yağ) uzak durmaya çalışın,
  •  Sodalı içecekler kullanmayın,
  •  Hazır meyve suları kullanmayın,
  •  Şekerli gıdalardan uzak durun.

Kan yağlarını ve metabolik sendrom riskini arttıran ilaçlar nelerdir?

Bazı ilaçlar kan yağlarını arttırır metabolik sendroma zemin hazırlar, özellikle estrojen içeren ilaçlar ve doğum kontrol hapları bu ilaçların başında gelir.

  •  Östrojen içeren ilaçlar,
  •  Steroidli ilaçlar,
  •  Beta blokerler,
  •  Tiazid gurubu idrar söktürücü ilaçlar,
  •  Retinoidler ( sivilce ve cilt hastalıklarında kullanılır) metabolik sendrom riskini arttırır.

Metabolik sendrom’u hastalığa dönüşmeden durdurmak elinizdedir.
Doktorunuza danışın.

Referanslar:
1. American Heart Association
http://www.americanheart.org/
2. National Institute of Diabetes & Digestive & Kidney Diseases
http://www.niddk.nih.gov/
3. Canadian Cardiovascular Society
http://www.ccs.ca/home/index_e.aspx/
4. Canadian Diabetes Association
http://www.diabetes.ca/
5. Batsis JA, Romero-Corral A, Collazo-Clavell ML, et al. Effect of bariatric surgery on the metabolic syndrome: a population-based, long-term controlled study. Mayo Clin Proc . 2008 Aug;83(8):897-907.
6. Cornier MA, Dabelea D, Hernandez TL, et al. The metabolic syndrome. Endocr Rev . 2008;29:777-822.
7. Deen D. Metabolic syndrome: time for action. Am Fam Physician . 2004;69:2875-2882.
8. Eckel RH, Grundy SM, Zimmet PA. The metabolic syndrome. Lancet . 2005;365:1415-1428.
9. Findings and recommendations from the American College of Endocrinology on the insulin resistance syndrome. American Association of Clinical Endocrinologists website. Available at: http://www.aace.com/ .
10. Gami AS, Witt BJ, Howard DE, et al. Metabolic syndrome and risk of incident cardiovascular events and death. J Am Coll Cardiol . 2007;49:403-414.
11. Grundy SM, Brewer HB, Cleeman JI, et al. Definition of metabolic syndrome: report of the NHLBI/AHA conference on scientific issues related to definition. Circulation . 2004;109:433-438.
12. Grundy SM, Cleeman JI, Diniels SR, et al. AHA/NHLBI Diagnosis and management of the metabolic syndrome: an AHA/NHLBI Scientific Statement. Circulation . 2005;112:2735-2752.
13. Metabolic syndrome. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated November 2010.
14. National Heart, Lung, and Blood Institute website. Available at: http://www.nhlbi.nih.gov .
15. National Institute of Diabetes & Digestive & Kidney Diseases website. Available at: http://www.niddk.nih.gov .
16. Reaven GM. The metabolic syndrome or the insulin resistance syndrome? Different names, different concepts, and different goals. Endocrinol Metab Clin North Am . 2004;33:283-304.
17. Steinberger J, Daniels SR, Eckel RH, et al. AHA scientifc statement: progress and challenges in metabolic syndrome in children and adolescents. Circulation . 2009;119:628-647.
18. Syndrome X or metabolic syndrome. American Heart Association website. Available at: http://www.americanheart.org . Accessed January 17, 2003.
19. Wright JT, Harris-Haywood S, Pressel S, et al. Clinical outcomes by race in hypertensive patients with and without the metabolic syndrome (ALLHAT). Arch Int Med . 2008;168:207-217.
20. 1/13/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Salas-Salvadó J, Fernández-Ballart J, Ros E, et al. Effect of a Mediterranean diet supplemented with nuts on metabolic syndrome status: one-year results of the PREDIMED randomized trial. Arch Intern Med . 2008;168:2449-2458.
21. 2/17/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Davidson LE, Hudson R, Kilpatrick K, et al. Effects of exercise modality on insulin resistance and functional limitation in older adults: a randomized controlled trial. Arch Intern Med . 2009;169:122-131.
22. 5/11/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Nettleton JA, Lutsey PL, Wang Y, Lima JA, Michos ED, Jacobs DR. Diet soda intake and risk of incident metabolic syndrome and type 2 diabetes in the Multi-Ethnic Study of Atherosclerosis (MESA). Diabetes Care . 2009;32:688-694




HİPOTİROİDİ

Hashimoto Tiroiditi; Hipo aktif Tiroid; Tiroid Hormon Azlığı;

Hipotiroidi tiroid hormonlarının azlığına bağlı hastalıktır. Tiroid bezi yeterli hormon salgılayamaz. Tiroid hormonları boyun ön tarafına bulunan tiroid bezinden salgılanır ve metabolizmayı kontrol eder. Tiroid hormonlarının azalmasına neden olan en sık hastalık Hashimoto hastalığıdır. Hashimoto hastalığı tiroid bezinin iltihabıdır, vücut kendi dokusuna savaş açar, tiroid bezi hormon üretemez hale gelir ve hipotiroidi ortaya çıkar.

Hipotiroidi neden olur?

