Mic 14- SPİROKETLER

SPİROKETLER

TREPONEMA LAR

3 Alt türü var:

  • Pallidum en sık görülen sifiliz etlenidir.
  • Pertunea YAWS ve PİNTA etkeni
  • Endemikum cinsel ilişki dışı sifiliz etkeni dir.
  • Corateum BEJEL etkenidir.

TREPONEMA PALLİDUM

Sık spiralli sivri uçlu her iki ucunda terminal Flamanları ile çok hareketli. Hareketleri : dönme, ileri geri gidip gelme, eğilip bükülme, sallantı, pandüler şekilde olmak üzere her yönedir. Işığı çok kırdığından karanlık sahada parlak görülür. İyi boyanmaz, giemsa ile 4-12 saatte soluk pembe boyanır. En iyi gümüşleme ile boyanır. Treponema pallidum kültürü yapılamaz, üretilemez, kuruluğa dayanamaz, antiseptik ve penisilinlere hassastır. T. Pallidum sadece insanda patojendir.

  • Sifiliz 1. Dönemde : şankr da,
  • Sifiliz 2. Dönemde : plak müköz, rozeol ve kondiloma lata larda ,
  • Sifiliz 3. Dönemde gom (az) larda basil görülür.

Şankr dan seröz sıvı pipetle alınıp karanlık sahada bakılır, roseol den kazınarak serözite çıkarılır karanlı ksahada bakılır. Karanlık sahada önemli olan basilin değil hareketin görülmesidir. FA ve gümüşleme ile de boyanabilir.

Sifiliz serolojik tanısı: sifiliz de 2 tür antikor oluşur.

  • Treponema pallidum antijenine karşı oluşan özgül antikorlar ki bunları ortaya koymak için treponema pallidum antijenleri kullanarak serolojik testler yapılır.
  • Hastalık sırasında harab olan hücre lipidlerine karşı ortaya çıkan REAGİN denen otoantikor tipinde ANTİLİPOİD antikorlardır ( IgM-IgG). Alerji de oluşan reaginik antikorlar ( IgE) dan farklıdır. Sifilizdeki bu reagin antikorlar hayvan dokularından elde edilen lipid ekstreleriyle serolojik tepki verirler.
    • TREPONEMA SIZ ANTİJENLERLE YAPILAN ÖZGÜL OLMAYAN DENEYLER:

      1. Kompleman birleşme temeline dayanan testler
        1. WASSERMAN
        2. KOLMER kompleman birleşmesi temeline dayalı testlerdir hemolitik reaksiyona dayanır.
      2. Flokulasyon temeline dayalı testler : Antijen olarak LİPOİD ler kullanılır. İnaktive insan serumuyla karşılaşan bu antijenler homojen kalırlar ancak sifilitik hasta serumuyla karşılaşırlar ise förülür bir flokulasyon meydana gelir.
        1. VDRL
        2. RPR flokulasyon testleridir. Her ikisi de aynı duyarlılıkta özgül olmayan testlerdir. Bu testler şankr dan 7-10 gün, enfeksiyondan 4-6 hafta sonra pozitif olur. Tedavi ile gerilerler,tedaviden 6-18 ay sonra – olur.geç tedavilerde ise yaşam boyu pozitif kalırlar. Bu testler spesifik testler ile konfirme edilmelidir.
        • VDRL antijeni kolesterol+kardiolipin+lesitin içerir. Hasta serumu 56 C de 30 dk inaktive edilmelidir.
            • VDRL Kalitatif lam testi : 0,05 ml hasta serumu + 0,02 ml VDRL antijeni rotator akonup 4 dk sonra okunur.
            • Buyuk ve orta buyuklukte parçacıklar (+)
            • Küçük ince flokulasyon ( +)
            • İnce granülasyon (–)olarak değerlendirilir.
            • VDRL Kantitatif lam testi: tedavi sırasında antikor titresinin düşüp düşmediğine bakmak için kullanılır.
            • Hasta serumu 1/1, ½. ¼. 1/8. 1/16. 1/32. Oranlarında sulandırılır. Ve yukarıdaki işlem tekrarlanır.
        • RPR: Özel hazırlanmış ve içinde kömür içeren modifiye VDRL antijenleri ile yapılır. Serumun bozulmadan kalması nedeniyle uzun süre saklanabilir. ( VDRL çabuk bozulur bu nedenle hasta serumları bekletilip hepsi birden çalışılır) RPR ile de aynı şekilde kalitatif – kantitatif lam testleri yapılabilir.
    • TREPONEMA ANTİJENLERİ İLE YAPILAN SEROLOJİK TESTLER

      • TPİ – TREPONEMA PALLİDUM İMMOBİLİZASYON,
        • Tavşan testisinden elde edilen treponema paliidum antijen olarak kullanılır.
        • FTA – ABS –floresanlı treponama antikor absorbsyonlu deney:
        • MHA- TP (TPHA)  mikrohemaglutinasyonlu t. Pall antikor testi bu iki test en güvenilir sifiliz testleridir.

