Romatoid otoimmün hastalıklarda laboratuvar markerları

Romatizmal hastalıklar Laboratuvar markerları
Romatoid artritis RF (Romatoid Faktör), Anti- CCP( Citrullinated Protein)
SLE Systemic Lupus Eritematozus ) ANA ( Anti Nukleer Antikor) Anti-ds DNA Nti- Sm
İlaca bağlı Lupus ( Drug İnduced Lupus) Anti – Histon
Polimiyozit Anti Jo-1
Dermatomiyozit Anti Jo-1
Scleroderma ANA, Anti scl-70
CREST sendrom Anti Centromer
Sjogren sendrom ANA – Anti ro ANA – anti LA
Miks Konnektif Doku Hastalığı ( MCTD) ANA – ANTİ RNP



GRAVES HASTALIĞI

Graves

Toksik guatr, Diffüz guatr, Graves’ Disease, Diffuse thyrotoxic goitre.

Graves hastalığı nedir?

Tiroid bezi boyun ön tarafında yer alan ve salgıladığı hormonlar ile vücudun metabolizmasını hızlandıran bir bezdir. Tiroid bezi salgıladığı T3 ve T4 hormonları ile bütün vücudun metabolik hızını ayarlar.  Tiroid bezi beyinden salgılanan Tiroid Stimülan Hormon ( TSH) denilen bir hormon ile kontrol edilir. Graves hastalığı hipertiroidiye yol açan (Tiroid bezinin çok çalışmasına yol açan) en sık hastalıktır.  Graves hastalığı otoimmün hastalıktır, yani vücudun kendi dokusuna karşı oluşan antikorlar nedeniyle ortaya çıkar (TSH benzer antikor = TRAB= Tiroid Reseptör Antikoru= TSI = Tiroid Stimülan İmmünglobülin). Bu anti Tiroid antikorlar Tiroid bezinin çok çalışmasına sebep olur. Tiroid Stimülan Hormon benzeri bu antikorlar hastalığın ana sebebidir. Graves hastalığında ortaya çıkan TSI beyinden salgılanan TSH gibi etki ederek tiroid bezinin çok çalışmasına ve aşırı hormon üreterek metabolizmanın artmasına yol açar. Tiroid bezi büyür ( GUATR). Hastalık genç-orta yaşlarda ve kadınlarda daha sık görülür ve dünyada 10 milyondan fazla insanı etkiler. Ailede otoimmün hastalık olanlarda daha sık görülür.

Graves hastalığının belirtileri nelerdir?

Hastalık genellikle genç orta yaşlarda ortaya çıkar, yavaş seyirli bir hastalıktır, hastaların %30 unda göz belirtileri olabilir ( fırlamış gözler, göz kuruması, irritasyon vb.), ayrıca sıklıkla

  • Konsantrasyon güçlüğü,
  • Çift görme,
  • Sık dışkılama,
  • Tiroid bezinin büyümesi ( guatr),
  • Erkeklerde meme dokusunun büyümesi( jinekomasti),
  • Ellerde titreme,
  • İmpotans ve libido azalması,
  • Çarpıntı, aritmi,
  • Uykusuzluk,
  • Kaslarda güçsüzlük,
  • İştah artması,
  • Sinirlilik, depresyon, anksiyete,
  • Aşırı terleme,
  • Kilo kaybı görülür.

Gebelerde Graves hastalığı bebekte geçici hipertiroidiye yol açar. Tiroid hormonlarına uzun süre yüksek dozda maruz kalmak kemik erimesine yol açar. Tiroid hormonlarının ani ve aşırı yükselmesi tiroid krizine denilen ağır tabloya yol açar.

Graves hastalığı nasıl teşhis edilir?

Hastanın şikayetleri ve klinik muayene teşhisin temelini oluşturur, hastada guatr varlığı ve göz bulguları Graves hastalığını destekler, ayrıca laboratuvar testleri teşhisi destekler. Hastaların %50 sinde klinik bulgu ve şikayet yoktur, hastalık sadece laboratuvar testleri ile teşhis edilir.  Hasta kanında bakılacak olan

  • TSH,
  • T3 ( tri iodo trionin),
  • T4 ( tetra iodo trionin) hormonları ve bu hormonların serbest miktarları
  • Free T3, Fee T4 teşhise yardımcı olur.
  • Troid bezine karşı gelişen antikorlar bakılabilir
    • TSI= TRAB ( tiroid Stimülan İmmunglobülin = TRAB= tiroid reseptör antikoru) Graves hastalığına özgüdür tanı koydurur,
    • Tiroid Peroksidaz antikoru ( Anti TPO) Graves hastalığına özgü değildir Hashimoto hastalığında da pozitif olur.
    • Anti Tiroglobülin ( Anti Tg) de Graves hasatlığına özgü değildir.

