BATI NİL ATEŞİ

BATI NİL ENSEFALİTİ, NİL ATEŞİ,

Dr. Aydoğan LERMİ

Batı Nil Virüsü, Batı Nil Ateşi

İlk kez 1937 de tanımlanan Batı Nil Ateşi, sivrisinekler ile bulaşan, insanda beyin ve nörolojik sistemi tutan, ateş ile seyreden hastalıklara yol açan viral mikrobik bir hastalıktır. Dünyada giderek artan Batı Nil Ateşi hastalığı sivrisinekler ile bulaşır, doğada özellikle Haziran Eylül aylarında  kuşlar, atlar, insanlar arasında yaygın hastalıklara yol açar. Hastalık beyin ve nörolojik sistemi tutarak menenjit, ensefalit gibi ağır nörolojik hastalıklara neden olabilir. Sivrisinek ısırmasını takiben kuluçka döneminden sonra yüksek ateş, bilinç bulanıklığı, halsizlik, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi şikayetler ile başlayan hastalık ölümle sonuçlanabilir.

  •  Flaviviridea ailesi

• Japon ensefaliti virüsü serogrubu
• Zarflı, pozitif polariteli, tek iplikli RNA virüsü
• Dış ortama dayanıksız
• Isı, dezenfektan ve deterjanlarla inaktive olur,
• Virüs insan, kuş , köpek ve atlarda enfeksiyon yapar.
• Kuşlar rezervuardır hasta olmadan uzun süre virüsü taşıyabilirler,
• Virüs hayvanlar ve insanlar arasında sivrisinekler ile bulaşır.
• Son yıllarda artan salgınlar yapıyor

  • Ülkemizde Batı Nil Olguları

    • 2010
    o 47 vaka
    o 10’u eksitus
    • 2011
    o Beş vaka
    o Eksitus yok

İlk Seropozitiflik:
Serter ve ark., 1964 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi: 20 insan serum örneği Başta Batı Nil olmak üzere B grubu arbovirüsler için muhtemelen geçirilmiş enfeksiyon
Türkiye – Seroepidemiyoloji çalışmaları: İzmir ve civarı 20 hastanın serumlarında A ve B grubu arbovirüslerin araştırılması Başta Batı Nil olmak üzere B grubu Arbovirüsler için pozitif reaksiyonlar, muhtemelen geçirilmiş infeksiyon 1965 A. Radda Viyana Üniversitesi Orta ve Doğu Anadolu İlleri 200 civarında evcil hayvan serumu Ankara çevresinde Batı Nil veya ona yakın bir ajan, Hatay çevresinde B grubu muhtemelen Batı-Nil virüs aktivitesi 1968 F. Ege Ünv. Tıp Fak İzmir ve çevresi Ege bölgesinde tickborne virüs meningo ensefalitleri araştırması Tick-borne, WestNile, Dang Fever, Tahyna ve Sindois virüslerine karşı antikorlar 1971
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Enstitüsü-Ege Ünv. Tıp Fak Orta ve Batı Anadolu illeri 270 insan, 63 koyun kan örneği İzmir, İstanbul, Ankara ve Konya’da West Nile pozitiflikleri 1973 O. Meço Ankara niversitesi Tıp Fakültesi Güneydoğu Anadolu lleri 937 insan serum örneği Hemaglütinin antikorlarının araştırılması
• Diyarbakır %40.5,
• Urfa %38.9,
• Elazığ%41.2,
• Mardin %47.8,
• Siirt %44.8 Batı Nil ab pozitifliği
Türkiye – Seroepidemiyoloji 1980 D. Serter Ege Ünv. Tıp Fak Ege Bölgesi 1074 serum örneği,
Ege bölgesinde arbovirüs prevalansının mevcut durumu %29 BNV ab pozitifliği, bunun %74’ü nötralizasyonla doğrulanmış
2007 K. Ergünay ve ark Hacettepe Üniversitesi Şanlıurfa, Siverek 181 insan serum örneği BNV nötralizan antikor düzeyi %9.4 2009
K. Ergünay ve ark Hacettepe Üniversitesi Orta Anadolu Bölgesi (Sivas, Yozgat ve Konya ) %0.56 seroprevalans 2010 K. Ergünay ve ark Hacettepe Üniversitesi Orta Anadolu Bölgesi Ankara bölgesinde nedeni bilinmeyen MSS infeksiyonlarında Batı Nil virüsü araştırılması 87 BOS ve serum örneği %9.2 IgM, %3.4 IgG pozitifliği