FTA – ABS:

Sifilizin her döneminde özellikle çok erken ve çok geç dönemlerde TPI den daha değerli ve güvenilirdir. Anormal hiperglobülinemi yada LUPUS benzeri ANA varlığında FTA-ABS yanlış pozitif çıkar. FTA-ABS testi için T. Pall nichols antijeni yada Reither T. Pall kültürü yada hazır liofilize T. Pall antijeni lama yayılır ve aseton ile tespit edilir. Üzerine 56C de 30 dk inaktive edilmiş 0,03 ml hasta serumu konur. Kontrol olarak aynı lam üstüne 4+ , 1+ ve (-) hasta serumları da konarak enkübe edilir daha sonra lam yıkanır kurutulur. Üzerine fluoresan lı anti human globulin eklenir. Tekrara yıkanıp kurutulur ve floresan mikroskopta incelenir.

MHA- TP (TPHA):

(mikrohemaglutinasyon t. Pall)

  1. pallidum antijenleri ile kaplanmış tavuk yada koyun eritrositleri kullanılır. Sifiliz erken dönemlerinden sonra FTA-ABS testi kadar duyarlıdır. T. Pall nichols kökenli antijenler ile sensitize edilmiş eritrositler kullanoılır. Hasta serumu ile karşılaşınca ortaya çıkan hemagglütinasyon değerlendirilir. 4+ den – e kadar sınıflanır.

VDRL VE RPR :

İkiside aynı duyarlılıktadır primer sifiliz de %75 + bulunur. Lepra, Lyme, SLE, doku yıkımı ile seyreden hastalıklarda yanlış + bulunur. Şankr dan 7-10 gün, enfeksityondan 4-6 hafta sonra + olur. Pozitif lik FTA – ABS veya TPHA ile konfirme edilir.

VDRL ve RPR Tedavi ile geriler ler. 6 – 18 ay sonra negatif olmaları beklenir. Ancak tedavisiz bırakılan yada geç tedavi edilen hastalarda VDRL ve RPR hayat boyu pozitif kalabilir. Hem treponemal hemde non treponemal testler:

  • LEPRA
  • MALARYA
  • LYME
  • SLE
  • INFEKSİYÖZ MONO
  • Non spersifik hipergamma globülinemi yapan hastalıklarda yanlış + bulunur.

Sifilitik anneden doğan bebekte artan antikor titresini göstermek önemlidir kongenital enfeksiyonu gösterir. Nöro sifiliz için BOS VDRL tanı koydurur. Tedavi etkinliği VDRL – RPR titresi ile izlenir, tedavi ile azalır. Re enfeksiyonlarda non treponemal testlerin yeniden pozitifleşmesi önelidir. ( diğerleri hep pozitif kalır).

 

BORRRELİA

Düzsensiz kıvrımlı anaerobik spirokettir, Borrelia recurrentis Rekürran ateş sebebidir. Çok hareketlidir dönme ve kıvrılma hareketleri yapar. Zor üretilir.

  • Borrelia burgdorferi: Lyme hastalığına neden olan bakteri türüdür. Genellikle keneler aracılığıyla insana bulaşır.
  • Borrelia recurrentis: Ateşli hastalıklara neden olan ve genellikle vücut bitleri veya keneler aracılığıyla bulaşır.

Tanı: lam lamel arası kan karanlık sahada bakılır. Hareketli eritrositler görülür. Borrelia tanısında seroloji ve PCR kullanılır.

Boya: periferik yayma giemsa –wright ile boyanırsa borrelia lar menekşe renginde görülür. Çini mürekkebi ile negatif boya yapılırsa boşluk şeklinde görülür.

Kültür: farelere intraperitoneal olarak verilirsa 2 hf da ürer. Fare kanında borrelia lar görülür.