Graves Hastalığına Laboratuvar dışı tanı yöntemleri:

  • Ultrasonografi: tiroid bezinin büyüklüğü tespit edilir.
  • Radyoaktif İyot tutulumu: tiroid bezi iyot ile çalışır. Graves hastalığında fazla çalışan tirodi dokusu verilen iyodu fazlaca tutar. Graves hastalığı için önemli bir testtir. Verilen radyoaktivite bir hastalıya yol açmayacak kadar düşüktür.

Graves hastalığının tedavisi:

Tedavide tiroid den salınan hormon fazlalığını durdurmak hedeflenir, bu amaçla:

  • Anti tiroid ilaçlar ile hormon yapılması engellenmeye çalışılır,
  • Radyoaktif iyot ile tiroid dokusu harap edilerek fazla çalışması önlenir,
  • Bazen cerrahi olarak fazla çalışan tiroid bezi çıkartılır.

Hormon seviyesi normale indirildiği zaman göz bulguları hızla geriler. Sinirlilik, çarpıntı, terleme, anksiyete gibi şikayetler beta bloker ilaçlar ile tedavi edilir.

Referanslar:

  • Eckman, A. (Updated 2010 April 20). Graves disease. MedlinePlus Medical Encyclopedia [On-line information]. Available online at http://www.nlm.nih.gov/medlineplus/ency/article/000358.htm. Accessed November 2010.
  • Yeung, S. et. al. (Updated 2010 April 26). Graves Disease. eMedicine [On-line information]. Available online at http://emedicine.medscape.com/article/120619-overview through http://emedicine.medscape.com. Accessed November 2010.
  • Ferry Jr., R and Levitsky, L. (Updated 2010 April 23). Graves Disease. eMedicine Specialties, Pediatrics [On-line information]. Available online at http://emedicine.medscape.com/article/920283-overview through http://emedicine.medscape.com. Accessed November 2010.
  • Patil-Sisodia, K. and Mestman, J. (2010 March 31). Graves Hyperthyroidism and Pregnancy: A Clinical Update. Medscape Today from Endocrine Practice. 2010;16(1):118-129. [On-line information]. Available online at http://www.medscape.com/viewarticle/718807 through http://www.medscape.com. Accessed November 2010.
  • Mayo Clinic Staff (2009 July 7). Graves’ disease. MayoClinic.com http://www.mayoclinic.com/health/graves-disease/DS00181/METHOD=print through http://www.mayoclinic.com. Accessed November 2010.



OTOİMMÜN HEPATİTLER

Otoimmün Hepatit: Autoimmune Hepatitits nedir?

Otoimmün hepatit vücudun savunma sisteminin kendi karaciğer dokusuna saldırması sonucu ortaya çıkan kronik seyirli karaciğer hastalığıdır. Bu saldırıyı tam olarak neyin başlattığı bilinmemektedir ancak çevresel faktörler ve genetik yatkınlık hastalıkta önemli rol oynar. Genellikle genç bayanlarda ortaya çıkar, siroza ve karaciğer yetmezliğine kadar ilerleyen karaciğer harabiyetine yol açabilir. Erken tanı ve tedavi ile hastalığı durdurmak mümkündür. İlaçla tedavinin mümkün olmadığı durumlarda karaciğer nakli yapılabilir.

Otoimmün hepatit nezaman akla gelmelidir ?

  • Sık rastlanan viral hepatit sebepleri ekarte edildiğinde otoimmün hepatit akla gelmelidir,
  • Genç + kadın+ siroz+ hipergammaglobülinemi varsa otoimmün hepatit akla gelmelidir.
  • Otoimmün hepatit tanısında en önemli iki test
    1. Anti SM ( anti smooth muscle = anti düz kas )ve
    2. Anti LKM testleridir.
  • Prognoz genelde iyidir. Aktif hepatit dönemldrinde tedavi verilmelidir.

Otoimmün hepatit epidemiyolojisi:

  • Vakaların %70 i klasik tip I otoimmün hepatit dir ve 40 yaş altı kadındır.
  • Fakat her yaş gurubu ve cinsten hastayı tutabilir. Irk ayrımı yoktur tüm dünyada görülür.
  • Diğer otoimmün hastalıklar ile birlikte görülebilir özellikle antifosfolipid antikor sendromuyla birlikte.

Otoimmün hepatit tanısı nasıl konur?

Otoimmün hepatit tanısı koymadan önce sık rastlanan kronik hepatit sebepleri ekarte edilmelidir.

  • Herediter kronik hepatit sebepleri,
    • Wilson hastalığı,
    • Hemokromatozis,
    • Alfa 1 antitripsin eksikliği,
  • Vira lkronik hepatit sebepleri ,
    • Hepatit A, B, C vb.
  • İlaca bağlı kronik hepatit sebepleri,
    • Minosiklin,
    • İNH,
    • Hidralazin,
    • Nitrofurantoin vb.
  • Alkolizm,

Otoimmün hepatit düşündüren önemli bir ipucu hipergammaglobülinemi varlığıdır.