DÖNGÜ:

• Bulaş

o En sık Culex cinsi sivrisinekler ile,
o Aedes ve Anopheles’le de bulaş bildirilmiş
o Kan transfüzyonu,
o Laboratuvarda perkütan yaralanma
o Solid organ transplantasyonu,
o Diyaliz
o Transplasental
o Emzirme

batı nil virüsü rezervuarı

batı nil ensefaliti nasıl bulaşır?

  • Batı Nil Ateşi kliniği:

    •  Virüs bulaşan insanların
      o %80 i hastalığı asemptomatik geçiriyor
      o %20 vaka klinik olarak bulgu veriyor
       Batı Nil Ateşi vakalarının %90 ında Nörolojik Tutulum YOK,
       Batı Nil Arteşinin %10 udna Nörolojik Tutulum Var

      •  %65 Ensefalit
        • %30 Menenjit
        • %5-35 Akut Flask Paralizi
    •  Birçok vaka miks tarzda seyrediyor.
    •  Nörolojik tutulum olmayan Batı Nil Ateşi ile sınırlı vakaların çoğu nu hospitalize etmek gerekmiyor, hastalık genellikle kendini sınırlar, 1/3 hospitalizasyon,
      • İnkübasyon 2-14 gün,
      • En yaygın belirti halsizlik,
      • Ateş, başağrısı: 5-10 gün,
      • Kırgınlık, myalji, bel ağrısı, iştahsızlık,
      • Gözlerde ağrı, farenjit, bulantı, kusma, karın ağrısı, diyare,
      • Döküntü: vakaların %25- 50 sinde görülür,
      • LAP nadir
      • Akut semptomlar 3-10 gün sürer, Hastaların çoğunda semptom süresi uzundur, 531 hasta içeren bir çalışmada:

      • %54 – semptomlar en az 30 gün devam etmiş,
      •  %79 – ortalama 16 gün işe gidememiş.
    •  Persistan subjektif semptomlar yaygındır:
      o Halsizlik
      o Hafıza problemleri
      o Başağrısı
      o Denge problemleri sık görülür.
    • Döküntü
      o Göğüs, sırt ve kollarda
      o Makülopapüler
      o Genellikle bir haftadan daha kısa sürer,
      o Döküntü görülen vakalarda Nöroinvazif hastalık daha az,
      o Ölüm daha az görülür.
    • Nöroinvazif Hastalık
      o Ensefalit,
      o Menenjit,
      o Flask paralizi,
      o Mikst
  • Nöroinvazif Hastalık kliniği:

    o Menenjit ve ensefalit:

    •  Başağrısı ve anormal BOS bulguları: menenjit kliniği, bulantı , kusma , başağrısı, ateş, Konfüzyon, bilinç değişikliği,
       Ensefalit: fokal nörolojik bulgular
      o Mikst Olabilir.
    •  Menenjit genelde ~35 yaş, ensefalit ~70 yaş civarı daha sık görülür.
      o Ensefalit: %12-80 tremor, mortalite %8-14, Rijidite, bradikinezi, postural instabilite %60, myoklonus %30 vakada görülür.
      o Akut flask paralizi:
      Spinal kord tutulumu ile bir veya daha fazla ekstremitede asimetrik kuvvetsizlik ve paralizi görülür.
       Guillain-Barre görülebilir ancak genellikle anterior boynuz hücre tutulumu Duyu kaybı yok,
       Kranial sinir tutulumu olabilir,
       Akut flask paralizi
       Arefleksi, hiporefleksi
       Barsak ve mesanede fonksiyon kaybı olabilir
       Solunum kaslarının tutulumu-solunum yetmezliği
       AFP hastalığın erken döneminde olur ve ensefalite de menenjite de eşlik edebilir.