Borrelia ların serolojik tanısı zordur çünkü  sık sık antijenik yapıları değişir.  Tedavide tetrasiklin kullanılır.

LEPTOSPİRA

WEİLL hastalığının etkenidir. Sık spirallidir. Leptospira interrogans bir ucu çengel gibi spiroketlerdir. Çok sık spirallidir bu spiraller karanlık sahada inci dizisi gibi görülür. Giemsa ile 8 saatte kırmızı boyanır. Leptospira lar aerob spiroketlerdir. Üretilebilirler. Tavşan serumlu  Kurtof Nagoşi, Fleçher, Stuart besiyerlerinde ürer. Üremesi 4-5 günü bulur, negatif demek için 3 hafta beklenir. Kan, kemik iliği, BOS, idrar dan üretilebilir. Weill de 12 -23. Günlerde idrardan izole edilebilir. Alkali idrarda görülme şansı daha fazladır. Floresan antikorla boyanabilir. Leptospiralar için iki tür besiyeri vardır.

  • Serumlu
    1. Kortof
    2. Flecher
    3. Stuart
    4. Nagushi
  • Albüminli
    1. Elling hausen
    2. Jonsomn – haris

Leptospiralar hastalığın 1. Haftasında kandan izole edilebilr. En iyisi 1. Haftadan 10. Güne kadar bir serumlu 1 albüminli besiyerine ekim yapmak.  1. Haftadan sonra birkaç hafta boyunca 12 – 23 gün idrarla aralıklı olarak bakteri çıkarar. Alkali idrarda daha kolay ürer. BOS taze olarak 5 ml lik bseiyerine 1 ml olarak ekilir. Biopsi otopsi parçalarından da ekim yapılabilir. Leptospiralar 5 – 14 günde ürerler negatif demek için 6 hafta beklenmelidir. Aralıklı olarak kültürden yapılan preparatlarda karanlık sahada üremeye bakılır. Ayrıca tanı için PCR ile leptospira rRNA sı aranabilir. Leptospira için hayvan deneyleri : daha çok kontamine materyalde leptospira aramak için yapılan testlerdir. Materyap hayvan peritonunaekilir 3-4 gün aralar ile alınan kanda leptospira aranır. Weill de hayvanlar 6-8 günde ateşlenir 10 günde ikter olur ve ölürler. Hafif enfeksiyon geçiren hayvandan alınan kan ikinci hayvana inoküle edilirse virülans artacağından daha iyi sonuç alınabilir.

Sularda Leptospira Aramak :

  • Appelman karnı traşlı fare suya batırılır leptospira varsa enfekte olur.
  • Van – Tiel kobaya iki sonda yerleştirilir 30 Cde 100 cc su verilp diğer sondadan boşaltılır leptospria varsa enfekte olur.

Leptospira tanısında sero diagnoz: leptospira enfeksiyonlarında leptospira antijenlerine karşı yüksek titrede antikor oluşur ve uzun süre kalır. Hem geçirilmekte olan hemde geçirilmiş enfeksiyonların tanısında seroloji kullanılır.

  • MİKROAGGLÜTİNASYON antijen olarak yörede var olan leptospiraların canlı süspansiyonları kullanılır
    1. Leptospira icterohemorajica
    2. Leptospira cannicola
    3. Leptospira pyrogenes
    4. Leptospira pomona vb.

Leptospira biflexa patoc I saprofittir fakat leptospiralar ile ortak antijenik yapısı vardır.

0,1 ml hasta serumu 1/25….1/3200dek sulandırılır. Üzerine 0,1 ml leptospira süspansiyonu eklenir. 18 saat sonra okunur. Ağğlutinasyonda leptospiralar uçlarından tutunarak yıldız şeklinde aglütinasyon yapar daha sonra kümeleşirler. 1/100 – 1/200 titrede pozitiflil leptospiroz tanısı için anlamlıdır. Antikor titresi hastalığın 3. Haftasında maksimuma çıkar. İyileşmeyi takiben de 20 yıl boyunca antikortitresi yüksek kalır.

  • AGGLÜTİNASYON Antijen olarak leptospiraların formolle öldürülmüş inaktif süspansiyonları kullanılır. Sürmekte olan hastalığın tanısı için değerlidir.
    1. Lam aglütinasyon: her serovar için ayrı antijen yada 3lü – 4lü kombinasyon kullanılabilir.
    2. Leptospira Biflexa Patoc I ile lam agg. Patoc I antijen olarka kullanılırön deneydir. Rezidüel antikorların varlığını gösterir. Ayrıca indirek fluoresan antikor , kompleman fiksasyon, hemaglütinasyon ile de leptospira antikorları gösterilebilr. Elisa ile IgG IgM gisterilebilir.