  •  Hashimoto hastalığı,
  •  İdiopatik tiroid atrofisi ( sebebi bilinmeyen bir şekilde tiroid bezi çalışmayı durdurur) ,
  •  İyot eksikliği: tiroid hormonları iyot ile yapılır iyot eksikliğinde hormonlar yapılamaz ve hipotiroidi olur. Günümüzde tuzlara iyot katıldığından nadir görülür,
  •  Subakut tiroidit: viral enfeksiyonları takiben ortaya çıkan tiroid iltihabıdır,
  •  Tıbbi tedavilere bağlı hipotiroidi: boyun bölgesinin ışınlanması yada tiroid bezinin cerrahi olarak çıkarılması yada radyoaktif iyot tedavisi sonrası tiroid bezi çalışmaz ve hipotiroidi ortaya çıkar.
  •  İlaçlara bağlı hipotiroidi: bazı ilaçlar ( lityum, iyot, alfa interferon, tioüre, amiodaron, interlökinler vb. ) tiroid bezinin çalışmasını durdurur ve hipotiroidi yapar.
  •  Hipofiz bezi kanseri,
  •  Tiroid kanseri ve tiroid enfeksiyonlarına bağlı hormon yetmezlikleri görülebilir.

Hipotiroidi kimlerde görülür?

Tiroid hormon azlığı herkezde ve her yaşta ortaya çıkabilir. En tehlikeli olanı doğumsal tiroid azlığıdır, zamanında tedavi edilmezse ağır zeka geriliği ve gelişme geriliğine sebep olur. İleri yaşlarda ortaya çıkan tiroid azlığı en sık

  •  Yaş: hipotiroid ileri yaşlarda özellikle 65 yaş üstünde sık görülür,
  •  Cins: hipotiroidi kadınlarda erkeklerden daha sıktır,
  •  Multiglandular otoimmun hastalıklar ile birlikte sık görülür yani diyabet ve diğer hormon hastalıkları ile sık görülür,
  •  Ailede hipotiroidi olan kişilerde sık görülür,
  •  Diğer otoimmün hastalıklar ile birlikte sık görülür özellikle
    •  Pernisiyöz anemi,
    •  Tip 1 diyabet,
    •  Paratiroid bezi hastalıkları,
    •  Romatoid artrit,
    •  Lupus ile birlikte tiroid hormon azlığı sık görülür.

Hipotiroidi belirtileri nelerdir?

Hipotiroidi şikayetleri yıllar içinde yerleştiğinden tanı koymak zordur. En sık görülen şikayetler:

  •  Halsizlik,
  •  Çabuk yorulma,
  •  Takatsizlik,
  •  Sürekli oturma yatma isteği,
  •  Depresif ruh hali,
  •  Sabah yorgun kalkma,
  •  Gün içinde uyuklama,
  •  Ödemli yüz,
  •  Ciltte kuruluk,
  •  Saç dökülmesi, saçlarda zayıflık ve kırılma,
  •  El ve ayaklarda şişme,
  •  Soğuğa tahammülsüzlük yazın bile hırka giyme,
  •  Kilo alma,
  •  Kabızlık,
  •  Sürekli ağrı hissi,
  •  Hafıza kaybı, hatırlama güçlüğü, unutkanlık,
  •  Konsantrasyon güçlüğü,
  •  Sinirli, kavgacı hal,
  •  Görme bozukluğu,
  •  Kısırlık ( hipotiroidi her iki cinste de önemli kısırlık sebebidir),
  •  Adet düzensizliği.
  •  Hormon azlığı devam ederse
    •  Kalp ritminde yavaşlama,
    •  Soluk almada güçlük,
    •  Vücut ısısında düşme,
    •  Koma yada komaya benzer derin uyku hali, görülebilir.

Hipotiroidi tanısı nasıl konur:

Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcıdır ancak kesin teşhis laboratuar testleri ile konur. Hipotiroid idüşünülen her hastadan aşağıdki testler istenmelidir:

  •  TSH ( Tiroid Stimulan Hormon),
  •  T3 ( Triiodotrionin),
  •  T4 (Tetraiodotrionin),
  •  Free T3,
  •  Free T4,
  •  Tiroid otoantikorları 
    •  Anti TG
    •  Anti TPO.

Tiroid sintigrafisi ve tiroid ultrasonu ayırıcı tanıda yardımcı olur.

Hipotiroidi nasıl tedavi edilir?

Tiroid hormonu saf olarak üretilmekte ve hastaların tedavisinde kullanılmaktadır. Hashimoto hastalığının erken dönemlerinde spesifik bir tedavi yoktur. Ancak hastaların neredeyse tamamnında hipotiroidi gelişir. Hipotiroidi tedavisinde levotiroksin yada triiodotrionin ile eksik olan T3, T4 hormonu yerine konarak tedavi sağlanır.
Korunma:
Hipotiroididen korunmak için sıklıkla tiroid testleri yapılmalıdır. Özellikle her doğan bebek için doğumda topuktan kan alıp tirpoid hormonuna bakmak yasal bir zorunluluktur. Ayrıca

  •  50 yaşından itibaren her 5 yılda bir,
  •  Eğer
    •  Tip 1 diyabet,
    •  Kısırlık ve
    •  Bazı ilaçları kullananların hipotiroidi açısından sık sık test edilmeleri gereklidir.