  • Artmış total protein,
  • Düşük albümin,
  • Düşük anyon gap.

Otoimmün hepatit sırasında kolestaz çok nadir görülür. Eğer izole kolestaz görüntüsü var ise (ALP ve GGT artışı) otoimmün hepatitten başka sebepler aramak gerekir. Otoimmün hepatit tiplerini birbirinden ayırmak ta antikorlar kullanılır:

  • TİP I OIH: Anti SM pozitif, ANA sıklıkla pozitif,
  • TİP II OIH: Anti LKM pozitif, Anti LC1 pozitif,
  • TİP III OIH: Anti SLA / LP pozitif.

Otoimmün hepatit tanısında karaciğer biyopsisi altın standarttır.

Otoimmün hepatit tipleri:

  • Tip I Otoimmün Hepatit ( klasik) :
    • Tün yaşlarda görülse de genelde genç bayanlarda predominandır. Hastaların >%30 unda başka otoimmün hastalıklar da vardır.
      • Tiroidit,
      • Romatoid artrit,
      • Ülseratif kolit,
    • Hastalık aniden ortaya çıkar, nadiren fulminan seyirli olur,
    • Anti Smooth Muscle (= Anti SM= ASMA) her zaman pozitiftir, sıklıkla ANA pozitifliği de vardır.
  • Tip II Otoimmün Hepatit
    • Genellikle çocukluk çağında başlar,
    • Otoimmün polyglandular sendrom ile birlikte görülür,
      • Tip I DM,
      • Vitiligo,
      • Otoimmün troidit,
      • Prematür over yetmezliği,
      • Mukokutanöz kandidiyazis,
    • Beraberinde serum IgA düşüklüğü görülebilir,
    • Sıklıkla siroza gider,
    • Herzaman Anti LKM antikor pozitifliği görülür.
  • Tip III Otoimmün Hepatit:
    • Tip I e benzer,
    • Ancak Anti SM negatif Anti SLA/LP pozitif tir.

Otoimmün hepatit tedavi indikatörleri:

  • Absolute indikasyon:
    1. AST> X 10 ( normal değerin 10 katından fazla ),
    2. AST >X 5 + GGT > X 2, KC biyosisinde Bridging nekroz yada multinodüler nekroz,
  • Relatif indikdasyon:
    • A- Semptom
      • Halszilik, çabuk yorulma, taakatsizlik,
      • Arthralji,
      • Sarılık varsa
    • B- Serum AST absolut değer altına ancak normalin üstünde ise,
    • C- KC biyopsisinde orta düzey hasar varsa.
  • Semptomu olamayan hasta tedavi edilmemelidir.

Otoimmün Hepatit tedavisi:

Tedavide ya prednizolon + azatiopürin kombinasyonu yada sadece prednison kullanılır. Otoimmün hepatit hastaları son dönemde karaciğer transplantasyonu adayıdırlar

Referanslar :

  • Autoimmune hepatitis associated with the antiphospholipid syndrome. Eur J Gastroenterol Hepato 2001;13:591-3.
  • Curent concepts in the diagnosis, pathogenesis, and treatment of autoimmune hepatitis. Mayo Clin Proc 2001;76:1237-52.

 




EOZİNOFİLİ

Eozinofili üst limiti 0.4×109/Lt dir. Eozinofili sebepleri kabaca parazitik olan ve parazitik olmayan diye ikiye ayrılabilir. Genel olarak protozoal enfeksiyonlar eozinofiliye neden olmaz, helmint enfeksiyonları eoinofili ile seyreder. Helmint enfeksiyonlarında eozinofili doku invazyonu ile doğru orantılıdır. Filarial enfeksiyon yüksek eozinofili ile seyreder. İntestinal nematodlar ide hafif eozionofili ile seyreder.

EOZİONFİLİ İLE SEYREDEN ÖNEMLİ PARAZİTER ENFEKSİYONLAR

• FİLARİAL ENFEKSİYON,
• CESTODLAR TAPE WORMS (YASSI SOLUCANLAR),
• STRONGULOİDİASİS,
• HİDATİD KİST,
• KANCALI KURTLAR ( HOOKWORM),
• FASCİOLASİS,
• TOKSOCARİASİS ( VİSCERAL LARVA MİGRANS),
• SCHİSTOSOMİASİS,
• TRİCHİNELLA SPİRALİS,
• İNTESTİNAL NEMATODLAR,
• TROPİKAL PULMONER EOZİNOFİLİ ( MİCROFİLARİAL HİPERSENSİTİVİTE)

PARAZİTER OLMAYAN EOZİNOFİLİ SEBEPLERİ:

  • ALERJİK SEBEPLER:
    • ASTIM,
    • EGZEMA,
    • SAMAN NEZLESİ,
    • İLACA BAĞLI HİPERSENSİTİVİTE,
  • OTOİMMÜN HASTALIKLAR
    • CHURG – STRAUSS SENDROMU,
    • WEGENER GRANÜLOMATOZU,
    • POLİARTERİTİS NODOSA,
  • HEMATOLOJİK SEBEPLER,
    • HODGKİN HASTALIĞI,
    • EOZİNOFİLİK LÖSEMİ,
  • PULMONER HASTALIKLAR
    • ALERJİK BRONKOPULMONER ASPERGİLLOZ,
    • HİPEREOZİNOFİLİK SENDROM,
    • ASTIM,
  • DİĞER EOZİNOFİLİ SENDROMLARI,
    • L- TRİPTOFAN A BAĞLI EOZİNOFİLİ MYALJİ SENDROMU,
    • SPANİSH TOXİC OİL SENDROM,




PULMORENAL SENDROM

Pulmoner- Renal Sendrom; PRS;

SİSTEMİK VASKÜLİT: küçük pulmoner ve renal arterioller ile venüllerin ve alveolar kapillerlerin sistemik vasküliti.

PULMORENAL SENDROM = DAH + RPGN

DİFFÜZ ALVEOLAR HEMORAJİ

·         PROGRESSİF DİSPNE,

·         HEMOPTİZİ ( hastaların %95 inde var),

·         DİFFÜZ ALVEOLAR İNFİLTRASYON,

·         HEMATOKRİTTE DÜŞME. 

RAPİDLY PROGRESSİF GLOMERÜLO NEFRİT

·         HIZLI İLERLEYEN RENAL FONKSİYON KAYBI,

·         TİT DE NEFRİTİK SEDİMENT

o    DİSMORFFİK ERİTROSİT VE / VEYA

o    ERİTROSİT SLENDİRLER

Pulmorenal sendrom genellikle eş zamanlı başlayan diffüz alveolar hemoraji ve glomerülonefrit ile karakterize hastalıktır. Hemen tamamı otoimmün kökenlidir. Tanı serolojik testler ile,  bazen de akciğer, böbrek biyopsisi ile konur. Tedavide immün süressif ilaçlar, kortikosteroid ve sitostatikler kullanılır. Pulmorenal sendrom tek bir antite, tek bir hastalık değil bir sendromdur ve birçok sebebe bağlı olabilir.  Akciğer ve böbrek tutulumu eş zamanlı olmak zorunda değildir. Pulmoner ve renal sendromlar uzun aralıklar ile gelişebilir. Bu nedenle alveolar hemoraji ve glomerülonefrit gibi pulmoner ve renal sendromların varlığı aradan çok zaman geçmiş olsa bile akla pulmorenal sendromu getirmelidir.

Pulmorenal sendromdaki pulmoner patoloji: küçük damarları, arteriolleri, venülleri ve sıklıkla alveolar kapillerleri tutan vaskülittir.

Pulmorenal sendromda ki renal patoloji: küçük damarları tutan ve fokal segmenter prolifaratif glomerülonefrite yol açan vaskülittir.

Pulmorenal Sendrom Etyolojisi:

Pulmorenal sendromlar hemen her aman altta yatan bir otoimmün hastalığa bağlı dır.Bu sendromun prototipi Goodpature sendromudur. Ayrıca Sistemik Lupus Eritematosus, granülomatöz poliangiitis, mikroskobik poliangiitis, diğer kollektif doku hastalıkları, ilaca bağlı vaskülitler de pulmoorenal sendroma yol açabilir.

Nadiren IgA ya bağlı nefropatiler, IgA ya bağlı vaskülitler ve IgA ya bağlı immün kompleks böbrek tutulumlarının seyrinde de pulmorenal sendromlar görülür. Ayrıca rapidly progressif glomerülo nefritlerin seyri sırasında akut böbrek yetmezliği + volüm yüklenmesi + pulmoner ödem ve hemoptizi görülür.

EN SIK GÖRÜLEN PULMORENAL SENDROM SEBEPLERİ

HASTALIK GURUBU ÖRNEK
KONNEKTİF DOKU HASTALIKLARI DERMATOMYOZİT,

POLİMYOZİT,

PROGRESSİF SİSTEMİK SKLEROZ,

ROMATOİD ARTRİT,

SİSTEMİK LUPUS ERİTEMATOZUS,

GOODPASTURE SENDROMU
RENAL HASTALIKLAR İDİOPATİK İMMÜN KOMPLEKS GLOMERÜLONEFRİTLER,

İMMÜNGLOBÜLİN A NEFROPATİSİ,

RAPİDLY PROGRESSİF GLOMERÜLONEFRİT  KONGESTİF KALP YETMEZLİĞİ,

SİSTEMİK VASKÜLİTLER BEHÇET HASTALIĞI,

KRYOGLOBÜLİNEMİ,

EOZİNOFİLİK GRANÜLOMATOZİS + POLİANGİİTİS,

IGa BAĞLI VASKÜLİT,

MİKROSKOBİK POLİARTERİTİS,

DİĞER İLAÇ ( PROPİLTHİOÜRASİL VB. )