PENİSİLİNLER

Penisilinler 1928 Yılında İngiliz bilim adamı Alexander Fleming tarafından Penicillium Notatum küf mantarından elde edilen antibiyotiktir. Penisilinin klinik kullanımı 1945 yılından itibaren başlamıştır.

A- DOĞAL PENISILINLER

PENİSİLİN G -IV
PENİSİLİN V -PO
BENZATİN PENİSİLİN -IM

SPEKTRUM :

GRAM +

Strep. pyogenes
Grup B Strep
S. Viridans
S. Bovis
S.Pneumonia ( bazıları
Enterokoklar ( bazıları
Listeria
B. anthracis
Erisipelotrix rhusiopathiae

GRAM

N. Meningitidis
Strep. Moniliformis ve Spirillum minus ( fare ısırığı hastalığı)
Pastorella Multicoda

ANAEROBLAR

Peptostreptokoklar
Actinomyces israeli
Fusobakterium
Clostridia

SPİROKETLER :

T. Pallidum
Leptospira
Borrelia spp.

KLİNİK KULLANIM:

Streptokokal enfeksiyonlar ( boğaz, deri vs.)
Sifıliz
Oral anaerobik enfeksiyonlar
Meningokokkal enfeksiyonlar
Aktinomikozlar
Leptospiroz
Antrax
Fare ısırığı hastalığı
( Sprillum minus, Streptobasillus moniliformis )

B – PENISILINAZA DIRENCLI PENISILINLER

OKSASİLİN – IV
NAFSİLİN – IV
METİSİLİN – IV
KLOKSASİLİN – PO
DİKLOKSASİLİN – PO

SPEKTRUM:

Staf. aureus ( MRSA hariç )
Staf. epidermidis ( dirençli suşlar hariç )
Grup A Streptokoklar
aşağıdaki bakterilere etkisizdir:
Enterokoklar
Meningokoklar
Anaeroblar

KLİNİK KULLANIM:

Stafılokokal enfeksiyonlar

C – AMlNOPENISILINLER

AMPİSİLİN – IV, PO
AMOKSİSİLİN – PO
BAKAMPİSİLİN – PO

SPEKTRUM:

DOĞAL PENİSİLİNLERE BENZER + ek olarak

H. Influenza (Betal laktamaz negatif olanlar)
Salmonella spp.
Shigella
Enterokoklar ( bir aminoglikozidle beraber )
E. coli
Proteus mirabilis
Listeria monositogenes e de etkilidir

KLİNİK KULLANIM;

Enterokokal enfeksiyonlar
Listeriosis
Akut sinüzit, otit, bronşit,
Endokardit profılaksisinde (Amoksisilin) kullanılırlar.

D – KARBOKSI PENISILINLER (Antipseudomonal Penisilinler)

KARBENİSİLİN -IV
TİKARSİLİN – IV
MEZLOSİLİN -IV
PİPERASİLİN -IV

SPEKTRUM:

Pseudomonas aeruginosa
Enterobakteriaceae
( Proteus, Enterobakter, Morganella, Providencia )
Bakteroides spp

KLİNİK KULLANIM:

Pseudomonas enfeksiyonlarında kullanılırdı fakat karboksipenisilinlerin yerini üreidopenisilinler almıştır.

E – UREIDOPENISILINLER

MEZLOSİLİN
PİPERASİLİN

SPEKTRUM:

GENİŞ SPEKTRUMLU GRAM (-) AKTİVİTE:
(P. aureginosa ve Enterobakteria dahil)
ANAEROBLAR
B. fragilis
Fusobakterium
Clostridia
STREPTOKOKLAR VE ENTEROKOKLAR

aşağıdaki bakterilere etkisizdir:

Stafılokoklar
Klebsiella ( %50 )

KLİNİK KULLANIM:

Pseudomonas enfeksiyonları
Diğer gram (-) basiler enfeksiyonlar
Nosocomial enfeksiyonlar
dirençli Pseudomonas gelişimini önlemek için genellikle aminoglikozidlerle kombine edilirler.