 

Referanslar:
1. The American Thyroid Association
http://www.thyroid.org/
2. Womens Health.gov
http://womenshealth.gov/
3. Canadian Institute for Health
http://www.cihi.ca/
4. Thyroid Foundation of Canada
http://www.thyroid.ca/
5. American Association of Clinical Endocrinologists. AACE medical guidelines for clinical practice for the evaluation and treatment of hyperthyroidism and hypothyroidism. Endocrine Practice . 2002;8:457-469.
6. Braunwald E. Harrisons Principles of Internal Medicine. 15th ed. New York, NY: McGraw Hill; 2001.
7. Escobar-Morreale HF, Botella-Carretero JI, Escobar del Rey F, et al. Treatment of hypothyroidism with combinations of levothyroxine plus liothyronine. J Clin Endocrinol Metab . 2005;90:4946-4954.
8. Hypothyroidism. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated June 2008. Accessed July 7, 2008
9. Roberts CG, Ladenson PW. Hypothyroidism. Lancet . 2004;363:793-803.
10. Surks MI, Ortiz E, Daniels GH, et al. Subclinical thyroid disease: scientific review and guidelines for diagnosis and management JAMA . 2004;291:228-238




GIDA ALERJİSİ

Gıda alerjisi gıda veya gıda katkı maddelerine karşı ortaya çıkan beklenmedik, aşırı alerjik reaksiyonlardır. Gıda alerjilerinin büyük kısmı en çok tüketilen gıdalara karşı oluşur. En sık gıda alerjisine neden olan yiyecekler şunlardır:

  •  İnek sütü,
  •  Yumurta,
  •  Fıstık,
  •  Buğday,
  •  Soya,
  •  Balık,
  •  Midye,
  •  Ceviz,
  •  Fındık,
  •  Susam alerjik reaksiyona en sık sebep olan gıdalardır.

Gıda alerjisi için risk faktörleri nelerdir ? kimlerde daha sık görülür?

Gıda alerjileri çocuklar başta olmak üzere herkeste ve her yaşta görülür, egzama, saman nezlesi gibi alerjik yapılı olan kişilerde gıda alerjisi daha sık görülür.

Gıda alerjisi ne şikayete yol açar?

Gıda alerjisi şikayetleri kişiden kişiye çok farklılıklar gösterir. Şikayetlerin gıdaya bağlı olduğunu fark etmek genellikle uzun zaman alır. En sık görülen şikayetler aşağıda sıralanmıştır:

  •  Deri döküntüleri, kızarıklık, kaşıntı, ürtiker ( kurdeşen),
  •  Sık acıkma,
  •  Sürekli mide kazıntısı,
  •  Karında guruldama, şişlik ve gaz,
  •  Çabuk doyma, karında gerginlik,
  •  Sık geğirme,
  •  Sık tekrarlayan mide problemleri ve hazımsızlık,
  •  Dudaklarda, dilde, boğazda şişme ( bazen çok tehlikeli boyutlarda olup nefes almayı engelleyebilir, boğulmaya yol açabilir),
  •  Karın ağrısı, kramp,
  •  Bulantı,
  •  Kusma,
  • İshal (gaz ile birlikte ara sıra tekrarlayan ishal atakları şeklinde görülür),
  •  Ciltte kaşıntı, batma hissi,
  •  Nefes darlığı, öksürük,
  •  Hapşırık,
  •  Burun tıkanıklığı,
  •  Hipotansiyon atakları,

Şikayetlerin başlangıcı ve gıdalar ile alakalandırılması arasında genellikle çok uzun zaman geçer. Hasta ve yakınları gıda alerjisini genellikle geç fark eder. Çocuk ve küçük bebeklerde gıda alerjileri belirtileri farklı olabilir, gaz, gurultu, iştahsızlık, ishal atakları, geçmeyen gribal şikayetler, çabuk ve sık hastalanma en sık görülen şikayetlerdir.

Gıda alerjisi nasıl teşhis edilir?

Gıda alerjisi basit laboratvuar testleri ile tespit edilebilir. Laboratuvarda kanda bulunan antikorlar tespit edilir.
Gıda alerjisi tespitinde laboratuvar testleri: Gıda alerji paneli RAST veya ELİZA yöntemiyle kanda bulunan gıdaya özgü IgE tipi antikorları tespit eder. Gıda alerji paneli hızlı ve kolay uygulanan bir test yöntemidir. Gıdaya karşı IgE tipi antikor varlığı o gıdaya karşı alerji olduğunu gösterir. Gıda alerji paneli her yaşta kolayca uygulanabilen bir test yöntemidir. Gıda alerji panellerinin o ülkeye ve bölgeye uygun hazırlanması gereklidir. Ayrıca laboratuvarda deri testleri ile alerjenler tespit edilebilir. Deri testi zahmetli bir yöntemdir ancak hemen sonuç verir. Alerjiye neden olan maddenin ciltte yaptığı kızarıklık ve ödem anında görülür. Diyet eliminasyon testi diyetten sıra ile şüpheli alerjen gıdaların çıkarılarak hasta açısından sonuçların değerlendirilmesine dayanır. Zahmetli ve sübjektif bir testtir.

Gıda alerjisi tedavisi:

Gıda alerjisi tedavisinde o gıdanın diyetten çıkarılması tedavinin aslıdır. Sık rastlanan gıda alerjileri düzelmeyen şikayetlere sık sık antihistaminik alerji ilaçlarının kullanılmasına yol açmaktadır. Hastalar genellikle şikayetlerinin gıdaya bağlı olduğunu düşünmezler ancak basit laboratuar testleri ile gıda alerjileri kolayca tespit edilebilir. Gıda alerjisi tespit edildiyse doktorunuzun ve diyetisyeninizin önerilerine uymanız gereklidir. Hem ilaç kullanıp hem alerjik gıdayı tüketmek yapılması en kötü davranıştır.
Gıda alerjisi Çölyak hastalığı ile karıştırılmamalıdır. Çölyak hastalığı buğday proteini olan glüten maddesine karşı ağır bir immün reaksiyon sonucu ortaya çıkar. Otoimmün bir hastalıktır.
Gıda alerjileri nadiren acil ağır alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Ağır akut alerjik reaksiyonlarda kortizon ve adrenalin kullanılabilir.