KALP YETMELİĞİ

Semptomlar ve şikayetler:

Pulmorenal sendromda tutulan organa ve hastalığın şiddetine bağlı olarak şikayetlerin sırası ve ağırlığı değişebilir, en sık görülen şikayetler:

  • Dispne,
  • Öksürük,
  • Ateş,
  • Hemoptizi,
  • Ödem,
  • Hematüri dir.

Pulmorenal Sendrom Tanısı:

  • Klinik bulgular
  • Akciğer filmi ( PA AC – AC BT)nde buzlu cam görünümü, konsolide alanlar,
  • Otoimmün hastalıkalr taraması: anti GBM, c- ANCA, p-ANCA, anti ds-DNA, ANA, ..
  • Bronkoskopi,
  • BAL: hemosiderin yüklü makrofajlar görülmesi,
  • Renal biyopsi : kresentlerin varlığı.

Bir hastada hemoptizi varlığı; altta pnemoni, karsinom, bronşiektazi vb. yok ise, diffüz parenkimal infiltrasyon var ise ve böbrek tutulumu işaretleri de var ise pulmorenal sendromu akla getirmelidir. İlk yapılacak testler serolojik testlerdir. Nadiren serolojik testlerin tanı koyamadığı vakalarda böbrek ve akciğer biyopsisi gerekir.

Pulmorenal sendrom düşündüğümüz vakalarda ilk yapılacak testler:

  • İdrar tahlili ( idrarda hematüri ve / veya eritrosit slendir varmı?= glomerulonefrit bulgusu)
  • Serum kreatinin ve böbrek fonksiyon testleri ( renal tutulum varmı?),
  • Hemogram ( anemi varmı?),
  • Akcieğr filmi ( infiltrasyon varmı?),

Daha sonra şüphemizi doğrulamak için serum antikor testleri isteriz:

  • Anti glomerüler bazal membran antikoru Anti-GBM ( goodpasture sendromu) ,
  • Anti ds DNA antikoru ve azalmış serum kompleman seviyesi ( SLE için),
  • Anti Nötrofil Sitoplazmik Antikor (ANCA, PR3-ANCA, c ANCA), ( Poliangiitis için),
  • Myeloperoksizas a karşı ANCA (MPO-ANCA yada perinükleer anca (p- ANCA)) ( mikroskobik poliangiitis için)
  • Kesin tanı akciğer biyopsisinde küçük damar vasküliti yada böbrek biyopsisinde glomerülonefriti göstermek ile konur.

Pulmoner fonksiyon testlerinin yada bronkoalveoler lavaj incelenmesinin tanısal değeri yoktur. Ancak heoptizisi olmayan ancak pulmoner infiltrasyonu ve glomerülonefriti olan vakalarda broko alveoler lavaj ile kanama varlığının gösterilmesi değerli olabilir. Ardışık yıkamalarda kanamanın aynı şekilde devam etmesi diffüz alveolar kanamayı gösterir.

Pulmorenal Sendrom Tedavisi:

Kortikosteroid ve siklofosfamid kullanımı hastaların %90 ında düelme sağlar,  %70 tam remisyon sağlar.

İmmün süpresyon tedavinin ana dayanağıdır. Bu amaçla

  • Kortikosteroidler,
  • Siklofosfamid,
  • Plazma aferez yapılabilir.

Standart yaklaşım indüksiyon olarak İV metilprednizolon 500 – 1000 mg 1X1 3 – 5 gün uygulamaktır.

Cevap alınmaya başlandıktan sonra doz azaltılarak devam edilir 1 mg /kg prednizolon 1X1 2-4 ay içerisinde azaltılarak kesilir.

Siklofosfamid ancak sistemik – generalize hastalık hali var ise kortizon tedavisine eklenmeli 0,5 – 1 mg /m2 iv puşe ayda bir.  Rituximab siklofosfamid yerine kullanılabilir.

Goodpasture sendromu ve bunun gibi ağır vaskülitelrde plazma aferez tedavi için kullanılabilir.

İlk tedavisden sonra düşük doz kortikosteroid ve / veya siklofosfamid  ile idame tedavisine başlanır ve  tedavi 6 -12 ay devam ettirilir.

İpucu:

Açıklanamayan pulmoner ve renal semptomlar farklı zamanlarda ortaya çıksalar dahi pulmorenal sendrom düşünülmelidir.

Akla PRS geldiğinde otoantikor testleri hemogram ve idrar bakılmalı akciğer filmi çekilmelidir.