PENİSİLİNLERİN YAN ETKİLERİ

1- HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI: Anafılaksi, ürtiker, wheezing, bronkospazm.
2- HEPATİT: Oksasilin, Nafsilin
3- INTERSTISYEL NEFRİT.
4- MYOKLONİK EPİLEPTİK ATAKLAR: Böbrek yetmezliği olan hastalara yüksek doz verilirse.
5- DİARE.
6- DÖKÜNTÜ: Infeksiyoz mononükleozisli hastaya Ampisilin verilirse ortaya çıkar.

PENİSİLİNLERE KARŞI DİRENÇ MEKANİZMALARI

1- BETALAKTAMAZ YAPIMI: Özellikle H. Influenza ve N. gonorea da
2- PENİSİLİN BAĞLAYICI PROTEİNDE ( PBP ) DEĞİŞİM : PBP nin
penisilin afınitesi azalır özellikle Pnemokoklarda görülür.
3- HÜCRE ZARININ ANTİBİYOTİKLERE GEÇİRGENLİĞİNİN AZALMASI: Özellikle Gram (-) lerde görülür.




V. D – SPİROKETAL ENSEFALİTLER:

Spiroketal hastalıkların bir çoğunda ensefalit, ensefalomyelit gelişme komplikasyonu vardır.  Treponemal nörolojik enfeksiyonlar nörosifiliz başlığı altında incelenecektir.

LYME ENSEFALİTİ:

Lyme hastalığı Avrupa ve Kuzey Amerikada yaygın olarak bulunur. Etken Borrelia burgdorferi dir, ixodes cinsi kenelerin ısırmasıyla insanlara bulaşır.  Hastalık Avrupa kıtasında  1900 lü yılların başından beri bilinmektedir. Hastalık deri döküntüleri, artraljiler, organ tutulumları ve nörolojik bulgularla seyreder. Enfekte vakaların çoğunda karakteristik olarak eritema kronikum migrans (EKM) olarak adlandırılan deri döküntüleri vardır. Kenenin ısırdığı yer ağrısızdır,asemptomatik olabilir. Borelia derideki kızarıklığın çevresinde bulunur. Nörolojik semptomlar hastalığın her döneminde görülebilir. 1. Evrede deri kızarıklığına ilaveten baş ağrısı, ateş, myalji ve  meningeal irritasyon bulguları görülür. Akut ve yaygın enfeksiyon 1.evreyi takiben gelişir. Borelianın lenfatikler ve sistemik  yayılımı sonucunda 2. evre başlar. Lyme ın 2. evresinde yüz felcinden multipl skleroz benzeri tablolara dek çeşitli nörolojik bulgular görülebilir. Evre 2 nin bir formuda menenjit, kranial nörit, ve radikülonöritten oluşan Bannwarths sendromudur. Lyme nöroboreliosu evre 2 deki hastalarda teşhiş edilebilir. Nörolojik semptomlar  kızarıklığın çevresinde duyu kaybı ve paresteziler ile başlar daha sonra motor radikülopati bunu izler. Bazen disk hernisi veya foraminal stenoza benzer klinik tablolar verir. Aseptik menenjit ve yüz felçleri 2. dönem lyme hastalığının en sık nörolojik bulgusudur. BOS bulguları normal olabilir veya aseptik menenjitle uyumlu lenfositoz ve protein miktarında artış saptanabilir. 2. dönemin diğer bir nörolojik komplikasyonuda subakut ensefalittir. Konsantrasyon bozukluğu, hatırlama güçlüğü, irritabilite, emosyonel labilite ile karakterizedir. Hafif seyirlidir, sıklıkla spontan iyileşir.  Bazı hastalarda optik sinir, beyin sapı, omurilik tutulumu görülebilir.

İlk evreyi takip eden yıllarda  bir kısım tedavi edilmemiş hastada kronik yaygın enfeksiyon şekli olan  hastalığın 3. Evresi gelişir. Bu evrede  artrit, deri lezyonları (akrodermatitis kronika atrofikans), çeşitli nörolojik sendromlar, kronik ansefalopati, periferal nöropati ve myelopatiye rastlanır. Lyme ın 3. Döneminde 3 major nörolojik tutulum vardır.

  1. Nöropsikiyatrik semptomlar: Özellikle çocukluk çağı lyme hastalarında ortaya çıkar, konsantrasyon güçlüğü, arkadaşlarıyla kooperasyonda bozulma, duygulanımda dalgalanmalar, arkadaşlıkları kaybetme ve okul başarısında düşme görülür.
  2. Fokal santral sinir sistemi lezyonları: Primer olarak omuriliği tutan ve multipl sklerozu taklit eden progressif ensefalit, serebral fokal ensefalit, vestibuler veya optik nöritler görülebilir.
  3. Aşırı yorgunluk: Günler veya haftalar süren epizodlarla karakterize yorgunluk ataklarıdır, beraberinde diğer nörolojik bulgular olmayabilir.