Gıda alerjisinden korunmak:

  •  Alerjiniz olduğunu bildiğiniz gıdalardan uzak durunuz,
  •  Hazır gıdalar ve paket gıdaların içeriğini okuyunuz ve alerjiniz olan maddeleri içeren gıdaları kullanmayınız,
  •  Restoranda alerjiniz olan gıdaları belirtiniz, mönü içeriğini sorunuz,
  •  Ağır akut alerjiniz olan maddeler var ise üstünüzde bunları belirten uyarı bileziği yada kolye taşıyınız,

Gıda alerjisi sık görülen ancak çok azı teşhis ve tedavi edilen bir hastalıktır. Basit laboratuar testleri ve gıda alerji paneli ile kolayca tespit edilebilir. Hastalar ve yakınları şikayetlerinin gıdaya bağlı olduğunu uzun süre sonra fark ederler.

Referanslar:
1. American Academy of Allergy, Asthma, and Immunology
http://www.aaaai.org/
2. Food Allergy and Anaphylaxis Network
http://www.foodallergy.org/
3. Allergy Asthma Information Association
http://aaia.ca/
4. Calgary Allergy Network
http://www.calgaryallergy.ca/
5. Boyce JA, Assa’ad A, Burks AW, et al. Guidelines for the diagnosis and management of food allergy in the United States: summary of the NIAID-sponsored expert panel report. Nutr Res . 2011 Jan;31(1):61-75.
6. Dambro MR, Griffith JA. Griffith’s 5-Minute Clinical Consult. Baltimore, MD: Lippincott, Williams, and Wilkins; 1999.
7. Food allergy: an overview. National Institute of Allergy and Infectious Diseases website. Available at: http://www3.niaid.nih.gov/topics/foodAllergy/PDF/foodallergy.pdf . Published July 2007. Accessed July 7, 2009.
8. Food Allergy and Anaphylaxis Network website. Available at: http://www.foodallergy.org . Accessed July 7, 2009.
9. Middleton E. Allergy: Principles and Practice. 5th ed. St. Louis, MO: Mosby-Year Book, Inc.; 1999




CUSHİNG SENDROMU

Cushing Hastalığı; Cushing Sendromu;  Hiper Kortizolizm;

Cushing kortizol hormonunun artması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.  Vücutta böbrek üstü bezlerinden üretilir ve stres ve enfeksiyonlarla mücadelede vücuda yardımcı olur.  Cushing sendromunun en büyük sebebi dışarıdan verilen kortizon hormonudur.

Cushing sendromu neden olur?

Hastalık kortizol hormonuna uzun süre ve yüksek dozda maruz kalmak sonucu ortaya çıkar.

  •  Dışarıdan uzun süre kortizon yada prednizolon gibi steroid hormonların verilmesi,
  •  Böbrek üstü bezlerinin tümörü ve aşırı kortizol üretmesi,
  •  Hipofiz bezi tümörü ve böbrek üstü bezlerinden aşırı kortizol ürettirmesi ( hipofiz bezi adenomlarına bağlı olursa bu duruma Cushing hastalığı denir,
  •  Nadiren akciğer, tiroit, böbrek, pankreas, timüs tümörleri Cushing sendromuna yol açar.

Cushing sendromu kimlerde görülür?

Hastalık herkezde ve her yaşta ortaya çıkabilir. En sık:
• Kortikosteroid içeren ilaçları uzun süre yüksek dozda kullananlarda,
• 20 – 50 yaş arası insanlarda,
• Daha çok kadınlarda ortaya çıkar.

Cushing hastalığının belirtileri nelerdir?

Hastalık birçok metabolizma bozukluğuna yol açar. En sık görülen belirtiler:

  •  Kilo alma,
    •  Özellikle üst vücutta ve yüzde kilo alma,
  •   Yuvarlak yüz ( ay dede yüzü ),
  •  Deri değişiklikleri,
    •  Deride esmerleşme,
    •  Mor çatlaklar,
    •  Kolay morarma,
  •  Kıllanma,
  •  Adet düzensizlikleri, adet atlama,
  •  Kısırlık,
  •  Cinsel istekte azalma,
  •  Yüksek tansiyon,
  •  Su tutulması, genel ödem,
  •  Kan şekerinde artma, diyabet,
  •  Aşırı yorgunluk, halsizlik, çabuk yorulma,
  •  Kişilik değişiklikleri, çabuk kızma, ağlama,
  •  Kas güçsüzlüğü,
  •  Osteoporoz, kemik erimesi, kolay kırılma, zor iyileşme,
  •  Çocuklarda iskelet gelişiminde, büyüme ve gelişmede gerilik, zeka gelişiminde yavaşlama,
  •  Aşırı susama,
  •  Sık idrara gitme,
  •  Psikoz,
  •  Bel ağrıları,
  •  Sık enfeksiyon hastalıkları görülür.

Cushing teşhisi:

Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Kullanılan ilaçların detaylı olarak söylenmesi önemlidir.

Kortizol seviyesi testleri yapılır:

  •  24 – saatlik idrarda serbest kortizol: vücuttaki kortizol miktarını gösterir. Birkaç kez yapılıp ortalamasının alınması daha doğru sonuç verir.
  •  Sabah kortizolu: sabah 8 de alınan kan örneğinde kortizol miktarıdır.
  •  Deksametazon süpresyon testi: kortizolun kaynağını tespit etmekte kullanılan testlerdir.