Tanı için gerekirse pulmoner renal biyopsi yapılmalıdır. Alttaki otoimmün hastalık tedavi edilmelidir.

 

 

 




SEDİMANTASYON

Sedim;ESR; Sed rate;

Sedimantasyon, kan elemanlarının zaman içinde dibe çökmesi sürecidir. Çok eski ve basit bir testtir. Sedimantasyon testi bazı hastalıkları teşhis ve takibinde kullanılır. Kabaca kanda iltihabi reaksiyon varlığını gösterir. Kan alındıktan sonra bir tüp içine konur ve baş aşağı tutularak yarım saatte ve bir saatteki çökme hızları mm cinsinden yazılır. Sedimantasyonun pozitif olması spesifik bir hastalığı göstermez, birçok hastalıkta yükselebilir. laboratuvarda sedimantasyon testi Westergren metodu denen yöntemle bakılır.

Sedimantasyon hızı ne için bakılır?

Kabaca vücuttaki enfeksiyonun varlığını gösteren bir testtir. Ateşli hastalıklar ve romatizmal hastalıkların araştırılması sırasında istenir. Romatizmal hastalıkların, otoimmün hastalıkların ve kronik enfeksiyonların alevlenme dönemlerinde ve bazı kanser hastalıklarında sedimantasyon artar. Hastalıkların tedaviye verdikleri cevabın izlenmesinde de sedimantasyona bakılır. Tedaviden fayda görüyor ise sedimantasyon düşmeye başlar.

Sedimantasyon aşağıdaki hastalıkların takibi sırasında kullanılır:

  •  Otoimmün hastalıklar,
  •  Artrit ve romatizmal hastalıklar,
  •  Kronik enfeksiyon hastalıkları,
    •  Tüberküloz,
    •  Brusella,

Sedimantasyonun normal değeri nedir?

  •  50 yaş altı erkekler için saatte 15 mm altı,
  •  50 yaş üstü erkekler için saatte 20 mm altı,
  •  50 yaş altı kadınlar için saatte 20 mm altı,
  •  50 yaş üstü kadınlar için saatte 30 mm altı normal kabul edilir.
  •  Çocuklar için
    •  Yeni doğan 0 ila 2 mm / saatte
    •  Süt çocukluğu – püberte döneminde 3 – 13 mm/ saatte normal sayılır.

Yüksek sedimantasyon ne anlama gelir?

Her ne kadar bazı hastalıklarda sedimantasyon yüksekliği teşhise yardım etse de tek başına sedimantasyon yüksekliği bir hastalığa işaret etmez. Sedimantasyon dışında diğer testlerin de yapılması gereklidir.

Sedimantasyon değerini yükselten hastalıklar:

  •  Anemi,
  •  Lenfoma, multipl myeloma gibi bazı kanser hastalıkları,
  •  Böbrek hastalıkları,
  •  Gebelik,
  •  Tiroit hastalıkları,

İmmün sistemin kendi vücuduna zarar verdiği hastalıklarda sedimantasyon çok artar bu hastalıklara otoimmün hastalıklar diyoruz:

  •  Sistemik lupus eritematozus,
  •  Romatoid artrit,

Çok yüksek sedimantasyon en sık şu hastalıklarda görülür:

  •  Alerjik vaskülit,
  •  Dev hücreli artrit,
  •  Hiperfibrinojenemi,
  •  Makroglobülinemi,
  •  Nekrotizan vaskülit,
  •  Polimyalgia romatica,

Enfeksiyon hastalıkları sedimantasyonu arttıran diğer bir sebeptir:

  •  Sistemik enfeksiyon hastalıkları,
  •  Kemik enfeksiyonları, osteomyelit,
  •  Kalp kapağı enfeksiyonları, endokarditler,
  •  Romatizmal ateş,
  •  Ciddi cilt enfeksiyonları, erizipel,
  •  Tüberküloz,
  •  Brusella,

Sedimantasyonu düşüren sebepler:

  •  Konjestif kalp yetmezliği,
  •  Hiperviskozite hastalığı,
  •  Hipofibrinojenemi,
  •  Düşük plazma proteinleri ( böbrek hastalıklarında görülür),
  •  Polisitemi,
  •  Orak hücreli anemi de sedimantasyon hızı düşer.

Referanslar:
Kushner I, Ballou SP. Acute-phase reactants and the concept of inflammation. In: Firestein GS, Budd RC, Harris ED, et al, eds. Kelley’s Textbook of Rheumatology. 8th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2009:chap 52.
Pisetsky DS. Laboratory testing in the rheumatic diseases. In: Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Medicine. 23rd ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2007:chap 278.




PAROKSİSMAL SOĞUK HEMOGLOBİNÜRİSİ

Paroxysmal cold hemoglobinuria (PCH);

Nadir görülen bir otoimmün hastalıktır. Vücut kendi eritrositlerine karşı antikor yapar ve eritrositleri parçalar. Bu antikorlar özellikle soğuk ortamda aktive olurlar.