Tanı anamnezle konur bunu  serolojik testler destekler. Sebebi açıklanamayan kızarıklık, endemik bölgelere seyahat, anormal karakterli BOS varlığı Lyme hastalığını düşündürmelidir. Endemik bölgelerde asemptomatik kişilerde %5 ila 25  pozitif seroloji saptanabilir. Serolojik tanı düşük spesifiteye sahiptir ve bu testler  hastalığın ilk dönemlerinde  pozitif sonuç vermezler. Enzyme-linked immunoabsorbent assay (ELISA) testi daha hassas ve kolay gösterilebilmesinden ötürü tercih edilir. İmmun globulin G (IgG) artışınıda gösterir. Bu ekseriya  EKM nin başlangıcından  2 ila 4 hafta sonra ortaya çıkar ve 4 ila 6 ay sonra  düşmeye başlar. Lyme hastalığının  patolojik görünümü tipikdir. Perivasküler, interstisyel plasmosititk/lenfositik infiltrasyonlar görülür. Geç patolojik değişikler fibrosis, Wallerian dejenerasyon, bazal menengial kalınlaşma, granuler epandidimit ve infarktlara neden olan trombüslerle karakterizedir.

Tedavide; Oral amoksisilin ve doksisilin erken safhadaki yaygın enfeksiyonlarda etkilidir. Hastalığın 2. evresinde eritromisin, doksisilin, sefalosporin, amoksisilin, penisilin ile başarılı  bir şekilde tedavi edilebilir. Uzun süreli tedavide  parenteral penisillin veya  seftriakson oral olarakda tetrasiklinler kullanılmalıdır ( penisilin ( 20 milyon ünite/ gün IV ) veya seftriakson ( 2 gr/ gün IV ) veya tetrasiklin ( 6 saatte 1 500 mg po  ).).

 

LEPTOSPİRA MENİNGOENSEFALİTİ:

Leptospirozis akut multisistemik bir zoonozdur. Etken enfekte hayvanların ( en çok kemirgenler ) idrarıyla direk veya indirek temas sonucu insanlara bulaşır. Diğer spiroketlerden farklı olarak leptospiralar besi yerlerinde üretilebilirler. İnsanlarda sadece L.interrogans hastalık yapar. Deri ve mukoz membranlardan geçerek göz, sinir sistemi dahil tüm iç organlara yerleşir. Esas patoloji vaskülittir.

Klinik: Hastalık iki farklı klinik şekilde seyredebilir.

  • Weill hastalığı ( anikterik leptospirozis ) : Ani başlayan ve yaklaşık 7 gün süren ateş, başağrısı, kas ağrıları, karın ağrısı ve bulantı kusmadan sonra hastanın şikayetleri azalır. Birkaç günlük iyilik dönemini takiben şiddetli başağrısı, bulantı, kusma, konjoktivit, lenfadenopatiler, hepatosplenomegali ve miyaljilerle seyreden hastalığın ikinci dönemi başlar. Bu dönemde hastaların % 50 sinde aseptik menenjit-meningoensefalit tablosu gelisir. BOS bulguları viral menenjitleri andırır. BOS glukozu normaldir, protein artmıştır ve lenfositer pleositoz vardır. Menenjit bulgularıyla beraber piyüri, hematüri, karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluk leptospirozisi düşündürür.
  • İkterik leptospirozis : Ağır seyirli sistemik leptospirozis tablosudur. Sarılık, akut karaciğer ve böbrek yetmezliğiyle seyreder. Ikterik leptospirozis tablosuna menenjit eşlik etmez.

Tanı:Karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının bozukluğuyla birlikte kreatin kinaz yüksekliği leptospiroz düşündürür. Leptospiralar kan ve BOS dan nadiren izole edilebilir, tanı genelde serolojik yöntemlerle ıgm tipi antikorların gösterilmesiyle konur.

Tedavi: Tedavide Penisilin G ( 1.5 milyon ünite 6 saatte bir) veya Ampisilin ( 500mg veya 1 gr 6 saatte bir ) kullanılır, tedavi 7 güne tamamlanır.