Kortizol kaynağını tespit etmek amacıyla:

  •  ACTH seviyesi,
  •  ACTH stimulasyon testi,
  •  Yüksek doz deksametazon supresyon testleri yapılır.

Görüntüleme testleri:

Hipofiz bezi ve böbrek üstü bezlerinin görüntülenmesi adenomların tespiti için önemlidir. Bu adenomlar hipofiz bezinde milimetrik boyutlarda olabilir.

  •  MR , CT tomografi yada direk grafiler ile inceleme yapılabilir.

Cushing tedavisi:

Cushing sendromunun tedavisi sebebe yöneliktir.

  •  Dışarıdan alınan steroid ilaçlara bağlı Cushing hastalıklarında ilacın azaltılması, kesilmesi yada alternatif tedavi seçenekleri araştırılır,
  •  Hipofiz tümörüne bağlı ise tümör çıkarılır yada radyo terapi ile faaliyeti durdurulur,
  •  Adrenal tümör ise böbrek üstü bezlerinin tamamı yada bir kısmı çıkarılarak tedavi sağlanabilir.
  •  Kortizol üretimini bloke eden ilaç tedavileri verilebilir.

Cushing hastalığından korunmak mümkünmü?

Cushing hastalığı birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir. Kortizonlu ilaçların doktor kontrolü dışında kullanılmaması gerekir.

Referanslar:
1. American Academy of Family Physicians
http://familydoctor.org/
2. Cushing’s Support and Research Foundation
http://www.CSRF.net/
3. Canadian Family Physician
http://www.cfpc.ca/
4. Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html
5. Arnaldi G, Angeli A, Atkinson AB, Bertagna X, et al. Diagnosis and complications of Cushing’s syndrome: a consensus statement. J Clin Endocrinolo Metabo . 2003;88:5593-5602.
6. Cushing’s Syndrome. National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases website. Available at: http://www.niddk.nih.gov/health/endo/pubs/cushings/cushings.htm . Updated July 2008. Accessed July 8, 2009.
7. Diez JJ, Iglesias P. Pharmacological therapy of Cushing’s syndrome: drugs and indications. Mini Rev Med Chem . 2007;7(5):467-480.
8. Fauci AS, Braunwald E, Isselbacher KJ, et al. Harrison’s Principles of Internal Medicine . 14th ed. New York, NY: The McGraw-Hill Companies; 2000.
9. Kirk LF Jr, Hash RB, Katner HP, Jones T. Cushing’s disease: clinical manifestations and diagnostic evaluation. Am Fam Physician . 2000;62(5):1119-1127, 1133-1134.
10. Tritos NA, Biller BM, Swearingen B; Medscape. Management of Cushing disease. Nat Rev Endocrinol . 2011;7(5):279-289.
11. Makras P, Toloumis G, Papadoglas D, et al. The diagnosis and differential diagnosis of endogenous Cushing’s syndrome. Hormones . 2006;5:231-250.
12. Yaneva M, Mosnier-Pudar H, Dugue MA, et al. Midnight salivary cortisol for the initial diagnosis of Cushing’s syndrome of various causes. J Clin Endocrinol Metab . 2004;89(7):3345-3351




BLUMİA NERVOSA

Nevrotik Kusma; Yeme hastalığı;

Blumia nervosa bir yeme bozukluğudur. Blumiada kontrolsüz yeme atakları görülür. Hastalar bu ataklardan sonra yediklerinin kendilerine zarar vereceği kilo aldıracağı düşüncesi ile ya kusarlar, ya ilaç ile ishal olmaya çalışırlar yada idrar söktürücü alırlar.
Blumia hastaları bu durumu sıklıkla tekrar ederler. Bu durumun haftada en az 2 kez ve üç ay süreyle tekrarlanmasına blumia nervosa denir.
Hastaların kiloları ve vücut şekliyle ilgili takıntıları vardır. Bazen bu durum aşırı egzersiz, oruç yada açlık dönemlerini takiben aşırı yeme ve öğünlerini çıkartma şeklinde de görülür.

Blumia nervosa neden olur?

Blumia nervosa bir yeme bozukluğudur ve diğer yeme bozuklukları gibi sebebi tam olarak aydınlatılamamıştır. Birçok faktörün bu hastalığın gelişiminde yer aldığı düşünülmektedir:

  •  Moda ve sosyal trendin zayıflık yönünde çağrılar yağması,
  •  Sıkı diyet yada kısıtlı yeme alışkanlığı,
  •  Beyin kimyasının bozulması,
  •  Fiziksel ve ruhsal stres altında olmak,
  •  Sindirim sistemi bozuklukları ve hastalıkları:
    •  Midenin büyümesi,
    •  Yavaş boşalan mide,
    •  Sindirim hormonlarının azlığı ve yetersizliği

hastalığın başlamasını tetikleyebilir.

Blumia nervosa kimlerde görülür?

Hastalık daha çok:

  •  Kadınlarda,
  •  11- 20 yaşları arasında,
  •  Obez kişilerde,
  •  Anksiyetesi olanlarda,
  •  Depresyonda olanlarda,
  •  Ailesinde obez kişiler olanlarda,
  •  Ailede ruhsal problemler olan kişilerde,
  •  Kendine güveni olmayan kişilerde,
  •  Vücut kilosu ve şekli ile sorunu olan kişilerde,
  •  Fiziksel görünüşün önemli olduğu işlerde çalışanlarda

Blumia daha sık görülür.

Blumia nın belirtileri nelerdir?