Paroksismal Soğuk Hemoglobinürisi kimde görülür?

Hastalık soğuk havalarda el ve ayakları etkiler. Antikorlar bu bölgelerde eritrositlere yapışır ve ölmelerine yol açar, ortaya çıkan hemoglobin in bir kısmı idrarla atılır. Paroksismal soğuk hemoglobinürisi Sifiliz enfeksiyonu sırasında, bakteriyel ve viral enfeksiyonların seyri sırasında ortaya çıkabilir yada hiçbir sebebe bağlı olmadan görülebilir.

Paroksismal soğuk hemoglobinürisi belirtileri nelerdir?

  •  Titreme,
  •  Ateş,
  •  Sırt ağrısı,
  •  Bacak ağrıları,
  •  Karın ağrısı,
  •  Baş ağrısı,
  •  Huzursuzluk, hastalık hali,
  •  İdrarda kan ( hemoglobinüri),

Paroksismal soğuk hemoglobinürisi teşhisi nasıl konur?

Hastalık laboratuar testleri ile teşhis edilir:

  •  Donath-Landsteiner testi pozitiftir,
  •  İdrarda ve kanda bilirübin miktarı yükselir,
  •  Kan sayımında anemi görülür,
  •  Coombs testi negatif tir,
  •  Ataklar sırasında hemoglobin artar,
  •  Laktat Dehidrogenas LDH ataklar sırasında çok artar.

Paroksismal soğuk hemoglobinürisi tedavisi nasıl yapılır?

Altta yatan bir hastalık var ise bu hastalığın tedavisi ile paroksismal soğuk hemoglobinürisi de düzelir. Ağır vakalarda immün sistemi baskılayan tedaviler verilebilir. Hastalık ataklar halinde seyreder, ataklar soğuk ta kalma ile başlar ve ataklar arasında hastanın hiçbir şikayeti olmaz. Hastalık böbrek yetmezliği ve kansızlığa neden olabilir. Soğuktan korunmak atakları önler.

Referanslar:
Schwartz RS. Autoimmune and intravascular hemolytic anemias. In: Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Medicine. 23rd ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2007:chap 164.




COOMBS TESTİ

Coombs’ test; Direk coombs; indirek coombs; Direk antiglobülin testi, İndirek antiglobülin testi;

Coombs testi eritrositlere bağlanarak ömrünü kısaltan, kansızlığa yol açan antikorların varlığını gösteren testtir.

Coombs testi ne için yapılır?

İki tip coombs testi vardır

  • 1- Direk coombs testi:

Kanda eritrositlere ( kırmızı kan hücresi) yapışmış ve onların ömrünü kısaltan antikor var mı diye bakılır. Birçok hastalıkta ve bazı ilaçların kullanımı sırasında kanda eritrositlere bağlanan antikorlar ortaya çıkar. Bu antikorlar eritrositlere bağlanarak ömürlerini kısaltır ve kansızlığa sebep olurlar. Eritrositlerin parçalanması çok hızlı olursa sarılık da görülür.

  • 2- İndirek coombs testi:

Kanda kendisi değil de başka eritrositler için antikorlar var mı diye bakılır. Bu antikorlar eritrositlere bağlı değildir ancak farklı eritrositlere bağlanıp onların parçalanmasına sebep olurlar. Bu antikorlar özellikle kan gurubu uyuşmazlıklarında ya da anne karnındaki bebekte kan uyuşmazlığı sırasında görülür. Annede bebeğin kanına karşı antikor vardır bu antikorlar bebeğe geçerek kansızlık hatta ölüme yol açabilir.

Coombs testi normal değeri nedir?
Coombs testi normalde negatif olmalıdır.

Pozitif coombs testi ne anlama gelir?

Pozitif indirek coombs testi anne kanında bebeğin eritrositlerine karşı antikor var yani kan uyuşmazlığı var anlamına gelir. Bu duruma Eritroblastozis fetalis yada yeni doğanın hemolitik hastalığı da denir. Ayrıca:

  •  Otoimmün hemolitik anemiler,
  •  İlaçlara bağlı hemolitik anemiler,
  •  Transfüzyon reaksiyonlarında da indirek coombs pozitif bulunur.

Pozitif direk coombs testi ne anlama gelir?

Kanınızda ertrositlerin üstüne yapışmış ve onların ömrünü kısaltan antikorlar var demektir.

Pozitif direk coombs testi neden olur?

Aşağıdaki hastalıklarda eritrositler üstüne antikorlar yapışıp kansızlığa yol açabilir bu hastalıkların teşhisinde coombs testi yol gösterir.