 Diğer Klinik Özellik ve Komplikasyonlar:

o Koryoretinit, retinal hemoraji, vitrit, iridosiklit,
o Okluziv vaskülit, uveit, optik nörit,
o Rabdomyoliz
o Çoklu organ yetmezliği ve purpuralarla birlikte fatal hemorajik sendrom,
o Hepatit ve Pankreatit,
o Santral diabetes insipitus,
o Myokardit, Myozit ve orşit görülebilir.

  • Laboratuvar:

    o Anemi ve lökositoz %40,
    o Trombositopeni %15,
    o Hiponatremi %35-50,
    o Hipokalemi %13,
    o Karaciğer fonksiyonlarında bozulma %20 vakada görülür.

  • Laboratuvar:
    o SSS tutulumu
     BOS’ta lenfosit predominansı ile birlikte pleositoz,
     Artmış protein,
     Normal glukoz
    o Ensefalit-EEG: diffüz nonspesifik yavaş dalga AFP-EMG bulguları
    • Görüntüleme:
    • MR-talamus ve bazal ganglialarda lezyon

Batı Nil Ateşi Tanı

• Akla getirmek,
• Özellikle Endemik bölgelerde, Yaz ve sonbaharda (sivrisinek mevsimi)
• Açıklanamayan ateşli hastalık, ensefalit, menenjit vakalarında BATI NİL VİRÜSÜ düşünülmeli.
• Tanıda Altın standart virüsün kandan izolasyonudur ancak rutinde kullanılmaz.

  • Seroloji
    o BOS IgM pozitifliği
    o IgM ve IgG’de 4 kat artış
    o IgM’in negatifleşme süresi ortalama 156 gün
    • PCR
    o BOS, doku veya diğer vücut sıvılarında
  • Batı Nil Ateşi tanılı hastalarda tanı nasıl konmuş?
    • Serolojiyle vakaların %45’i
    • Nükleik asit testiyle %58’i
    • İkisinin kombinasyonu ile %94’üne tanı konmuş.
    Nöroinvazif hastalık tanısı için BOS da IgM ve PCR daha değerli.
  • Batı Nil Ateşi Tedavisi :
    • Destek
    • İlaç
    o İnterferon
    o Ribavirin
    o IVIG
  • Korunma
    o Vektör mücadelesi
    o Koruyucu giysi
    o Repellent kullanımı
    o Kan donörlerinde tarama



YAĞ EMBOLİSİ

Yağ embolisi dolaşımda yağ damlacıklarının bulunmasıdır, klinik bulgu vermeyebilir.

  • Yağ embolisi teşhisi için spesifik diyagnostik bir testi yoktur.
  • Risk faktörleri değerlendirilerek şüpheyi yüksek tutmak gerek,
  • Tedavisi sportif tir.

Yağ embolisi sendromu:

  • Predispozan faktörlerin ortaya çıkışından 24 -72 saat sonra beliren :
  • Peteşiyal döküntü,
    • Özellikle baş boyun, göğüs ön yüzde, subkonjuktival, aksillar, bölgede peteşiyal döküntü vakaların % 2- 50 sinde görülür.
  • Solunum şikayetleri:
    • Taşipne, dispne,
    • Dinlemekle krepitan raller,
    • Hemoptizi,
    • Bilateral infiltrasyon,
    • İleri vakalarda ARDS,
  • Nörolojik bulgular:
    • Konfüzyon,
    • Baş dönmesi ,
    • İleri vakalarda Koma,
  • Ateş
  • Kardiyovasküler sistem:
    • Taşikardi,
    • Hipotansiyon,
  • Retinal değişiklikler:
    • Peteşi,
    • Purtscher retinopatisi,
  • Sarılık
  • Renal :
    • Oligüri,
    • Anüri,
  • Hematolojik:
    • Trombositopeni < %50 den fazla azalma,
    • Ameni <%20 den fazla azalma,
    • Sedimantasyon saatte >71 üzerinde,
    • Yağ makroglobüli,nemisi ,

Yağ Embolisi tanısı nasıl konur?