Ruhsal bulgular:

  •  Bir seferde yüklü miktarda öğün yemek,
  •  Yemek yerken kontrolü kaybetme duygusu,
  •  Kendi kendini kusturabilme,
  •  Laksatif (ishal yapıcı), idrar söktürücü, diyet ilaçlarını bulundurma ve sık sık kullanma,
  •  Aşırı egzersiz,
  •  Ruh halinde hızlı ve şiddetli değişiklikler,
  •  Depresyon,
  •  Anksiyete hali,
  •  Yeme arzusunu bastıramama,
  •  Alkol yada ilaç kullanımı,

Fiziksel bulgular:

  •  Karın ağrıları,
  •  Adet düzensizlikleri,
  •  Yanak ve çene bölgesinde şişlik ödem,
  •  Boğaz ağrısı,
  •  Tükürük bezlerinde ödem,
  •  Şişkinlik, gaz,
  •  Mide asidi nedeniyle dişlerde çürük, lekelenme, diş etlerinde çekilme,
  •  Parmakla kusturmadan dolayı ellerin, parmakların arkasında sıyrılma zedelenmeye bağlı izler,

Diğer bulgular:

  •  Kusmaya bağlı yutak borusu yanıkları,
  •  Diş çürükleri,
  •  Dişeti hastalıkları,
  •  Ağızda kötü koku,
  •  Sinüzit,
  •  Laksatif ve idrar söktürücü kullanımı dolayısıyla aşırı halsizlik, hipotansiyon ve vücut kimyasında bozulma,
  •  Baş dönmesi,
  •  Baygınlık atakları,
  •  Çabuk yorulma,
  •  Kas krampları,
  •  Kabızlık,
  •  Kalpte ritim bozukluğu, ani ölüm, sık görülür.

Blumia hastalarında yüksek oranda kişilik bozuklukları, psikiyatrik bozukluklar görülür:

  •  Depresyon sık görülür, çabuk gelişir,
  •  Anksiyete ve panik atak sık görülür,
  •  İlaç ve alkol bağımlılığı gibi bağımlılıklara yatkındırlar,
  •  Ruh halinde ani ve şiddetli değişiklikler sık görülür.

Blumia nervosa nasıl teşhis edilir?

Hastanın ve hasta yakınlarının hikayesi ile muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Hastanın:

  •  Fiziksel ve psikolojik geçmişi,
  •  Öğünleri ve yeme şekli,
  •  Vücuduna giren öğünlerden kurtulma şekli ve isteği teşhis koydurur.

Aynı zamanda blumia nın neden olduğu hasarın tespiti gerekir bu amaçla:

  •  Laboratuar testleri,
    •  Kan sayımı,
    •  Böbrek fonksiyon testelri,
    •  Karaciğer fonksiyon testleri,
    •  Kan biyokimyası,
  •  EKG ve kalbin durumu,
  •  İlaç taraması,
  •  Diş muayenesi,
  •  Gastroskopi,
  •  Kolonoskopi gerekebilir.

Tüm blumia hastaları psikiyatri tarafından detaylı muayene edilmelidir.

Blumia tedavisi:

Blumia tedavisinde amaç:

  •  Kontrolsüz yemek yemeyi önlemek ve,
  •  Yenilen yemekten kurtulma girişimlerini durdurmak,
  •  Vücut kilo ve şekli konusunda kendine güven oluşturmaktır.

Tedavide aşağıdaki girişimler kombine edilir:

A- Diyetisyen konsültasyonu: sağlıklı diyet ve öğün içerikleri konusunda hastanın bilgilendirilmesini sağlar, dengeli ve düzenli beslenme, kilo hedefi ve kalori hedefi koymaya yardımcı olur.

B- Psikoterapi: kognitif davranış tedavisi tedavide etkilidir. Özellikle ilaç tedavisi ile desteklenmiş psikoterapi başarılı sonuçlar verir.
Psikoterapi ile hastanın:
i. Kendisini kontrolsüz yemeğe iten sebepleri belirlemesi,
ii. Yeni yeme isteği ile başa çıkma becerileri geliştirmesi,
iii. Stres yönetimi,
iv. Zayıflama konusunda realistik düşünceler geliştirmesi,
v. Yeme konusunda sağlıklı düşünce ve yaklaşımlar geliştirmesi,
vi. Yeme dürtülerini kontrol etmesi sağlanabilir.

İlaç tedavisi: Serotonin geri alım inhibitörü olan anti depresan ilaçlar ile birlikte psikoterapi blumia tedavisinde çok başarılı sonuçlar vermektedir.

Blumiadan korunmak mümkün mü?

Blumiadan korunmak için yeme, yeme dürtüsü ve vücut algısı konusunda sağlıklı bir düşünce oluşturulması gerekir. Bu düşünce çocuk yaştan başlanarak oluşturulabilir. Erken tanı önemlidir bu nedenle çocukların

  •  Yeme arzularını kontrol edemediklerini düşünüyorsanız,
  •  Vücut ve kilo algılamasında sorunlar yaşıyor ise,
  •  Zayıflık ve zayıflama konusunda takıntılar başlarsa,
  •  Kendini kusmaya zorlar ise vakit geçirmeden bir doktora başvurunuz.