  •  Otoimmün hemolitik anemi,
  •  Kronik lenfositik lösemi ve diğer lösemiler,
  •  İlaca bağlı hemolitik anemiler:
    •  Kinidin,
    •  Metil dopa,
    •  Prokainamid, vb,
  •  İnfeksiyöz mononükleozis,
  •  Mycoplazma enfeksiyonları,
  •  Sifiliz,
  •  Sistemik Lupus Eritematozus,
  • Transfüzyon reaksiyonu sırasında coombs testi pozitif bulunur.

Coombs testi yaşlı kişilerde herhangi bir hastalık olmadan da pozitif bulunabilir.

Referanslar:
Powers A, Silberstein LE. Autoimmune hemolytic anemia. In: Hoffman R, Benz EJ Jr., Shattil SS, et al., eds. Hematology: Basic Principles and Practice. 5th ed. Philadelphia, Pa: Churchill Livingston Elsevier; 2008: chap 47.
Schrier SL, Price EA. Extrinsic nonimmune hemolytic anemias. In: Hoffman R, Benz EJ Jr., Shattil SS, et al., eds. Hematology: Basic Principles and Practice. 5th ed. Philadelphia, Pa: Churchill Livingston Elsevier; 2008: chap 48.
Schwartz RS. Autoimmune and intravascular hemolytic anemias In: Goldman L, Schafer AI, eds.Cecil Medicine. 24th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2011:chap 163.




PARİYETAL HÜCRE ANTİKORU

Antiparietal cells antibodies test; APCA

Pariyetal hücreler midede bulunur ve İntrensek faktöre denen bir madde salgılayarak B12 vitamininin emilmesini sağlar. Bu hücreye karşı yapılan antikor hücreleri bozarak vitamin B12 emilmesini engeller ve pernisiyöz anemi denen kansızlığa yol açar. Otoimmün bir hastalıktır. Test ile kanda bu hücrelere karşı antikor olup olmadığına bakılır.

Pariyetal Hücre için normal değerler:

Pariyetal hücre antikoru negatif olmalıdır.

Pariyetal hücre antikoru pozitifliği ne anlama gelir?

  •       Atrofik gastrit,
    Diyabet,
    Gastrik ülser,
    Pernisiyöz anemi,
    Tiroid hastalıkları.

İnsanların % 2 sinde anti pariyetal hücre antikoru pozitiftir. Pozitiflik yaş ile artar. Tiroid hastalıkları ve tip 1 diyabet gibi otoimmün hastalıkların varlığında test pozitifliği artar.

Referanslar:
1.      Antony AC. Megaloblastic anemias. In: Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Medicine. 23rd ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier




ANTİ İNSÜLİN ANTİKORU

İnsülin kan şekerini kontrol eden en önemli hormondur. İnsülin pankreas bezinden kana salgılanır. Anti insülin antikor laboratuar testi kanda insüline karşı antikor varlığını araştırır.

Anti İnsülin Antikor için normal değerler:

normalde anti insülin antikor negatif olmalıdır.

Kanda insülin antikoru ne için bakılır?

  •  Tip 1 diyabet teşhisinde,
  •  İnsülin kullanan hastalarda insüline karşı alerjik cevap varsa,
  •  İnsülin kullanan hastada insüline rağmen kan şekerini kontrol etmek zor ise bakılır.

Kanda insülin antikoru varlığı ne demektir?

Kanda IgG veya IgM tipi antikor var ise vücut insülin i yabancı olarak kabul edip ona karşı savaşıyor anlamına gelir. Bu durumda insülin işini yapamaz. İnsülin etkisiz olunca kan şekeri artar. Kan şekerini kontrol etmek için daha fazla insüline ihtiyaç olur. Buna insülin direnci denir.

Tip 1 diyabetli hastalarda insülin antikorları vardır.
Uzun süre insülin kullanan hastalarda insülin antikorları insülinin etkisini azaltır, hastalar giderek daha yüksek dozlarda insülinle kan şekerini kontrol etmek zorunda kalırlar. İnsüline karşı giderek artan bir direnç gelişir.
Eğer insüline karşı IgE tipi antikorlar gelişir ise insüline karşı alerji vardır denir. İnsülin alerjik reaksiyona yol açar. Bu durumda cilt reaksiyonları, döküntü ve ciddi alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu durumda insülin kortizon ve alerji ilaçları ile birlikte kullanılır.

Referanslar:
1. Buse JB, Polonsky KS, Burant CF. Diabetes mellitus. In: Kronenberg HM, Melmed S, Polonsky KS, Larsen PR. Williams Textbook of Endocrinology. 11th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2008:chap 30.
2. Eisenbarth S, Polonsky KS, Buse JB. Type 1 diabetes mellitus. In: Kronenberg HM, Melmed S, Polonsky KS, Larsen PR. Williams Textbook of Endocrinology. 11th ed. Philadelphia, Pa: Saunders Elsevier; 2008:chap 31