  • Yukarıdaki bulguları destekleyen laboratvuar verileri,
  • Yağ globülleri ( non spesifik ve insensitif dir.
  • PA AC filmi: orta ve üst loblarda bilateral infiltrasyon ( kar fırtınası görüntüsü ),
  • Lipaz ve Fosfolipaz – A2 de artış,
  • Pulmoner Arter kateteri var ise PA basıncında artış,
  • Bronko Alveolar Lavaj örneğinde: makrofajlar içerisinde yağ vakuollri ( tanısal sensitivitesi düşüktür),
  • Kranial Tomografi: genellikle normaldir, ileri vakalarda ödem ve nonspesifik infaktüsler görülebilir.

Yağ embolisi için predispozan faktörler:

  • Travma,
  • Ortopedik cerrahi girişimler,
  • Alt ekstremite ve pelvik kırıklar, uzun kemik kırıklarının %20 sinde yağ embolis iolur.
  • Kapalı kırıklar,
  • Adipoz doku travması, mekanik travma, liposuction,
  • Yumuşak doku travması,
  • Karaciğer yetmezliği,
  • Kemik iliği travması,
  • Eksojen yağ enjeksiyonu: Total parenteral beslenme ( TPN), propofol, lenfografi,
  • Diğer yağ emboli sebepleri:
    • Orak hücre anemisi krizi,
    • Yanıklar,
    • Pankreatit,
    • Yüksek iftifa hastalığı,
    • Ekstra korporeal dolaşım.

Yağ embolisi tedavisi:

  • Masif yağ embolisinde mortalite tedaviye rağmen %5-15 arasında dır.
  • HEPARİN: rolü tam olarak aydınlarılamamıştır, teorik olarak lipazı aktive ederek lipemik serumu temizlediği düşünülüyor ancak altta yatan patolojinin ( kırık vb.) aşırı kanama riski var.
  • Profilaktik steroid kullanımının hiçbir faydası olmadığı gösterilmiş.
  • Yağ embolisini azaltmak – önlemek için: eksternal cerrahi fiksasyon, hipovoleminin hızla düzeltilmesi önerilir.

Referanslar

  • Mellor, A, and N. Soni. “Fat embolism.”Anaesthesia 2001; 56(2): 145.
  • Georgopoulos & Bouros. “Fat Embolism Syndrome: Clinical Examination is Still the Preferable Diagnostic Method.” Chest 2003; 123(4): 982-3.



V. F – PARAZİTİK MENİNGOENSEFALİTLER

Bazı paraziter enfeksiyonların seyri sırsında nörolojik tutulum ve menenjit – meningoensefalit tablosu görülür.

AMEBİK MENİNGOENSEFALİT:

Naegleria fowleri veya nadiren acantomoeba cinsi amiplerle meydana gelen meningoensefalit tablosudur. Naegleria meningoensefaliti fatal seyirlidir, akut bakteriyel menenjiti taklid eder. Naegleria cinsi amipler tatlı sularda yaşarlar. Tatlı sularda yüzmeyi takiben 3-5 gün sonra akut menenjit tablosu ortaya çıkar. Hastalar genellikle sağlıklı insanlardır altta predispozan bir sebep genellikle yoktur. Amip olfaktor sinir trasesini izleyerek os kribiformisi geçer ve sinir sistemine ulaşır. BOS bulguları bakteriyel menenjiti andırır. Gram boyamasında patojen görülmez, kültürde üreme olmaz. BOS da direk preparatta canlı trofozoidlerin görülmesi ve anamnezde tatlı suda yüzme öyküsünün olması tanı koydurur. Hastalık bir hafta içinde genellikle ölümle sonuçlanır. Tedavide Amfoterisin B ve rifampisin kombinasyonu denenebilir.

Acantomoeba cinsi amipler doğada yaygın olarak bulunurlar. Amip deri, akciğer, üriner sistem gibi bir enfeksiyon odağından hematojen yolla yayılarak sinir sistemine ulaşır. Hastalarda genellikle immün süpresyon vardır. Hızlı ilerleyen meningoensefalit ve KİBAS bulguları gelişir. BOS da lenfositik pleositoz, protein artışı görülür. Glikoz normal veya düşük olabilir. BOS da amip trofozoidlerinin görülmesi tanı koydurur. Tedavide sülfodiazin ve flusitozin kullanılır, intratekal olarak pentamidin ve polimiksin B verilebilir.