Referanslar:
1. Bulimia Nervosa Resource Guide for Family and Friends
http://www.bulimiaguide.org/
2. National Association of Anorexia Nervosa and Associated Disorders
http://www.anad.org/
3. National Eating Disorders Association
http://www.nationaleatingdisorders.org/
4. Bulimia Anorexia Nervosa Association
http://www.bana.ca/
5. Candian Mental Health Association
http://www.ontario.cmha.ca/index.asp/
6. Antidepressant use in children, adolescents, and adults. US Food and Drug Administration website. Available at: http://www.fda.gov/Drugs/DrugSafety/InformationbyDrugClass/UCM096273 . Published May 22, 2009. July 15, 2009.
7. Beers MH, Fletcher A. The Merck Manual of Medical Information . 2nd ed. Whitehouse Station, NJ: Merck Research Laboratories; 2003.
8. Bulimia nervosa. National Institute of Mental Health website. Available at: http://www.nimh.nih.gov/health/publications/eating-disorders/bulimia-nervosa.shtml . July 11, 2008.
9. Cecil RL, Goldman L, Bennett JC. Cecil Textbook of Medicine . 21st ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2000.
10. Conn HF, Rakel RE. Conns Current Therapy 2001 . 53rd ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2001.
11. Ferri F, ed. Ferri’s Clinical Advisor 2010. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2009.
12. Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Textbook of Internal Medicine. 23rd ed. Philadelphia, PA: Saunders; 2008.
13. Goroll AH, Mulley AG. Primary Care Medicine . 4th ed. Philadelphia, PA: Lippincott Williams & Wilkins; 2000.
14. Griffith HW. Griffiths 5-Minute Clinical Consult . Baltimore, MD: Lippincott Williams & Wilkins; 1999.
15. Jacobson JL, Jacobson AM. Psychiatric Secrets. 2nd ed. Philadelphia, PA: Hanley & Belfus; 2001.
16. Lenders JW, Eisenhofer G, Mannelli M, et al. Phaeochromocytoma. Lancet . 2005;366:665-675.
17. Noble J. Textbook of Primary Care Medicine. 3rd ed. St. Louis, MO: Mosby; 1996.
18. Rakel R. Textbook of Family Medicine 2007. 7th ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2009.
19. Rakel RE, Bope ET. Conns Current Therapy. 60th ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2009.
20. Stern TA, et al. Massachusetts General Hospital Comprehensive Clinical Psychiatry. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2008.
21. Tasman A, Kay J, Lieberman JA. Psychiatry . Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 1997




ANOREKSİYA NERVOSA

Nevrotik iştahsızlık; Yeme bozukluğu; Anoreksi;

Anoreksi bir yeme bozukluğudur. Kişilerin aşırı kilolu olduklarına yönelik takıntıları sonucu ortaya çıkan iştahsızlık ve egzersiz yapma durumudur. İdeal vücut ağırlığının %85 ve altında olmasına rağmen kendini kilolu sayan herkes anoreksiya nervosa kabul edilir. Hastalık ciddi rahatsızlıklara ve ölüme neden olabilir.

Anoreksiya nervosa neden olur?

Anoreksiyanın sebebi bilinmemektedir. Genetik meyil ve çevresel faktörler hastalığın ortaya çıkışında rol oynar. Kişinin kendi vücudu hakkındaki algısı bozulur ve kendini sürekli olarak kilolu görür.

Anoreksiya nervosa hastalığı için risk faktörleri nelerdir?

Hastalık aşağıdaki durumlarda daha sık ortaya çıkmaktadır:

  •  Bayanlar,
  •  Adolesan dönemi ve erken gençlik dönemi,
  •  Kendine güveni olmayan kişiler,
  •  Çaresizlik duygusu içinde olanlar,
  •  Mükemmeliyetçi olanlar,
  •  Şişmanlık korkusu olanlar,
  •  Aile tarafından zayıflama baskısı olanlar,
  •  Aşırı koruyucu, sert, çatışma içinde olan aile çocukları,
  •  Ailesinde yeme bozukluğu olan kişiler,
  •  Duygusal stres içinde olan kişiler,
  •  Depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlık çeken kişiler,
  •  Kişilik bozuklukları olanlar,
  •  Zayıflığı ve inceliği vurgulayan sosyal eğilim ve moda trendlerine karşı duyarlı olmak,

Anoreksiya nervosa ne şikayete neden olur?

Hastalık sinsi seyirlidir. Hasta ideal kilosunun % 85 i ve altına inmesine rağmen kendini halen aşırı kilolu görür ve bu amaçla diyet ve egzersiz yapar. Hastada görülen bulgu ve şikayetler:

  •  Kilo kaybı,
  •  Kalorili, yağlı gıdalardan korku derecesinde çekinme,
  •  Kilo kaybına rağmen diyet yapma,
  •  Kilo almaktan aşırı korkmak,
  •  Aksi yöndeki bütün bulgulara rağmen vücut algısında bozukluk, kendini kilolu olarak görme ( body dismorphia),
  •  Aşırı egzersiz yapmak,
  •  Vücut kilosu ve şekli konusunda algı bozukluğu, kendini şişman ve kilolu algılamak,
  •  El ve ayaklarda üşüme,
  •  Yiyeceklerden tiksinti duymak,
  •  Saç dökülmesi, vücutta kıllanma,
  •  Aşırı halsizlik, yorgunluk, bayılma atakları,
  •  Kabızlık,
  •  Depresyon ve / veya anksiyete,
  •  Çarpıntı en sık görülen şikayetlerdir.

Tedavi edilmeyen anoreksiya nervosa ciddi yan etkilere yol açar özellikle adet kesilmesi ( amenore ), kemik erimesi ( osteoporoz ), ve kalpte ritim bozuklukları ( aritmi ) sık görülür. Kardiyak problemler ölüme neden olabilir.

Anoreksiya nervosa teşhisi nasıl konur?

Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları ile teşhis koymak mümkündür. Muayene ve laboratuar testleri ile kesin teşhis konur. Muayenede aşağıdaki bulgular dikkat çeker:

  •  Vücut yağ dokusunun kaybı,
  •  Kas dokusunda azalma,
  •  Kalp ritim bozuklukları ve kalp ritminde yavaşlama,
  •  Tansiyon düşüklüğü,
  •  Ayağa kaktığnda tansiyonda belirgin düşme,
  •  Kemik yoğunluğuna azalma,
  •  Yavaşlamış metabolizma belirtileri en göze batan bulgulardır.

Anoreksiya nervosa tedavisi:

Anoreksiya tedavisi hastayı sağlıklı olabileceği kilosuna getirmek ve orada tutmaktır. Hastanın sağlıklı olabileceği kilo ideal kilosunun % 85 i dir. Bu amaçla hastanın aldığı kalori miktarı azar azar artırılır. Bu amaca aşağıdaki gibi bir dizi girişim ile ulaşılmaya çalışılır.

A- Nutrisyonel konsültasyon ( diyetisyen konsültasyonu):
Diyetisyen sağlıklı beslenmenin bileşenleri hakkında bilgi verir. Ulaşılmak istenen kilo hedefleri konusunda yardımcı olur. Bu hedefe ulaşmada beslenme öğeleri ve öğünler konusunda pratik yaklaşımlar çizer.
B- Kognitif davranış psikolojisi tedavisi:
Davranış psikolojisi tedavisi sağlıklı ve realistik vücut algısı sağlamaya yardımcı olur. Hastanın kendi vücudu, diyet ve egzersiz konusunda yeni bakış açısı geliştirmesini sağlamaya çalışır.
C- Birebir tedavi: kişilerin endişeleri ve algıları ile başa çıkmasına yardımcı olmak için yapılan psikoterapidir.
D- Aile tedavisi: yeme bozukluklarının atında büyük oranda aile bulunmaktadır. Birçok anoreksiya hastası aile tedavisi olmadan davranışını düzetemez. Bu nedenle ailenin tamamen tedaviye alınması gerekebilir. Ailenin ısrarcı davranışı, aşırı koruyucu davranışı, aile içi çelişki ve çatışmalar dindirilmeden hastanın tedavisi çoğu zaman başarısız olur. Anoreksiya nervosa hastalarının aileleri bu hastalığın sebebini, seyrini, aile davranışının bu hastalıktaki yerine ve tedavisini anlamalıdır.
E- Antidepresan tedavi: Antidepresan ilaçların tek başına kullanımı pek bir sonuç vermez. Ancak bazı durumlarda anoreksiya hastaları psikoterapi ile birlikte antidepresan ilaç tedavisinden çok fayda görürler. Özellikle selektif serotonin geri alım inhibitörü antidepresan ilaçlar kullanılır.
F- Kemik erimesi ve metabolik takviye: özellikle kemik erimelerini durdurmak amacıyla tedaviye kalsiyum ve mineraller eklenmeli, hormon eksiklikleri takviye edilmelidir.

G- Hastaneye yatma:

a. Eğer ideal vücut kilosunun % 25 ila % 30 u kaybedildi ise,
b. Ciddi kalp rahatsızlıkları ve ritim bozuklukları varsa,
c. Ciddi fiziksel hastalık bulguları varsa,
d. Ciddi psikolojik rahatsızlık bulguları varsa hasta hastaneye yatırılmalıdır.

Anoreksiya nervosa erken teşhis ve tedavisi başarılı sonuçlar vermektedir. Geç kalınan vakalar ciddi komplikasyonlara ve ölüme neden olabilir. anoreksiya nervosa dan bilinen bir korunma yolu yoktur.

Referanslar:
1. National Association of Anorexia Nervosa and Associated Disorders
http://www.anad.org/
2. National Eating Disorders Association
http://www.nationaleatingdisorders.org/
3. Canadian Mental Health Association
http://www.ontario.cmha.ca/
4. National Eating Disorder Information Center
http://www.nedic.ca/
5. Anorexia nervosa. National Eating Disorders Association website. Available at: http://www.nationaleatingdisorders.org/p.asp?WebPage_ID=286 . Accessed June 19, 2008.
6. Anorexia nervosa. National Women’s Health Information Center website. Available at: http://www.womenshealth.gov/faq/easyread/anorexia-etr.htm . Accessed June 19, 2008.
7. Beers MH, Fletcher AJ, et al. The Merck Manual of Medical Information—Home Edition . 2nd ed. Whitehouse Station, NJ: Simon and Schuster, Inc; 2003.
8. Casper RC. How useful are pharmacological treatments in eating disorders? Psychopharmacol Bulletin . 2002;36:88-104.
9. Ferri F, ed. Ferri’s Clinical Advisor 2010. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2009.
10. Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Textbook of Internal Medicine. 23rd ed. Philadelphia, PA: Saunders; 2008.
11. Jacobson JL, Jacobson AM. Psychiatric Secrets. 2nd ed. Philadelphia, PA: Hanley & Belfus; 2001.
12. Lenders JW, Eisenhofer G, Mannelli M, et al. Phaeochromocytoma. Lancet . 2005;20-26,665-675.
13. Lock J, le Grange D, Dare C, et al. Treatment Manual for Anorexia Nervosa . New York, NY: Guilford Press; 2000.
14. Noble J, Green H. Textbook of Primary Care Medicine. 3rd ed. St. Louis, MO: Mosby; 1996.
15. Rakel R. Textbook of Family Medicine. 7th ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2007.
16. Rakel RE, Bope ET, Conn H. Conn’s Current Therapy. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2009.
17. Stern TA. Massachusetts General Hospital Comprehensive Clinical Psychiatry. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2008.