 

TOKSOPLAZMA MENİNGOENSEFALİTİ:

Etken toksoplazma gondii doğada yaygın olarak bulunur, pişmemiş gıdalar ve kedi dışkısıyla temas sonucu insana bulaşır. Hastalık genellikle semptomsuz seyreder. Semptomlu olması altta immunosupressif bir patoloji varlığını gösterir. Toksoplazmoz akut veya subakut meningoensefalit tablosuyla seyredebilir, bu durumda fokal veya generalize nörolojik bulgular sıkca görülür. Tabloya bazen koriyoretinit eklenir. BOS da minimal mononükleer pleositoz, hafifce artmış protein vardır. BOS glukozu artmış düşük veya normal olabilir. Periferik kanda atipik lenfositler vardır (hatalı olarak enfeksiyöz mononükleoz tanısı konabilir). Etken genellikle izole edilemez, tanıda karakteristik BT ve MR bulguları (halka tarzında kontrast tutan tüm parenkime yayılmış nekroz alanlarının görülmesi), serolojik olarak ıgm tipi antikorların varlığı veya IgG tipi antikorlarda artış olması, BOS, kas, lenf nodu veya beyin biopsisinde etkenin gösterilmesiyle konur. Tedavide 4 hafta boyunca sülfodiazin ( 2-6 gr/gün) primetamin (başlangıçta 100-200 mg, sonra 25 mg / gün ) ve lökovorin ( 2-10 mg/ gün ) kombinasyonu kullanılır.

 

MALARYA ENSEFALİTİ ( SEREBRAL MALARYA):

Plasmodium falciparum enfeksiyonlarının seyri sırasında hastaların %2 sinde ensefalit tablosu gelişir. Malarya ensefaliti ağır ve hızlı seyirlidir, başağrısı, epileptik ataklar ve komaya varan bilinç değişiklikleri hızla gelişir. Bazen hemiparezi, hemianopi, afazi, serebellar ataksi gibi fokal nörolojik bulgularda tabloya eklenir. Serebral malaryada mortalite tedaviye rağmen %30 u bulur. Enfekte eritrositlerin serebral kapiller damarları tıkaması sonucu multipl noktasal nekroz alanları tablodan sorumludur. Enfekte eritrositlerin vasküler endotele yapışmaları ve oklüzyonlara sebep olmaları nedeniyle birçok organda yetmezlik tabloları ortaya çıkar. ARDS, akut tübüler nekroz, diare, epigastrik ağrı, gözdibi kanamaları ve nörolojik tutulum görülür. Serebral malarya semptomları irritabiliteden hızla gelişen komaya dek değişebilir. Falciparum enfeksiyonları sırasında ortaya çıkan hipoglisemi ve hiperinsülinemi nörolojik tabloyu dahada ağırlaştırır. P.vivaks enfeksiyonu sırasında beyin parenkim invazyonu olmadığı halde uykuya meyil, konfüzyon ve epileptik ataklar ( ensefalopati tablosu )görülebilir. Malarya şüphesi olan ve nörolojik bulguların görüldüğü her hastalaya tanı kesin olmasa dahi vakit kaybedilmeden tedavi başlanmalıdır bu amaçla  klorokin sensitif falciparum için klorokin başlanır. Hastanın 48 – 72 saatte afebril olması beklenir bu süre içinde artan parazitemi görülürse exchange transfüzyon hayat kurtarıcı olabilir. Serebral malaryada kortikosteroidler kontrendikedir. Klorokin dirençli falsiparum düşünülüyorsa tedaviye oral kinin sulfat veya IV kinin – kinidin dihidrokloridle başlanır. Uygun olan parazitemi %1 in altına inene dek parenteral tedaviye devam etmektir. Bu tedaviyle rekürrans sık görüldüğü için tedaviye tetrasiklin, meflokin, artemisin, klindamisin veya primetamin –sülfadoksin kombinasyonu ilave edilebilir.